1 Eylül 2012 Cumartesi

Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki "Tarihi Fark"


GİRİŞ:


Kim söyleyebilir artık futbolda ekonominin rolü/payı minördür diye?
Altyapısından bilmem kaç tane futbolcu çıkaran Barcelona bile borç içinde yüzerken hem de.
Kalıcı başarılar ve seviye atlamak için yeter ve gerek şart, maalesef para artık.

Türkiye'de; son 10 yılda maddi durumu en iyi kulüp bilindiği üzere Fenerbahçe.

Galatasaray 40 kere iflasın eşiğinden döndü.
Beşiktaş Avrupa'dan men edildi, küçüldü.
Trabzonspor'un hali ortada.

Ama gelinen noktada Galatasaray'ın, anormal derecede yüksek borcu ve borç-alacak farkı mevcutken, bunca harcadığı paradan sonra hala Çilek, Kaka muhabbetlerinin dönmesi irrasyonel.

Fenerbahçe bile; Galatasaray'dan neredeyse bir sıfır daha az borca sahip olmasına rağmen, Financial Fair Play derdine adımlarını korkarak atarken, Galatasaray'ın neye güvendiğini anlamak zor. Altında hile hurda aramak ise bir o kadar kolay ve tabii.

Bu girizgahtan sonra, bir soruyla devam edelim:

Para, bu denli önemli bir role sahip olduysa futbolda; futbol takımlarının geleceğini belirleyen en önemli unsur ekonomileri değil midir?

Cevabı basit sanırım.

O halde gelin Fenerbahçe ile Galatasaray'ın "geleceklerini" bu yönüyle ele alalım.


GELİŞME:



Nedir gelir kalemleri bu 2 kulübün?


  1. TSL yayın gelirleri ve ödüller
  2. UEFA müsabakaları yayın gelirleri ve ödüller
  3. Forma, ürün gelirleri
  4. Stadyum gelirleri
  5. Sponsorluk gelirleri
  6. Maç günü gelirleri
  7. Diğer
Bunlar operasyonel futbol gelirleri.
Tabi bir de sermaye yapısını etkileyen/belirleyen kalemler var. Borsada işlem gören hisseler mesela.

Yazının anafikri olmadığı için, bilançolara girmeden özet bilgiler vereceğim.



  • Toplam Borç: Güncel rakamlar her iki kulüp için de daha az olabilir ancak burada aslolan şey, iki kulübün mukayesesi ve bu anlamda oranları.
  • Yükümlülük: Borç harici, geleceğe dönük sözleşme yükümlülükleri. Son transferlerle ufak değişiklikler olabilir.
  • Borç + Yükümlülük: Henüz borç kaydedilmemiş geleceğe dönük yükümlülükler ile, borçların toplamı.
  • Dernek + A.Ş. Konsolide Borç: 2 kulüp de dolar cinsiden açıklıyor. Yukarıdaki rakamlar her iki kulübün Sportif A.Ş. değerleri. Bu kalemde ise, Toplam borçlara, dernek borçlarının eklenmiş hali bulunmakta. Bu anlamda; Galatasaray'ın konsolide borç ve yükümlülükleri toplamı 1 Milyar TL'ye oldukça yakın seyretmekte.
  • Özkaynak: Görüldüğü gibi Fenerbahçe'de artıda, Galatasaray'da ekside.
  • Yıllık ortalama gelir: Yukarıdaki rakamlar 2011 futbol operasyon gelirleridir. Burada Galatasaray, Şampiyonlar Ligi geliri ile Fenerbahçe'ye yaklaşacaktır.
  • Halka açıklık: Sportif A.Ş.'lerin halka açıklık oranlarıdır. Yani; Fenerbahçe, kendi şirketinin % 85'ine, Galatasaray ise % 55'ine sahiptir.

Tablo ortada. Rakamlar 3 aşağı 5 yukarı değişiklik gösterebilir ama çap bu.

