31 Temmuz 2013 Çarşamba

Film şeridi gibi: Lütfi Arıboğan ve Galatasaray Antolojisi

Muzaffer tebessüm
Kabak tadı verdi değil mi?
Evet, bana da.

İşte bu yüzden, derledim yorum yapmadan Lütfi Arıboğan ve Galatasaray'ın maceralarını.
Bilhassa yorum yapmadım.
Tek tek ve bir bütün olarak bakıldığında yorum yapmaya gerek kalmıyor çünkü.
Buyrun, resim altlarında haber kaynakları mevcut, dilediğiniz kadar okuyabilirsiniz.

Öfke problemleri olanlar okumadan önce sakinleştirici alsınlar ama lütfen.

Buyrun:
_____________________________________________________________________________________________________________

9 Aralık 2010:

Arıboğan röportajı (Asıl mesaj: Başkanvekili Arıboğan, çıkacak yasanın sadece şiddetle ilgili olmadığına dikkat çekti. Şike, teşvik gibi konulardaki kanunsuzluğun da sona ereceğini ifade etti.)
Futbol Federasyonu Başkanvekili Lütfi Arıboğan gazeteniz BUGÜN'E çarpıcı açıklamalarda bulundu. Meclisteki komisyonumuzla birlikte çok titiz çalışıyoruz. Ölüm olmadan 'Şiddet Yasası' çıkmalı.Spordaki şiddetin bitmesi için en sıkı çalışan isimlerden birisi de Futbol Federasyonu Başkanvekili Lütfi Arıboğan... Başkan Mahmut Özgener ile birlikte önceki gün TBMM'de bu iş için kurulan komisyonun toplantısına katılan Arıboğan, milletvekillerinin çeşitli öneriler getirdiği toplantıda oluşan "Bu işi çözelim" havasından sevinçle bahsetti.
"Başkanvekili Arıboğan, çıkacak yasanın sadece şiddetle ilgili olmadığına dikkat çekti. Şike, teşvik gibi konulardaki kanunsuzluğun da sona ereceğini ifade etti."



http://spor.bugun.com.tr/olum-olmadan-o-yasa-cikmali-haberi/132016
_____________________________________________________________________________________________________________

3 Temmuz 2011: 

İki yıllık plan bir şafak operasyonu ile yürürlüğe girdi. Darbe.
_____________________________________________________________________________________________________________

12 Temmuz 2011:

Ünal Aysal: "Bu ateş üfleyerek sönmez. Çözüm zamana yayılamaz."


http://www.galatasaray.org/kulup/haber/10590.php
_____________________________________________________________________________________________________________

15 Temmuz 2011:

Lütfi Arıboğan: "Medyada 1200 dosyadan bahsediliyor. Çok ciddi bir çalışma bu. İncelenmesi gereken ifadeler, deliller, bilgiler var ama bu arada medyadan takip ettiğimiz kadarıyla itiraflar da olmaya başladı. İtiraflar da olursa süreç kısalacaktır. Deliller ve belgelerle bizim statümüzde ve uluslararası kurallarda ne ceza gerekiyorsa, bundan farklı birşey yapmamız mümkün değil.
Sayın Demirören dün Sayın Aydınlar'ı ziyaret etti, ben yoktum. Orada sayın başkanımıza kupayı aklanana kadar iade kararı aldıklarını bildirmişler. Bunu açıkçası son derece etik buluyorum. Bu süreçteki en etik davranış olarak buluyorum."


http://spor.bugun.com.tr/aribogan-o-ihtimali-acikladi-haberi/162677
_____________________________________________________________________________________________________________

18 Temmuz 2011:

Lütfi Arıboğan’dan açıklama (TFF-UEFA görüşmesinin ardından)
Arıboğan, yaptığı açıklamada, ''UEFA bu süreçte TFF'ye olan güvenini belirtti. UEFA'nın şike konusundaki duyarlılığını biliyoruz. TFF'nin henüz resmi belge ve delillere sahip olmadığını, bu nedenle sürecin hızlanmadığının bilincindeler. Gerekli belge ve delillere sahip olduktan sonra TFF'nin gerekeni yapacağının da farkındalar'' dedi.


http://tr.eurosport.com/futbol/italya-ligi/2011-2012/uefa-nin-tff-ye-guveni-tam_sto2876128/story.shtml
_____________________________________________________________________________________________________________

Ağustos 2011:

Galatasaray Dergisi beyaz kapak ile çıktı. (Bu tutum basında şike ile özdeşleştirilerek geniş yer buldu.)
Sarı-kırmızılı kulübün internet sitesinden derginin tanıtımı ile ilgili yapılan açıklamada, "Galatasaray Dergisi’nin yeni sezonunun ilk sayısı, Galatasaray Profesyonel Futbol Takımı’nın 2011-12 sezonu başında açtığı beyaz sayfanın ruhuna uygun olarak sade beyaz kapakla çıkıyor" denildi.



