28 Şubat 2013 Perşembe

Bin musibet bir nasihat


Sadece son iki yıl değil; belki de 20 yıldır başına gelmedik kalmadı Fenerbahçe'nin.

Kendi yanlışlarının bedelini de ödedi,
Kurulan tuzaklara da yenildi.

Gün geldi her kademesinde yanlış yönetildi,
Gün geldi herşey yolunda giderken kumpaslara geldi.

Ama hiçbir vak'a; tek başına bir unsurdan ibaret değil.
Bir çok dinamik değişken, birbirine göbekten bağlı ve yönetmek için önce ağırlık merkezini bulman ve ardından adam akıllı ve planlı şekilde yönetmen icap ediyor.

Son iki yıldır maruz kaldığın medya taaruzu denkleminin bir değişkeni de sensin.
Ne yaptıysan olmadı, sonunda komple elini eteğini çektin ve yönetemedin.
En güçsüz anında mızraklarını çıkardı onlar da, hakim gücün rüzgarında.
Karşına almaktan başka bir yol haritası çizemedin.

Cephe geniş, mevzi çok;
Ama sen Çanakkale'yi geçmelerine izin verdin.
Sonrasında olacakları bilmene rağmen, orada ölemedin.

Şimdi hem içerden, hem dışardan;
İsteyerek ve bilerek,
Ya da gayrıihtiyarı, sebepsiz hançerler saplanıyor yüreğine.

Sebebi, müsebbibi neyse ve her kimse;
Hançer saplanıp, can bedenden çıktıktan sonra nafile.

Fenerbahçe güçlüdür.
Fenerbahçe çok güçlüdür.
Ama ne acıdır ki; bölünmüş ve ama hala eskisi gibi güçlü olduğunu düşünen bir güç; zayıf karnından daha güçsüzdür.

Geç kalınmış da olsa; Fenerbahçe'nin -artık- ilk ve belki de tek yapması gereken şey, öyle lafla sözle değil, gerçek, yürekten bir kucaklaşma/bütünleşme yoluna gitmesi.

Ancak o zaman bir güçten bahsedebilir ve o gücün etkisini seyredebiliriz.
Çatı hazır,
Çatı belli.
Fener: Fenerbahçe.

Adını sen koy; bir çadırda toplan gerekirse, kapat ışıkları, unut geçmişi, terk et egonu, Fenerbahçe aşkıyla aç o geniş yüreğini.

Öfke ve nefretle olmayacak bu iş.
1001. musibete yol gösterecek sadece.
1 sevgi fidanına bakıyor şimdi Fener.
Seni bekliyor.
Sevgi tohumları.

3 yorum:

  1. Fenerbahçe bölündü mü ki birleşecek?

    Genel Kurul Üyesi olup Başkan Adaylığını açıklayan ve Genel Kurul Üyelerinin haklı desteğini alan biri yada birileri mi var?

    Taraftara hakim guruplar ile takım-yönetim arasında haklı bir fikir-proje-anlayış ayrılığı ile oluşan bir bölünmüşlük mü var?

    GFB'nin Fenerbahçe Başkanını Statta yada dışarda istifaya davetinin gerisinde;

    Fenerbahçe için projeler üreten maddi manevi güce haiz, kadrosunu kurmuş, genel kurul üyelerinin desteğine mazhar olmuş bir Başkan Adayları ve bu adayın Fenerbahçe menfaatleri için geliştirdiği bir eylem birliği mi var?

    En basitinden bu eylemin GFB'nin tüm üyelerinin desteklediklerini nereden biliyoruz.

    Yoksa,
    Gassaray'a sponsorluk yaptığını deklere eden Sn SARAN genel kurul üyeleri ve Fenerbahçeli yüreklerin desteğini alarak kurduğu bir fikir-proje hareketi ile bir bölünmüşlük mü yaratabilmiş?

    Yada
    Bugünkü Gassaray Basketbol Şube Sorumlusu ile ele ele verip Fenerbahçe'yi Avrupa'dan men ederken;

    1214 Macna Carta Libertatum ile İngiliz Kralına karşı kan döküp can vererek elde edilen Yargılanma Hakkı-Masumiyet Karinesini hiçe sayan Sn M.A. AYDINLAR;

    Ali ŞEN dışında Genel Kurul Üyelerinin en azında yüz ikiyüzünün haklı desteğini alabilmiş ve Fenerbahçe sevgisi ile çarpan milyon yüreklerin onayını alarak bir fikir-proje hareketi ve bölünmüşlüğü varmış da biz mi bi haber kalmışız?

    Kimdir Allahını severseniz yüreği Fenerbahçe sevgisi ile çarpan bu Fenerbahçe'li Bölünmüş ve Ayrışmışlar?

    Yoksa,
    Dün Fenerbahçe Stadına dışardan meşale atarak bugün en az Otuz Milyonun yüreğini yakan cezayı aldırtanlar mıdır Fenerbahçe'nin birleşmesi gerekenler?

    Velhasıl,
    Gassaraylı malum Medya'nın belirlediği, veya kendinden menkul bir takım gizli ajandası olanların pompaladığı; Fenerbahçe'de bölünmüşlük gibi bir sunni gündemin ardına takılmak Fenerbahçe'li kafalara şüphe tohumları ekmek yeşertmemek gerekir.

    Bunu basın açıklamaları, web sayfası duyuruları ile yönetim, teknik direktör, Sen, Ben kim yaparsak yapalım yanlış olur.