Galatasaray, SPK'nın kıyağı ile küçük yatırımcısına madik attı ama ancak 90 Milyon TL gelir elde edebildi. Bir dalga daha bedelli sermaye artırımı yapacağı konuşuluyor ama nakit koyamayacak Galatasaray, bu sefer hangi izafi/hayal ürünü gelirini sermaye olarak gösterecek, meçhul.

Bu tabloda; Galatasaray, şapkadan tavşan çıkarsa dahi borçları buhar olup uçmayacak.
Ha ama irili ufaklı kalemlerle gelirlerini artırabilir ve en iyi ihtimalle Fenerbahçe'nin gelirlerine yaklaşabilir.

Ya da diyelim ki; arkalarına aldıkları rüzgar ile Türkiye ve Avrupa'da elde edecekleri başarılarını realize ederek, Fenerbahçe'nin gelirlerini geçebilirler.


SONUÇ:

Mevcut gelirler, giderler, borçlar-alacaklar bir kenara;
Gelelim "Tarihi farkı" yaratacak 2 konuya.

  • Halka açıklık - Borsa
  • Halka açıklık - Kongre

Halka Açıklık - Borsa

Galatasaray'ın halka açıklık oranı % 45, Fenerbahçe'nin % 15.

Fenerbahçe'nin halka açıklık oranının da % 45'e geldiğini varsayalım. Yani Fenerbahçe'nin % 30'luk bir halka arz işlemi yaptığını farzedelim. Bunu % 10'luk arzlarla 3 aşamada yapsa ya da, son dönemde % 0,6 için 8,5M .-TL topladığı gibi, "dinamik" olarak satsa, elde edeceği minimum rakam 368.- Milyon TL.

Bu rakam Fenerbahçe'nin neredeyse tüm borç ve yükümlülüklerini sıfırlamaya yetecek bir tutar.
Galatasaray'ın ise artık arz yapabileceğini sanmıyorum. Yapsalar yapsalar, zorunlu bedelli sermaye artışında, rüçhan hakkını ödemeyen hissedarların paylarını düşük fiyatla geri alıp, yukarıdan, yabancılara satarlar. 

Koyun cebe.


Halka Açıklık - Kongre

Zurnanın zırt dediği yeri sona sakladım.

Başkan Aziz Yıldırım'ın ufak ufak dillendirmeye başladığı ve Eylül ayında açıklayacağı 1 Milyon Fenerbahçe Kongre Üyesi Projesi.

İlk adımlarını Fenerbahçe Kart ile atmıştı Aziz Yıldırım. 
300.000'leri geçti, çok basit imtiyazlar sağlayan ve esasen fazla bir vasfı olmayan Taraftar Kart.

Fenerbahçe bir zümre takımı değil, halk takımı.
Ve bu sefer, gerçekten halka açılıyor Fenerbahçe.

10.000 seviyesindeki kongre üyesi genel kurulunu, 1 Milyon seviyesine çıkartmak için yola çıkıyor.

İçeriğini yakında hepimizin öğreneceği bu proje ile;

Yüzbinlerce Fenerbahçeli; kulübüne kongre üyesi olabilecek, oy hakkına sahip olacak, başkan seçilebilecek, yönetime girebilecek.

Mevcut Kongre Üyelerinin mertebelerine muhtemelen belli bir süre sonunda geçilecek bu sistemde, Fenerbahçeli'nin en büyük hayali gerçek olacak.

Mevcut sistemde Kongre Üyelik bedeli 10.000.-TL. Yıllık aidat ise 50.-TL.
Sistemde 10.600 kongre üyesi var. Görüleceği gibi aidat geliri pek de kayda değer değil bugün kü haliyle.

Projede giriş bedeli henüz bilinmiyor, aidat hakeza.

Gelin biz çok basit bir simülasyon yapalım:

Giriş Bedeli 1000.-TL olsa, aidat da 100.-TL

Her 100.000 giriş için kulüp/dernek kasasına 100 Milyon .-TL koyacaktır.
Ayrıca her 100.000 üyenin kulübe yıllık aidat getirisi 10 Milyon .-TL olur.