http://www.galatasaray.org/gsdergi/haber/10731.php
_____________________________________________________________________________________________________________

4 Ağustos 2011:

Galatasaray’den Song Vak'ası ile ilgili yapılan açıklama:
Kulübün internet sitesinden yapılan açıklamada, bu süreçte hiçbir eski ve yeni sporcunun adının geçmediği belirtilerek, şöyle denildi: Galatasaray Spor Kulübüne ilişkin herhangi bir iddia ve bu iddialara ilişkin bir arama kararı bulunmamaktadır.



http://www.gazete5.com/haber/ic-yazismalarimiz-baska-turlu-yansidi-128809
_____________________________________________________________________________________________________________

8 Ağustos 2011:

1 milyon doların belgesi emniyete sunuldu. Sonradan öğrenildi ki; sunulan belge, gazete küpürüydü.


http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/18441922_p.asp
_____________________________________________________________________________________________________________

16 Ağustos 2011:

Galatasaray’dan açıklama (Bu ateş üfleyerek sönmez sloganına gönderme yapılıyor; karar bir an önce verilmeli mesajı veriliyor.)


http://www.galatasaray.org/kulup/haber/10842.php
_____________________________________________________________________________________________________________

19 Ağustos 2011:

TFF, Galatasaray’a cevap veriyor: "Özellikle bugün bir Süper Lig kulübümüzün yaptığı açıklama ile federasyonumuz adeta Avrupa'ya, UEFA'ya ve FIFA'ya şikayet edilmektedir. Federasyonumuzu hukuka aykırı davranan bir kurum olarak lanse eden ve yurt dışına şikayet etme gibi tarihi yanılgıya düşenleri, Türk futbol tarihimiz affetmeyecektir.''


http://www.aa.com.tr/tr/s/27370--tff-den-galatasaray-a-yanit
_____________________________________________________________________________________________________________

6 Eylül 2011:

Platini, Şenes Erzik, Mehmet Ali Aydınlar ve Lütfi Arıboğan’ın 3 saat süren toplantısı ve ardından Platini’den: FB’nin neden Şampiyonlar Ligi’ne alınmadığını biliyoruz açıklaması


http://spor.milliyet.com.tr/uefa-baskani-ndan-fenerbahce-icin-agir-sozler-/spor/spordetay/06.09.2011/1435313/default.htm
_____________________________________________________________________________________________________________

25 Kasım 2011:

CAS’ın savuma istediği UEFA, kendini savundu:
CAS'ın savunma istediği UEFA, Başmüfettiş Pierre Cornu'nun kaleme aldığı metinle kendisini savundu. İstanbul'da Mehmet Ali Aydınlar, Lütfi Arıboğan ve İlhan Helvacı ile yemekte görüşüp, Savcı Mehmet Berk ile görüşen Cornu'nun, '3 Temmuz'dan bu yana gerek medya takibi, gerekse görüşmelerimiz bu yönde bir kanaat oluşturmamıza neden oldu.
TFF yetkilileri de Etik Kurulu raporunda aleyhte en sağlam delillerin Fenerbahçe ile ilgili olduğunu, Beşiktaş ve Trabzonspor aleyhindeki delillerin o kadar güçlü olmadığını aktardı. Bunun üzerine raporumu hazırladım" dediği bildirildi.



http://www.sabah.com.tr/Spor/Fenerbahce/2011/11/25/cas-uefadan-savunma-istedi

_____________________________________________________________________________________________________________

29 Kasım 2011
Ahmet Çakar: Fenerbahçe'yi UEFA'ya müfettiş Cornu aracılığıyla TFF yöneticileri Lütfi Arıboğan ve İlhan Helvacı'nın şikayet ettiğini öne sürdü.
Arıboğan ve Helvacı'nın Uefa Yetkilisi Cornu'ya Fenerbahçe kirli , Beşiktaş ve Trabzonspor'un temiz olduğu bilgisi verildiğini ifade eden Ahmet Çakar, Lütfi Arıboğan'ın bu bilgiyi doğruladığını da sözlerine ekledi.

http://www.cnnturk.com/2011/spor/11/29/tffnin.ahmet.cakara.cevabi/638537.0/index.html

*Ek:

12 Ağustos 2012

UEFA, Cornu’nun raporunun CAS dosyasından çıkarılmasını talep etti.

http://spor.milliyet.com.tr/sike-sorusturmasinda-flas-gelisme/spor/spordetay/12.01.2012/1488110/default.htm
_____________________________________________________________________________________________________________

30 Kasım 2011:

Lütfi Arıboğan, 2 yıldır olduğu gibi konuşmak için yine Hürriyet'i seçti ve Ali Koç'un iddialarına yanıt verdi.

