14 Şubat 2013 Perşembe

Bate Borisov - Fenerbahçe: 0-0: Kör dövüşü ve müthiş mücadele.



Öncelikle bu kadar erken 10 kişi kalınan bir maç için teknik-taktik analiz yapmayı çok doğru bulmuyorum. Zira saha içindeki dizilişimiz veya mentalitemiz 86 dakika boyuna aynı kaldı, dolayısıyla işin teknik-taktik kısmına bu yazıda pek girmeyeceğim.

REAKSİYON

Maçtan önce 0-0'ın kabul edilemez bir sonuç olduğunu söylemiştim. Ancak şöyle bir durum var ki, 4. dakikada 10 kişi kalıp, ilk yarının geri kalanını nispeten önde basıp, müthiş mücadeleyle geçirip, ikinci yarı da 70'e kadar vaziyeti idare edip sonra gömülmeye pek itiraz edemiyorum.

Bir noktada oyuncuların hakkını vermek gerek ki o da 10 kişi kaldığımız maçlarda takımın gösterdiği inanılmaz reaksiyon. Geçen sezon Karabük maçında daha 6. dakikada Alex atılınca takım aslan kesilmiş, bir kişi eksik olmaya rağmen rakibi ilk yarıda sahadan silip bir gol bulmuş, yığınla da gol pozisyonuna girmişti. İkinci yarı da topun arkasına çok disiplinli bir şekilde geçerek rakibe şans tanımamıştı.

Sonra bu sezonki meşhur Eskişehir deplasmanı. Caner'in atılmasından sonra takımın gösterdiği reaksiyon ve mücadele müthişti. Sow'un harika golüyle de oradan bir puan almıştık, çok fazla detaylı anlatmaya gerek yok bu kısmı. Keza bugün de ilk yarı çok iyi bir mücadele örneği sergileyip, ikinci yarı çok sıkı kapandık.

GECİKEN DEĞİŞİKLİKLER

70. dakikadan sonra çok gömüldüğümüzü işaret edip eleştirenler olacaktır. Değişikliklerimizi çok iyi kullandığımızı düşünmüyorum ben açıkçası. Webo-Caner değişikliği doğruydu, ki zira Webo'nun kartı da vardı, ama anlaşılan Caner geçen haftadan bu yana % 100 değildi, sıkıntısı olduğu belliydi ve dolayısıyla çok yıpratıcı olamadı. Geriden top yapma sıkıntımız varken ve Cristian 3-4 dakikalık mücadelenin sonrasında kapılan topları uzun atıp rakibe teslim ederken biz onu top yapabilen Salih yerine hamleli adam olan Selçuk'la değiştirdik. 60 civarı bu iki değişikliği aynı anda yapsak çok daha diri kalabilirdik ve dolayısıyla da o kadar çok gömülmezdik. Belki ileride biraz daha top tutup, duran toptan veya garip bir karambolden bir gol bile çıkarabilirdik ama olmadı.

MEIRELES

Yaptığı müdahalenin hiçbir açıklaması yok. Direk kırmızı. Hakem belki kötü niyetliydi tamam, ama Raul'ün cidden bu kadar önemli bir maçta takımı bu kadar erken 10 kişi bırakmaya hakkı yoktu. Mersin maçında ucuz atlatmıştı ama bu sefer direk kırmızı çıktı. Bir sorunu varsa bunu teknik ekip halletmeli. İş etiğini de göz önünde bulundurarak aldığımız kariyeri tartışılmaz bir oyuncunun iki maç üst üste direk kırmızı kartlık müdahelelerde bulunmasının mutlaka bir sebebi vardır. Dediğim gibi teknik ekip ilgilenmeli bununla.

MAÇ MI SEÇİYORUZ?

Kesinlikle. Şu konsantrasyon ve mücadelenin yarısını Süper ligde göstersek ortalığın tozunu atarız bu bir gerçek. Ancak yine de lig maçlarında agresif oyuncularla 4-4-2 ısrarımı yineliyorum ve bu sistemi kesinlikle savunmuyorum.