Hedef 1 Milyon; gerçekleşirse, Başkan Divan Kurulu'nda söylediği gibi 1 Milyar TL'yi Fenerbahçe kasasına koyar. Yıllık aidat geliri de 100 Milyon .-TL'yi bulur.


Kongre üyeliği, en az taraftar kart kadar "satsa"; 300 Milyon .-TL'yi kasasına koyar Fenerbahçe, yıllık 30 Milyon TL'lik aidat geliri de cabası.

Rakamlar, adetler değişebilir. Ama yine, çap bu.



Peki ya Galatasaray?

İşte Galatasaray'ın Fenerbahçe ile rekabet edemeyeceği bir mecra. Galatasaray, Galatasaray Lisesi'nin takımıdır ve kongre üyeliği şartları aşağıdaki gibidir:

Giriş bedelleri:
  • Galatasaray Lisesi Mezunları 600 TL,
  • Aile Bireyleri 2.500 TL;
  • Bu Kategoriler Dışındaki Müracaatlar 10.000 TL,
  • Sporculuktan Üye Olanlar 1.250 TL.

Üyelik şartları/kontenjanları:

  • A Grubu - Galatasaray Lisesi’nde en az iki yıl okumuş olanlar.
  • B Grubu- Kulüp Başkanının önerisi ile takvim yılı başına en fazla 15 (on beş) kişi, başka bir kayıt aranmaksızın üye olabilir.
  • C Grubu- En az 5 (beş) yıl süre ile amatör veya profesyonel olarak  Kulüp adına yarışmalara katılmış, spor yaşamını Kulüpte tamamlamış, bu hususu Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü veya ilgili federasyondan alınan yazılı belge ile kanıtlamış ve spor yaşamını tamamladıktan sonra 5 (beş) yıl içinde üyeliğe başvuran sporcular. (Kulüp menfaatleri doğrultusunda transferi gerçekleşen sporcular Yönetim Kurulu kararı ile spor yaşamını Kulüpte tamamlamış olma koşulundan muaf tutulabilirler)
  • D Grubu- En az 5 (beş) yıllık üyelerin çocukları ve eşleri.
  • E Grubu- Yukarıdaki grupların dışında kalanlar.

Daha fazla birşey eklemeye gerek yok sanırım.
Galatasaray'da; istisnalar hariç, Galatasaray Lisesi mezunları kongre üyesi, yönetici, başkan olur ve/veya oy hakkına sahiptir.

Yani; Galatasaray borsada halka açılabilir ama Fenerbahçe gibi, kongrede açılamaz.
Ve işte "tarihi fark" da buradan gelir.


Not: Galatasaraylılar muhtemelen taşınmazlarını öne sürerek zenginlik gösterisi yapacaklardır. Ancak Riva ve Su Ada'yı kısa ya da uzun vadede sat(a)mayacaklarını çok iyi biliyor olmaları lazım. Buralardan ciddi oranda yüksek gelirler elde edebilecekleri şartlar ise henüz yok. Gelecekte olur mu meçhul.  






17 yorum:

  1. Bir Fenerbahçeli olarak yazıyorum:
    Yazının başlığını gördüm ve okumamaya karar verdim. Fenerbahçe'nin büyüklüğünü anlatmak için neden Gs'yi referans alıyoruz? Dünya takımı olmak istiyoruz ama karşılaştırmak için seçtiğimiz ilk takım Gs. Bence bu hatadan bir an önce dönmeliyiz!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. suada devlet tarafından verildi ve bildiğim kadarıyla kullanım hakkı onların

      Sil
    2. Bu bir ekonomik karşılaştırma yazısı. Barcelona ile mi kıyaslamalıydık?