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/19356503.asp
_____________________________________________________________________________________________________________

19 Ocak 2012:

Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Ali Aydınlar yönetim kurulu üyesi Yunus Egemenoğlu ve Baş Hukuk Müşaviri İlhan Helvacı'nın UEFA Genel Sekreteri Gianni Infantino ve Cornu'nun yerine dosyayı üstlenen Aleys Bell ile yaptığı görüşme sona erdi.

http://spor.milliyet.com.tr/uefa-tff-gorusmesi-sona-erdi/spor/spordetay/19.01.2012/1491107/default.htm
_____________________________________________________________________________________________________________

26 Ocak 2012

Ünal Aysal: "Mehmet Ali Aydınlar istifa ederse kurgu bozulur. 8 takım düşmez, 1-2 takım düşer"

Aysal, Genel Kurul sonrası yaptığı konuşmada ise "Ben 8 takımın düşeceğine ihtimal vermiyorum. 1-2 takım düşer o kadar" dedi. Soruşturmayla ilgili deneyim sahibi olan şu anki federasyon yönetiminin gidip başka bir yönetimin gelmesinin sıkıntı yaratacağını belirten Aysal, "Kulüp olarak başladığımız noktanın doğru olduğu bu genel kurulla tescil edildi" diye konuştu.
(Burada öne çıkan: TFF 3 Temmuz'dan bu yana itinayla çalıştı. TFF'de yaşanacak görev değişimi süreci baltalar.)

http://spor.milliyet.com.tr/-1-2-takim-duser-/spor/spordetay/27.01.2012/1494474/default.htm
_____________________________________________________________________________________________________________

31 Ocak 2012:
Mehmet Ali Aydınlar, Lütfi Arıboğan, Göksel Gümüşdağ istifa etti.
İddialar:

http://spor.bugun.com.tr/iste-aydinlarin-istifa-sebebi-haberi/182927
Lütfi Arıboğan'ın Açıklaması:

"Gelinen noktada gerek başkanımıza, gerek federasyonumuza, gerekse şahsıma yöneltilen haksız suçlama ile hakaretlerin dozunun tahammül sınırlarını aşması, aksi kanıtlanmasına rağmen, mesnetsiz suçlamalarla kamuoyunun önüne atılmış olmam ve mevcut süreçler içerisinde başkanımız Mehmet Ali Aydınlar'ın da devam etmeme tasarrufu üzerine, istifa kararını verdim. Dolayısıyla bugün gelinen noktada, yaşanan bu olağanüstü gündem ve süreçte, Türk Futbolunun yeniden yolunu bulması, sistemin önünü açmak üzere görevimden ayrılıyorum. Gerek olduğu takdirde, sürece dair yaşananlar hakkında bazı gerçekleri ve detayları, belgeleriyle önümüzdeki günlerde kamuoyuyla paylaşacağım."


http://spor.bugun.com.tr/aribogandan-istifa-aciklamasi-haberi/182903
_____________________________________________________________________________________________________________

13 Şubat 2012:

Galatasaray'dan Aydınlar'a şartlı (Lütfi Arıboğan) destek
Ankara'da bugün toplanacak 14 Anadolu kulübüne Galatasaray'dan da destek geldi. Sarı-kırmızılılar, toplantıya Beşiktaş ve Fenerbahçe'nin rahatsız olmaması için telekonferans yöntemiyle katılacak. TFF Genel Kurulu'nda Lütfi Arıboğan'ın yönetime girmesi halinde Aydınlar'a okey verilecek. 27 Şubat'ta yapılacak olan Futbol Federasyonu Genel Kurulu öncesi kulis çalışmaları hızlanmaya başladı.

http://spor.bugun.com.tr/aydinlara-surpriz-destek-haberi/184042
_____________________________________________________________________________________________________________

14 Şubat 2012:

Mehmet Ali Aydınlar'ın röportajından yansıyanlar:

Aydınlar dönerse kurulları değiştirmeyecek. Böylece hazırlanan raporlar geçerliliğini sürdürecek. Küme düşürme değil, UEFA’dan halen onaylı olan ağır eksi puanlı, para cezalı ve kişilere verilecek spor sahalarından men uygulamalı formül devreye sokulacak. Bu arada Lütfi Arıboğan yine başkanvekili olacak. Aydınlar, Arıboğan’a çok güveniyor. Tecrübesinden faydalanmak istiyor.


_____________________________________________________________________________________________________________

15 Haziran 2012:

Lütfi Arıboğan Galatasaray'a CEO oldu.

http://www.hurriyet.com.tr/spor/futbol/20767469.asp

_____________________________________________________________________________________________________________

18 Temmuz 2013

Lütfi Arıboğan'dan CAS yorumu: "Takip ediyoruz"

http://www2.sporx.com/futbol/superlig/galatasaray/aribogandan-cas-yorumu-takip-ediyoruzSXHBQ337232SXQ

_____________________________________________________________________________________________________________

30 Temmuz 2013:

Lütfi Arıboğan: 

"Tahmin ediyorum ki ileride yeni Fenerbahçe Yönetimi, hem Galatasaray hem diğer rakipleriyle daha sağlıklı ilişkiler kuran bir yapıda olacaktır."