DEPLASMAN TAKIMI

Avrupa liginde oynadığımız hiçbir deplasman maçını kaybetmedik. Üçünde oyunu iyi kitleyip bunlardan ikisinde çok iyi sonuç aldık, diğerinde ise kora kor oynayan rakibi resmen pişman ettik. Kontrol oyunumuz ben dahil birçok kişiyi memnun etmese de Avrupa maçlarında, şu seviyede netice getirdiğini kabul etmek gerek.

RÖVANŞ

0-0 istemiyorum derken hep aklımda rövanş vardı. Çünkü Bate iyi bir deplasman takımı ve ben öyle veya böyle İstanbulda bize bir gol atabilecekleri düşüncesindeyim. Bu yüzden de hep deplasmanda atılacak bir golün bizi çok rahatlatacağını düşünüyordum, ama 10 kişiyle bu kadar oldu.

NE YAPMALI?

Rakibin kapalı savunmalar karşısında ne kadar etkisiz olduğu ortaya çıktı bu maçta. Sahaya dizilişleri itibariyle de sürekli ortaya yüklendiler, kanatlara açılamadılar. Tek bir tehlikeli pozisyon yaratabildiler ki ondan da yararlanamadılar. Bizim yapmamız gereken kesinlikle kanatları kullanmak ve arkaya adam kaçırmak. Cristian sorumluluk alıp ilk yarı çok iyi mücadele etmiş olabilir ama önde baskıyı diri tutmak adına ben kullanılmaması taraftarıyım. Ben Salih'e gözüm kapalı forma veririm çünkü atacağı diagonal pasların rakip savunmayı çok zor durumda bırakacağını düşünüyorum. Şayet Caner % 100 ise solda da tercihim o olacaktır. 4-4-2 gibi dizilip, Sow'u ortada daha sarkık bırakıp, Webo'yu duvar olarak kullanmak, hem Sow'a rakibin üzerine gitme şansı verip, hem de savunmayı dengesiz yakalamak adına çok makul olacaktır.




Bu kadronun önde top tutup, rakibe uzun bir süre nefes aldırmayacağını ve gol yemeden gereken skor avantajını alabileceğini düşünüyorum. Umarım Kadıköy'de futbol şansı bizimle olur.

Dipnot: Maçtan önce bir maç önü yazısı yazmayı düşünüyordum ancak Sevgili Oğuzhan Oğuz, riqfutbol.com'da şahane detaylı bir analiz yazınca gerek görmedim. Hiçbir şekilde adını dahi kullanmadan, yaptığı detaylı analizin Habertürk gazetesi tarafından "İsmail Kartal'ın raporu" olarak kullanılması kadar terbiyesizce bir emek hırsızlığıyla uzun süredir karşılaşmamıştım. Maç sonu yazısını da aslında yarın yazmayı planlıyordum ama "belli mi olur, belki yarının maç analizi yazısını da bize sormadan burdan almayı uygun görürler" diyerek bu gece yazmayı tercih ettim. Bu da bakarsınız "Ömeroviç'in maç analizi" olur.

http://twitter.com/firataktav

1 yorum:

  1. Bu sezon en büyük eksikliklerimizden birisi; farklı maçlarda gösterdiğimiz farklı meziyetleri, bir bütün halinde maçlarda gösteremememiz.Bunu sağlayabilsek gerçekten çok güzel şeyler olacak.
    Ayrıca yönetimin bu gereksiz hareketler ve gereksiz kartlar için radikal kararlar alması lazım, bu durumlar hem taraftarın canını sıkıyor, hem diğer futbolcuların emeğine yazık oluyor.
    Mevcut kadro, performans ve durumda bu kadroya tamamen ben de katılıyorum.Ama Volkan ile ilgili endişelerim sürüyor.Ben onun dinlendirilmesi düşüncesindeyim.4-4-2 demişsiniz onu savunuyorsunuz, buna da aynen katılıyorum.Rakip gerçekten büyütülecek bir rakip değil, bu işi İstanbul'da bitirebiliriz.Disiplini elden bırakmazsak.Dün Meireles akılsızlık yapmasaydı, belki de dün bitmişti.

    YanıtlaSil