      Sil
    3. Yazacaklarımda samimi olduğuma inanırsınız umuyorum. Fenerbahçe'ye gelen her topçunun ilk sözü "Gs'ye gol atmak istiyorum." oluyor. Muhtemelen yöneticiler tarafından bu durum empoze ediliyor. Biz de bu durumdan hoşnut oluyoruz. Ben Gs'yi ülke içinde rakip olarak alabilirim ama büyük hedeflerimiz için karşılaştırılmaması gereken bir kulüp. Onların küçüklüğü bizi daha büyük yapmaz. Yoksa yukarıdaki yazı için harcadığınız emeğinize saygı duyuyorum sadece yanlışımızdan bahsediyorum.
      Aynı hatayı 'Hep Destek, Tam Destek' projesinde de yaptık. Bu sloganı eleştirinin üstünü örtmek için kullandık. Halının altına süpürdüğümüz kirler ilerde sorun olarak karşımıza çıktı. Fenerbahçe'ye olan sevgimiz bazen bazıları tarafından kullanılmamıza ya da yanlış değerlendirmeler yapmamıza neden oluyor.
      Bu söylediklerimi de iyi niyetli bir eleştiri olarak alırsanız sevinirim.

      Sil
    4. üstteki iyi niyetli eleştiri yapan arkadaşıma katılıyorum. çok haklı.
      yazıyı yazan arkadaşa da ayrıca teşekkürler.

      Sil
  2. mükemmel bir analiz olmuş. saygılar. Serdar ALICI

    YanıtlaSil
  3. Tebrik ederim. Oldukça Başarılı Kaleme Alınmış bir yazı.

    YanıtlaSil
  4. sabir biraz. seneye tupcu skmsten beter olacak cincon!

    YanıtlaSil
  5. daha geçen sene galatasaray'ın 73 milyon tl vergi borcu 2.8 milyon tl'ye indirildi, bu kulübün zorda kalmasına ne iktidar ne de yayıncı kuruluş izin verir.

    bu sezondan başlayarak galatasaray'a örtülü ödenekten aktarılacak paraları izlemeye hazır olun.