Etik Kurulu üyelerinin kaldığı otele gittiği ve tehdit ettiği iddialarına ilişkin: "Bir dostumun otelinde tesadüfi karşılaşma oldu."

"Bazı şahısların artık akıl sağlığından şüphe etmek gerektiğini düşünüyorum."

http://www.fanatik.com.tr/lutfi-aribogan-bunlarin-akil-sagligi-bozuk_3_Detail_32_326363.htm

SON
Devamını oku...

30 Temmuz 2013 Salı

Ersun Yanal'ın Fenerbahçesi ve resmi maçlar öncesi son durum



Genel olarak hazırlık dönemi esnasında takımın neler yaptığına çok fazla eğilemediğimiz gerçeği var öncelikle. Gerek önce Avrupa'dan men kararı, sonra Tahkim kararı ve gereğinden fazla takıldığımız forvet transferi sebebiyle takım ne çalışıyor, neler değişecek, neler aynı kalacak, yeterince ilgilenemedik demek yanlış olmaz.

Bütün bu kavga gürültüye rağmen takım Avrupa'da mücadele edecek ve ilk resmi maç yarın ve sorulacak da çok soru var. Önce hazırlık döneminde neler yaptık bir üstünden geçelim, sonra da önümüze bakalım.

HAZIRLIK DÖNEMİ VE HAZIRLIK MAÇLARI

İki kolay sayılabilecek maçın üstüne ciddi bir PSV Eindhoven maçı oynadık. Zayıf rakiplerle oynanan maçların takımın kazanma alışkanlığıyla ilgili önemine geçen sezonun değerlendirmesinde değinmiştim. İlk iki maçta da 4 gollü rahat galibiyetler aldık. Rakipleri yürüyerek yendik ve birçok oyuncuyu deneme fırsatı buldu Ersun Hoca.

Birçok kişi yazdı çizdi bugüne kadar. En keskin değişim takımın geçen sezon yer yer 4-2-3-1'i andıran üç santraforlu oyundan tam anlamıyla bir 4-3-3'e geçiş yapması oldu. Daha toplu ve kompakt oynamaya çalışan, presin dozunu artıran bir Fenerbahçe hedeflendiğini görmüş olduk.

Boluspor ve Lankaran maçlarınının sonuçtan çok gösterdiği şeyler önemliydi. Keza PSV maçında da mağlubiyete rağmen takımın gösterdiği istek daha önemliydi benim gözümde. Şu anda Gökhan ve Egemen'in sakatlıkları savunma dörtlüsünde iki as oyuncudan faydalanamıyor olduğumuz gerçeğiyle karşı karşıya bıraksa da orta sahadaki alternatiflerin bolluğu takımın en azından önde daha şiddetli basarak savunma güvenliğini nispeten de olsa artırabileceğini hissettiriyor.

SİVRİLEN OYUNCULAR

Yeni transferler Bruno Alves ve Alper Potuk hazırlık maçlarında öne çıkan oyuncular kesinlikle. Alves'in forması sakatlık ve ceza durumu haricinde garantiyken, Alper'in de orta saha rotasyonu için çok önemli olacağı kesin ve hatta belki sezon başlamadan formayı alabilme ihtimali var.

Bu ikilinin yanında Mehmet Topal ve Raul Meireles'in de çok zinde ve formda göründüğünü söylememiz yanlış olmaz. Mehmet Topal'ın Fenerbahçe için ne derece önemli bir oyuncu olduğunu geçen sene acı bir şekilde tecrübe etmiştik. Meireles'in ise dalgalı grafikle geçen ilk sezonun ardından daha adapte ve hırslı olduğunu söylemek gerek. Tecrübesi de mutlaka takıma sezon boyunca fayda sağlayacak etkenlerden birisi olacaktır.

STOCH

Tahminen herkesin satılmasına hiç itiraz etmeyeceği oyuncuların başında geliyordu Stoch geçen sezon bittiğinde. Bu sezona çok diri ve istekli girmiş durumda. Kendisini çizgiye atıp top beklemiyor, gelince de hemen sağa çekip vurmayı denemiyor. Sıfıra inmesi, içe kat edip savunmayı yaran ara pasları ve topsuz oyundaki hareketliliğyle göze çarpıyor. Ancak takım için oynamadığını hissettirdiği koca bir sezonu geride bıraktı. Bir de istikrarsızlığı bunun üstüne eklenince yine soru işaretleri beliriyor kendisi hakkında ama bu yine de şu anda hücum hattının en etkili görünen ismi olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

BEKLENENİ VEREMEYENLER

Kendi adıma Emre ve Caner'in henüz istenilen seviyeye ulaşamadıkları düşüncesindeyim. Özellikle PSV maçındaki performansları bunda etkili oldu. Emre'nin yeterince diri olmaması, Caner'in de sürekli rakip sağ bekin bindirmelerine seyirci kalmış olması ciddi anlamda düşündürücü. Bu ikilinin dışında geçen sezonun kayıplarından Krasic'in Lankaran maçındaki anlık 1-2 parlamadan fazlasını verememiş olması, Cristian'ın yine istikrarsızlıktaki istikrarı can sıkıcı olan noktalardan. Sow'un Ramazan sebebiyle olduğunu tahmin ettiğimiz formsuzluğu, Webo'nun da geçen sezondan kalan Sow sahada değilken ne yaptığını pek bilmez halleri yine değinilmesi gereken noktalardan.