    Sn Başkan'ı hataları, eksikleri, yanlışları ve insani kusurları ile en çok eleştirenlerden biri olarak;

    ''Fenerbahçe'nin Kuruluşundan bugüne kadar olan zaman diliminde Fenerbahçe'den aldıklarından daha fazlasını veren kimdir'' diye kendime sorduğumda Sn Aziz YILDIRIM'dan başka cevap bulamıyorum.

    İtibarını, malını, mülkünü, canını Fenerbahçe için ortaya koyan, Fenerbahçe için ailesinden sevdiklerinden ayrılıp mahpusluk çeken birini eleştirirken birazcık olsun özenli, saygılı yaklaşmak gerekir.

    Sn Aziz YILDIRIM'ı değerlendirirken Ülkeyi yöneten siyasi liderlerimizin kapasitelerinden ona oy veren bizlerin seçme yetenek ve yetilerinden tutunda, tüm elit kesimleri ile toplumun dinamiklerinden ayrı tutarak;

    Onu Örneğin Bayern Yönetimi gibi olması gereken 'İDEA-L' ölçütlere göre eleştirmek ve nihayetinde yargılamak en azından insaf ölçütleri ile bağdaşmaz.

    Unutmayalım ki;
    Şu an itibari ile YARGITAY AŞAMASI gibi bir sürecin;

    Baskı unsuru(koz) olarak tutulup tutulmadığını, kullanılıp kullanılmadığını bil(e)mediğimiz kimi olay ve olgulara olasılık tanımamız gerekir.

    Uzattım affınıza sığınıyorum.

    Birleşelim hatta daha çok kucaklaşalım tamam ama sunni gündemlerle, Fenerbahçe'den nemalanan Fenerbahçe'yi çıkar-menfaat amaç ve aracı olmadan sevenlerle birleşelim.

    Dün,
    Koç çıktıda Fenerbahçe'li yürekler birleşip kucaklamadı mı?

    Yarın,
    Sn ŞAHENK,
    Doğru zamanve ortamda şık bir sunum ve nezih bir kadro, plan proje ile çıkarsa da inanıyorum ki Fenerbahçe'liler değil birleşme koca yürekleri ile yanıbaşında hazır ve nazır olarak gereğini yapacaklarına inancım sonsuzdur.

    Sürçü lisanım olmuşsa hoş görün lütfen.

    YanıtlaSil
  2. Nisa Suresi 135.ayet
    Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa, Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun. (Şahitlik ettikleriniz) zengin veya fakir de olsalar (adaletten ayrılmayın). Çünkü Allah ikisine de daha yakındır. (Onları sizden çok kayırır.) Öyle ise adaleti yerine getirmede nefsinize uymayın. Eğer (şahitlik ederken gerçeği) çarpıtırsanız veya (şahitlikten) çekinirseniz (bilin ki) şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.

    şüphesiz Allah doğruyu söyler.

    VE HAKEM HENÜZ SON DÜDÜĞÜ ÇALMADI SABREDİN

    YanıtlaSil
  3. kendi çıkarları uğruna adaleti hiçe sayan, hatta bunu salyalı bir şekilde kahkahalar atarak haykırmakdan utanmayan bir toplum olduk çıktık..
    şimdi futbolda yarın heryerde göreceğiz bunu.
    haftasonu herhangi bir takımı yenebilmek uğruna elemanın aslında nekadar da dürüst, şerefli bir insan olduğunu,karakteri icabı küfür etmesinin zinhar imkansız olduğunu savunan, üstüne üstlük kendi elemanlarının yaptığı çirkinlikleri federasyonun yanlı tutumuna icra eden zihniyetler..
    halbuki t.direktör klübede olsa ne olur olmasa ne olur? bumudur yani olay? hayır bu değil!
    bugune kadar sosyal medyada gündem olan bütün usulsüzlükler unutulup gitmedi mi? sadece 3 temmuz ihalesi memleketin bütün organları tarafından konu edildi. onun dışında ki herşey, vergi borçları, denizli primi, toros arabalar, sivasa giden balıklar, mecnun odyakmazın itirafları, ümit karanın itirafları, hasan şaş ın itirafları, ali uyanık ın itirafları, terimin ertelenen cezası, melonun dayağı, riera nın tekmesi,burak yılmaz ın çamurlukları, bjk- gs maçında verilen penaltı, 1 yıldır fenerbahçeye verilemeyen penaltılar, halis özkahya, tolga özkalfa, mehmet baransu, rok, m.a.aydınlar, 45 milyon euro, uefadan gelen mektupun saklanması skandalı, borsa manipilasyonu, hortum, dolandırma, beşiktaşın iflası, tt arenanın rezalet ötesi zemini, sadri şenerin koridorda oyuncu tartaklaması,onu çekme bunu çek, amk p.i vs.
    sayılcak daha neler var...
    son yıllarda yaşadıklarımızın sadece birkaçı ama 100 yıllık türk futbolu dendiğinde akla ilk gelen sadece 3 temmuz ve fenerbahçe match fixing...
    son olarak da hasta fenerbahçeli olduğunu savunan ve bizi bu noktada sırtımızdan vuranlar;
    m.a.aydınlar,ali şen, şenes erzik, GFB..
    Allah büyük..
    gerekli mücadeleyi henüz verememiş yönetici ve futbolcularımız başta olmak üzere hepsini Allah a havale ediyorum..!

    YanıtlaSil