    YanıtlaSil
  6. Yazı ve harcanana emek için teşekkürler. Ancak ciddi bakmamzı gereken durumlar var.Yukarıdaki arkadaşların dediği gibi Real, Barca kıyaslanmamız gereken kulüpler ancak kısa vadede bu kıyaslanma ütopik görünüyor.
    GS nin veya Fenebhaçe ile mücadele edecek diğer takımların durumlarını iyileştirmek(ki bunu öncelikle TS için yaptılar, sonuç hüsran) Fenerbahçe kulübü başkanı ve yönetimini zor durumda bırakıp istifalarını sağlamk.Yukarıda analiz edilen finans hükümetin dahi iştahını kabartmış ana hedef haline gelinmesini sağlamıştır. 3 temmuz süreci ve sonrası bunun en büyük göstergesidir.Evet içimizde bazı sıkıntılar var, ancak diğer kulüplerin yaptıkalrını görünce halının altına daha çok toz atasımız geliyor.En büyük göstergesi 3 temmuz ve yargılama sürecinde GS yönetimi ve teknik ekibin yaptıkları oyuncu şikeleri.TS yönetimin ve teknik ekibin fütursuz konuşmalrı ve sert tepkileri.Bu kadar pislik varken pislikler yağ tutumuşken, Fenerbahçemin tozundan rahatsız olmam.O tozları da halı altına atmak değil yeri geldiğinde yutarız.
    Fark edilmeyen bir nokta daha belrdi son zamanlarda. 3 temmuzda başarılı olamayan medya belirli zümre, yeni girişimlerini daha sezon başında icraata geçirdiler bile.Aziz Y., Aykut K. ve Alex üçgeninde oluşturulmuş bir kaosun içine sürüklenmiye çalışılan camia ve taraftarları.Bu benzer haberlerin altına bakın tamamında Fenerbahçe taraftarı olmayan GS,TS, medya ve belirli zümre taraftarlarının Fenerbahçeli gibi yorumlarını göreceksiniz. Amaç yeni bir taraftar kitlesi yaratmak, olmayan tarftar kitlesinin yorumlarını da varmış gibi göstermek.Burada önemli olan bu ve benzer oyunlara alet olmamak.
    Bizler hiçbir kulubün üstesinden gelemeyceği bir zulmün üstesinden geldik, gelmeye devam ediyoruz.Bu süreçte canını hatta şerfini bu camia için ortaya koyan kişileri şimdi 3 maçta alınan beraberlik için linç etmeye çaba harcıyolar.Bu takım geçen yıl ondan önceki yıl galibiyet rekoarları kırarak üstelik 2 sezonda aldığı başarılarla şampiyon oldu, şampiyonluğu son anda kaçırdı.Yapmamız gerekn tek şey sonuna kadar bu kulube ve onun yönetime teknik ekibine destek vermek.Son 15 yıla baktığımızda 2 takım şampiyonluğu sonuna kadar kovalıyor.Bunlardan biri sarı lacivert Fenerbahçe, diğerinin rengi ve ismi hep değişiyor ancak farkettiğiniz gibi tarftar kitlesi hiç değişmiyor.
    Birde son 15 yılın ufak değerlendirmesine bakalım (Ebru Köksaldı'dan alıntıdır).
    **** son 15 sezon takımların attığı gol sayıları: Fenerbahçe 1072, gs 1022, bjk 891, ts 848
    **** son 15 sezon takımların kazandıkları penaltı sayıları: galatasaray 89, beşiktaş 86, trabzonspor 82, Fenerbahçe 73
    **** son 15 sezon takımlar ligde kaçar futbolcu oynattı: bursa 196, ts 193, bjk 191, gs 178, Fenerbahçe 155
    **** 02-05-2009 ile 27-11-2011 arasında, tam 83 hafta trabznspr aleyhine penaltı verilmedi. bu,bir lig rekorudur.
    AKLINIZA VE KALBİNİZDEKİ FENERBAHÇE'YE MUKAYYAT OLUN. SAĞLICAKLA KALIN...

    YanıtlaSil
  7. Cemmatin takimi stadi devlete pesges cekerek yapti adayi alirkende kendi iclerinde tuzuklerinin usullu disinda baskan sectiler tuzuklerinde parali baskan yoktur baskan cebinden para vermez liseden alir fakat simdili baskan malum spor ve futbolla alakasi olmayan muhterem var nediyelim bizim parali baskanlarimiz vardi zarar verdi fenerbahcemize gecmiste isimleri bizde fakat tarih 98 de degisti yine parali baskanimiz var fakat fenerbahcemiz kimsenin yapamiyacagi ve goremiyecegi bir yerde dunya kulubu olma yolunda ilerliyor bizim baskanimin adi AZİZ YİLDİRiM fenerbahcemizin devrimci ATATURKUDUR bu boyle biline rengi bok rengi cematin takimi bizim dostumuz degil sadece rakibimiz cunku dostluklar bel altinan vurarak dusene vurarak olmuyor