SAĞ BEK

Gökhan Gönül'ün sakatlığı ve uzunca bir süre oynayamayacak olması en can sıkıcı noktalardan birisi takım adına, zira Gökhan bu takımın temel taşlarından birisi. Onun yerini doldurmaya çalışan Mehmet Topuz ve Bekir'den aynı randımanı alamayacağımız bilinen bir şeydi. Bekir'in stoperdekinden daha güvensiz halleri ve Topuz'un savunma yönündeki eksiklikleri göze çarpan en temel sıkıntılar. Buna sağ önde oynayan Kuyt'ın da henüz kendi standartlarına erişememiş olmasının etkisi olduğu düşüncesindeyim. Umarım şu ana kadar buraya yerli bir alternatif transfer yapmamış olmanın sıkıntısını ileride yaşamayız.

YABANCI SIKINTISI VE OLASI YENİ TRANSFER

Şu anda kadroda 11 yabancımızın olmasından dolayı Holmen için lisans çıkartamadığımız gerçeği var. Bir de Cardozo veya Emenike transferinin olacağı yönetim tarafından dile getirildi. İki yabancımızı elden çıkartmamız demek bu da. Şu andaki form grafikleri ve geçen sezondan kalan istikrarsızlıkları göz önünde bulundurulunca benim seçimlerim Cristian ve Yobo olur ilk planda. Krasic'in de pek üstüne koyamayacağı görüntüsü verdiğini düşünürsek onun da yolcular arasında yerini alması gayet olası. Daha bugün ise Holmen'in kiralık gönderileceği dedikodusu yayıldı. Henüz alınan bir oyuncunun hiç resmi maç oynamadan kiralık verilmesini biraz garipsemiyor değilim. Madem düşünmüyorduk veya eldeki fazla yabancıları elden çıkartamayacaktık, o zaman neden alındığını sorgulamaktan kendimi alamıyorum açıkçası.

CARDOZO MU EMENİKE Mİ?

Bir kere ikisinin de birbirinden farklı oyuncular olduğunu söyleyerek başlayalım. Yani birinin alternatifi öbürü olamaz, olmamalı. Gönül isterdi ki ikisini birden kadromuzda görebilelim. Cardozo bizim ihtiyaç duyduğumuz merkez oyuncu tipi. Orta sahaya yaklaşarak arkasındaki oyuncuların oyuna katılmasını sağlayan, ileride pas istasyonu görevi görebilecek, şut tehdidi olan, hava hakimiyetine sahip ve bitirici vuruşları üst düzey olan bir santrafor. Etkisi ortada. Yaşı ve bonservis bedeli negatifler arasında gösteriliyor bazı kesimlerce. Ben şu anda işin olumsuzundan ziyade Cardozo'nun bu takıma sınıf atlatabilecek oyuncu olduğunu düşündüğüm için kendisini kadroda görmek istiyorum.

Emenike ise bizim daha çok geçen seneki kurguda ihtiyaç duyduğumuz bir oyuncuydu kanımca. Özellikle Benfica deplasmanında diri bir Emenike'den inanılmaz faydalanabilirdik ve bu finale çıkmak, hatta belki de Avrupa Ligi kupasını almak demek olabilirdi. Şu kadro yapılanması itibariyle Emenike'nin kendisine yer bulabileceği pozisyonda Kuyt görev yapıyor. Emenike'nin takıma katılması Kuyt'ın merkeze geçmesi ve dolayısıyla kurguda ufak oynamaların olması demek. Bir de Emenike ismi uzun süredir ortada yokken birden ortaya atıldı. Belki de tamamen Cardozo için fiyat düşürme politikası. Sonuca bağlandığında göreceğiz diyerek bu konuyu da noktalıyorum.

RED BULL SALZBURG EŞLEŞMESİ

3. ön elemede takılma lüksümüz olmadığı gerçeği var. Salzburg acaba bir Young boys olur mu? sorusu var bazı insanların aklında. Benzer karakterde bir takımlar zira. Baskılı, uçana kaçana atlayan, saldıran, iştahlı, 3. bölgede pres yapan, ön alanda hızlıca yer değiştirerek rakip savunmanın dengesini bozan bir oyuncu grubuna sahipler. Takım hakkında güzel bir analiz mevcut isteyenler için bu linkten.

Olası bir kazaya uğramamak için rakibi önde karşılamamız ve agresif olmamız gerektiğini sanırım üç aşağı beş yukarı herkes biliyordur. Bu tarz takımların genellikle savunma zaafiyetleri çok belirgin olur ve biz de ön alandaki becerikli oyuncularımızla bu zaaflardan yararlanıp cezayı kesebiliriz. Alanı daraltmak, sekenlere hamle etmek ve akıllı pres uygulamak çok önemli. Topa sahip olduğumuzda da acele etmemize hiç gerek yok. Tempoyu istediğimiz şekilde ayarlayıp mümkün olduğunda 2 ve 3. bölgede top tutarak da rakibi yormak mümkün.

Benim yarınki maçta kadro tercihim şu şekilde olur form grafikleri ve sakatlıklar göz önünde bulundurulunca:


                                            


SONUÇ

Sezona genel anlamda nasıl hazırlandığımızı görmek adına en ciddi sınavımıza yarın çıkacağız. Umarım alnımızın akıyla deplasmandan iyi bir sonuçla dönmeyi başarabiliriz. İyi bir sonuç alarak turu orada bitirmek mümkün olursa bu baldan tatlı olacaktır. Sezonun stresini tüm şiddetiyle hissetmemize henüz var ve bu turun kazasız atlatılması gerek Süper kupa finali, gerekse de Play-off turu için büyük motivasyon ve özgüven kaynağı olacaktır.

Devamını oku...

26 Temmuz 2013 Cuma

Mayıs 2011'de yapılan "6222 Kolokyumu", Ağustos 2011'de kaynak kitap olarak yayınlanması ve derin şüpheler

Fazlasıyla kafa karıştıran bir kitaptan pasajlar yayınlayacağım.
Ardından bir toparlama/yorum yazısı muhtemeldir.

Buyrun:


3 Mayıs 2011'de yapılan bir kolokyumun, Ağustos 2011'de, Şike soruşturmasının başlamasından hemen sonra kaynak kitap olarak yayınlanması.





6222 sayılı Sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesi Kanunu'nun seceresi, mihmandırları.

Künye: Emniyet, TFF ve Uzman Hukukçular 3 Mayıs 2011'de bir kolokyum tertip ediyor. Ne dava, ne tape var ortada. Ama öncesi var, bir sonraki paylaşımda.


Kolokyumun amacı: İddianame ve karara dayanak olmak.


2010'da başlayan çalışmalarda tanıdık isimler var: Faruk Özak ve İlhan Helvacı.


Kimi aklıyor acaba, fezleke/iddianame aşamasında?
Hatır şikesi: Yüz kızartıcı eylemdir ancak menfaat sağlamadığı için şike suçu oluşmaz.


Hatır şikesi yüz kızartıcı eylem ama suç değil. Ama bahis ie menfaat sağlama suç. Oynamadığını nereden biliyorsun? Soruşturdun mu ki?


Hatır şikesi yüz kızartıcı eylem ama suç değil. Menfaat sağlanmış olabilir ama ceza hukuku sorumluluğunda değil, TFF sorumluluğunda. Tekrar soruyorum, ya bahis oynamışsa?


Bahis şikesi; 3 Temmuz'da hiç(!) rastlanmadı. Bahis şikesinden nasıl yırtıldığı apaçık ortada. Ki bütün dümen bahislerde. Bu yasanın amacı ne? Hatır şikesinin kurtarırı var. Bahis şikesinin kurtarırı var. Ne iş?


Devam edelim. Taraflar arasında anlaşma olabilir ama menfaat 3. taraftan sağlandığında bu ceza hukuku sorumluluğunda değil. Hatır ve bahis şikelerinin ortak kurtarır yolu.


Dolandırıcılık: Failin anlaşmayı yapmış olması ve bu anlaşmanın sonuca tesir etmiş olması gerekir.


Dolandırıcılık ile şikenin farkı.


Gelelim transfer şikesine: Örnek; Serdar Kulbilge'ye isnat edilen suç ile birebir aynı. Ortada tek bir tape yokken, Mayıs 2011'de kolokyumda bu örnek kullanılıyor, ne kadar şaşırtıcı bir tesadüf değil mi?


6222'den 6259'a; ölümü gösterip sıtmaya razı etmek. Hesapta Fenerbahçe içindi öyle mi?


Kanunun geçmişi. Ve değişiklik talebi, Adalet Bakanlığı'nın olumsuz görüşüne rağmen, spordan sorumlu devlet bakanı Faruk Özak tarafından, Aralık 2010'da.


Tasarının mimarı Prof. Dr. İzzet Özgenç devam ediyor. 2010 Aralık'ta yapılan toplantıya katılan isimlere ve muvafakiyeti verene dikkat.


Ve 6222 doğar. Kolokyum ve tezahürü bu kitabın amacı ise son paragrafta apaçık yazılmış.


Tamamını okuyun lütfen.
Üzerine bir yazı ile pekiştiririz hep birlikte.

Özellikle kitaptan pasajları paylaştım ki yorum farkı/manipülasyon yapılamasın.

İlginize.
Devamını oku...

24 Temmuz 2013 Çarşamba

Moneyball: Fenerbahçe bu sezon kaç gol atar?