    YanıtlaSil
  8. he canım he kandırın kendinizi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senin burada bir Fenerli gibi yapıp, Aziz Y. Aykut K. ve Alex'e çamur atıp yönetimin istifasını istemen gerekiyor. Gerçi yıllardır renkleriniz karma karışık, kafanız karma karışık, öyle karışık ki Sarı Lacivert renklere bile sarılıyorsunuz.Her tarftar kendi renklerine sahip çıkarsa, rekabet olur, sizin gibi davranınca ortaya tek büyük çıkıyor. Bizde dünya büyükleriyle kendimizi kıyaslamaya başlıyoruz, sanki Türkiye'deki rakiplerimiz onlarmış gibi.
      Artık kendinize gelin ve renklerinize sahip çıkın ki, kiminle rakip olduğumuzu görelim.
      Gerçi 2000 hakemlerin ruhu canlandı, 2 haftadır dk 85 penaltılar devam ediyor. Şimdi esas ruhu canlandımak için çaba harcayın ki hükümet örtülüden sizi beslesin yoksa Bjk den beter olup iflasınızı isteyeceksiniz.
      Ne olmuştu 2000 li yıllarda Mesut Yılmaz, Başbakan, Mehmet Ağar, Haluk Ulusoy, Faruk Süren. Bu tablodan daha kara daha pis daha çirkin hatta daha şikematik bir tablo görülebilirmi?Tahminlere göre o dönem gs ye ve maç kaybetmeleri için rakiplerine örtülüden verilen miktar 150 milyon dolar.
      Ne kadar dramatik bir tablo. Aynı durumu muhtemelen bu sene de yaşayacağız ama bu kez herşey umduğunuz gibi gitmeyecek çünkü, kocaman bir camia ensenizde, sizin ve dahili cümlenizin.

      Sil
    2. ahahahah n'oldu kardeş son durum?Siz sadece caps lock açıkken büyüksünüz,unutma

      Sil
  9. http://www.transfermarkt.com.tr/tr/sueper-lig/transferentwicklung/wettbewerb_TR1.html

    YanıtlaSil
  10. En başta söyleyeyim Fenerbahçe'liyim.Yazdıklarınızın hepsine katılıyorum ancak, bazı satır aralarında 6s'nin lisenin takımı olduğunu, bu yüzden asla Fenerbahçe gibi büyük ve kendine bağlı, takımı için para harcayan kitlelere ulaşamayacağını, dolayısıyla gelir olarak asla Fenerbahçe'yi yakalayamaycağı gibi çıkarımlara rastladım.Bu konuda çok iyimsersiniz, hatta konuyu kavrayamamışsınız.6s'nin taraftar kaynaklı gelirlerde Fenerbahçe'nin gerisinde kalmasının nedeni taraftar kitlesinin büyük kısmının 90 yıllarda doğmuş nesilden oluşmasıdır.Yani hayatını rayına sokamamış, tam olarak ekonomik bağımsızlığını kazanamamış, bir çoğu hala öğrenci olan 25 yaş altı nesil.6s'nin yönetim stratejisi 80'li yılların sonunda yani futbolun endüstrileştiği yıllarda kurulmuştur.Yani 6s'nin altın yılları.Taraftar sayıları çok arttı, şimdi sıra o taraftarın maddi gücünü arkaya almakda.Üzgünüm, futbol yönetimini sadece iyi futbolcu transfer etmek sanan, çıkar ilişkileri kuramayan, herkesle kavgalı olan Fenerbahçe bu şekilde devam ettiği sürece bu savaşı kaybeder.En büyük darbeleri en güçlü olduğumuz dönemde yedik, evet, 2006 faciası, bursa faciası, şike süreci.Evet çok üzgünüm...

    YanıtlaSil
  11. kendin çal kendin oyna yazısı olmuş..fenerbahçe avrupa başarısında asla galatasrayaın ulaştığı başarılara ulaşamayacak, uefa kupasında yarı finale kalmak başarıysa o sizin için en büyüğü olarak kalacak, şimdiden bunu kutlayabilirsiniz..üstelik galatasaray arenaya geçtiğinden beri süratle fb nin ulaştığı ekonomik seviye ulaştı hatta localar sebebiyle stad gelirlerinde farka gidiyor ve gidecek..o yüzden bu yazıyla kendiniz kandırıyorsunuz bugün hangi ankete baksanız galatasray taraftar kitlesi bakımından birinci sıradadır ve bu asla değişmeyecek, fenerbahçe şike süreciyle kendi ayağına kurşun sıkmıştır..maçlarını şikeyle kazanan bir kulüp asla galatasaraydan daha büyük olamayacak ne şampiyonluk sayısı ne avrupa başarısı ne de itibar olarak!!

    YanıtlaSil