En az Football Manager kadar tartışıldı Moneyball'un futbola getirebileceği bakış açısı.
Biliyorum, futbol istatistikten ibaret değildir. Ama bazı kritik istatistikleri arzu ettiğin istikamete götürebilirsen, pekâla skorborda +1 yazdırabilirsin. Artan örneklerini görmekteyiz nitekim.



Filmde beyzbol oynuyorlar ve aslında zafere götüren istatistikler bazı formüller ve detaylarda gizli.
Biz sadede, yani sonuca gelelim filmin güzel hatıralarını bir kenara bırakıp. Siz mutlaka izleyin ama, tartışalım.

Geçen sezon başıydı yanılmıyorsam; Twitter'da @Bill_Shankly_ Fenerbahçe mevcut kadrosu/muhtemel 11'inden bir "Kim kaç gol atar totosu" yapmıştı ve maalesef tutturmuştu.

Bu sezon için kendisinden bir ricada bulundum ama sağolsun bana el verdi.

Oynayalım bakalım.

Futbolcuların kariyer ortalamaları üzerinden bir tahmin yapmak çok daha kolay olacaktır.
İdeal 11 ile bir A takım yapıp, B takım oyuncularını daha düşük bir beklenti ile toplayalım, bakalım ne çıkacak.


Gelelim yorumlara:
  • İdeal 11'e fazla takılmayın rica ederim, zira bu orta saha rotasyonu ile ideali bulmak oldukça zor. Satılması gündemde değilse, 10 Milyon €'luk Meireles'in oynayacağını varsaydım sadece.
  • Kariyer ortalamasından düşük tahmin de, yüksek tahmin de var totoda. Takım kimyası faktörü.
  • Yük ileri 3'lünün omuzlarında, 42 gol beklentim var.
  • Ardından orta saha ordusu geliyor. Salih ile beraber 7 oyuncudan 21 gol bekliyorum totoda.
  • Defans hattı belki daha iyisini yapabilir, 6 oyuncuya 11 gol yazmışım.
  • Mevcut kadroya göre oynandı bu toto ve santrfor transferi olursa revize edilir muhtemelen.
79 golle şampiyon olabilir miyiz?
Bilemiyorum, 90 golle olamamışlığımız var.

Buyrunuz son 10 sezon:

100. yıl şampiyonluğu hariç, 3 şampiyonluk ortalamamız 80'in üstünde.

Bilhassa son 2 sezondur ciddi kısırlık çektiğimiz doğru.

Tekrar soralım, 79 gol bizi şampiyon yapar mı?
Daha az yersek evet.

İşte futbol bu kadar basit;)

Şimdi bekleyelim golcü transferini ve totoyu o gün geldiğinde revize edelim.

Sezon sonunda cimri davrandığıma kanaat getirmek ümidiyle.

Dipnot: Kuyt'ı istemeyenler ve/veya merkezde oynamasını isteyenler var. Yerine sağ kanatta aynı skor katkısını yapabilecek biri varsa ne alâ. Değilse ve kanatlarda çalım atan, sıfıra inip Novak etkisi yaratacak birileri arıyorsanız, hayal kuruyorsunuz. Aynı şey sol forvet olarak oynayan Sow için de geçerli. Arz ederim.

Devamını oku...

6 Temmuz 2013 Cumartesi

Yabancı sayısı bahane, kurgu şahane



Bu seferki yem yabancı sayısıydı.
Yine zokayı yuttu aynanın arkasına bakmaya üşenen ca'nım memleketim.
Oysa biz bu filmi geçen sezon sonu da görmüştük.
Sebep neydi?


Lafı uzatmadan önce bi' geçen sezona gidelim.


26 Ocak 2012 - Ünal Aysal: "Aydınlar'ın istifası kurguyu bozar."

Aydınlar istifa etti, seçimi kazanan Yıldırım Demiören TFF Başkanı oldu. Aysal'ın deyimine göre kurgu bozuldu.

Lig 12 Mayıs'ta bitti, Galatasaray şampiyon oldu ve kurgu 3. vitese geçti.

14 Mayıs 2012 - Ünal Aysal: "Yeni bir seçim, yeni bir federasyon ve yeni bir anlayışla Türk sporunun yeniden yapılandırılması gerektiğine inanıyoruz."

15 Mayıs 2012 - Ünal Aysal: "TFF Yönetimi'nin misyonu bitti. Haziran'da istifa edecekler. Etmezlerse sağlayacağımız geniş konsensusla gerekeni yapacağız."

Buyrun manşetler burada:



Geçen yıl deviremediler. Ama boş durmadılar elbette.
Haziran ayındaki Etik Kurulu, PFDK ve Tahkim kararlarına konsantre olup; damadı, karısıyla toplantıların yapıldığı otellere göndermeye cüret ettiler.

Kararlar çıktı, kazan kaynadı ve Fenerbahçe Avrupa kupalarına kabul edildi.

Yeni sezon, Galatasaray yine kurgunun şampiyonu oldu ve bir sezon sonu daha.
Replik sırası UEFA'daydı, "Men!" dedi ve kurgunun mimarı yeniden 3. vitese attı.

Aynı nakarat: "TFF İstifa!"

Ne demişti 2012 Mayıs'ında?
"İstifa etmezlerse, geniş bir konsensus sağlayarak gerekeni yapacağız."

Yabancı sayısı olmasın o suni konsensus?
Yem olarak.

Yabancı sayısı ile ilgili kural koyulmuş, yürürlüğe girmiş.
Takımlar bu doğrultuda planlamalarını ve yatırımlarını yapmışlar.
Transfer sezonu başlamış.
Bugün herkes biliyor ki; dün Demirören yabancı sayısını artırsa, Fenerbahçe veya başka bir kulübün tahkime itirazı ile karar anında bozulacaktı. Bunu Demirören de açıkça belirtti.

E bunu Galatasaray'ın liseli hukukçuları bilmiyor mu?
Adları gibi biliyorlar.

Peki amaçları ne?
Konsensus dedim ya.
Bahane.

Birkaç hazır asker: Haluk Ulusoy, İlhan Cavcav.
Türk sporu bu isimlerle yenilecek ya, çıkar yaygarayı.
İlk günden çıkar ağzındaki baklayı: "Kararı değiştirmezlerse giderler!"

Peki 17 kulüp?
Haberdar olanı var, uyumlu olanı var.
Kaçı çıkıp isyan etti Cavcav haricinde?

***

Sadede gelelim.

Yabancı sayısı bahane, kararın hukuken değişmeyeceğini adları gibi biliyorlar.
Ama bu bahane ile, itiraf etikleri o konsensusu sağladılar işte.
Yine bir propaganda, kamuoyunun zihnini iğfal etti.
Kurgunun önündeki bariyer olan Yıldırım Demirören'i devirmek için suni gündem ile ucuz darbe planları yapıyorlar.
Şimdi 130 delege imzasına erişmek için Haluk Ulusoy'u tahrik edip meydanlara çıkardılar ki, hakim olduğu delegelerden imza alıp olağanüstü seçime götürsün TFF'yi.

Haluk Ulusoy mu başkan olacak sanıyorsunuz?
Buyrunuz: http://noavas.blogspot.com/2013/01/matruska-oyun-icinde-oyun.html

Kurgunun TFF Başkanı gelip, kurgunun çaycı askerine kupa verilene dek sürecek bu mücadele.
Peki Galatasaray'ın amacı ne?

Fenerbahçe; arka planda hız kesmeden çalışan kurgu makinesi ile boğuşup enerji ve güç kaybederken, 5 yıl üst üste.

***

Keşke okusan bu satırları Ünal Efendi.
Zekisin.
Cinsin.
Şeytansın.

Ama o asa benim elime geçecek bilesin.
İnşallah ölmez de o günleri görürsün.

İnşallah, maşallah, amin.

Devamını oku...

3 Temmuz 2013 Çarşamba

İnfografik | Man City'nin Sheikh Mansour döneminde transfer harcamaları

Manchester City yeni sezon öncesi Fernandinho ve Jesus Navas transferlerini gerçekleştirdi. Sheikh Mansour 28 yaşlı orta saha oyuncusu için Shakhtar Donetsk'e 30, Jesus Navas içinse Sevilla kulübüne 17 milyon pount ödedi. Şimdilik transfer çalışmalarına son vermiş gibi gözüküyorlar. Şimdi sizlere Sheikh Mansour döneminde transfere harcanan paralarla ilgili infografikler sunuyorum...


Yukardaki grafik Sheikh Mansour'un Manchester City kulübünü devraldıktan sonra yaptığı transferleri gösteriyor. Yazı tipinin boyutundan her futbolcunun ücretinin yukarı ve ya aşağı olduğu anlaşıla biliyor. (veriler transfermarkt sitesinden alınmıştır). Bedelsiz transferler bu grafiğe dahil edilmemiştir. 

2008 yılında Mansour kulübü kontrol altına aldıktan sonra transferde hangi uyruktan olan futbolcuların seçilmeye başladığını aşağıdakı grafik yanıtlıyor.


Aşağıdakı grafikteyse 2008-09 sezonundan bu yana sezon başına olan transfer harcamaları gösteriliyor. Özellikle son 2 sezonda aşağı düşen transfer harcamaları dikkat çekiyor. 


Bu tabloya yeni transferler, Fernandinho ve Jesus Navas bilinen sebeplerden dolayı ilave edilmemiştir. 


Mansour'un harcamaları yalnızca transferlerle sınırlı değil. Geçen ay Manchester City ve New York Yankees kulüpleri yeni MLS takımı yaratmak için güçlerini birleştirdikleri açıklanmıştı. Görünüşe göre Sheikh Mansour'un hırsı petrol paralarından daha çok artıyor...
Devamını oku...