26 Nisan 2013 Cuma

Uefa Avrupa Ligi, Yarı Final: Fenerbahçe-Benfica: 1-0: 4 Olmadığına Üzülme Lüksü





Başlık şaka değil! Avrupa Ligi'nin yarı finalinde, 38 maçtır kaybetmeyen rakibine karşı 1-0'lık galibiyete sevinirken "aslında 4 olabilirdi" diyebilme lüksü bu maçtan sonra bize ait. Gurur duyalım.

MÜKEMMELE YAKIN PERFORMANS

Maç genelindeki oyun iştahına ve mücadele kalitesine kimsenin ağzını açıp tek kelime edeceğini sanmıyorum. Edecek olan varsa ayrıca görüşebiliriz. Her platformda tartışmaya hazırım oyun iştahını ve mücadelenin kalitesini. Peki oyun kalitesi? O tartışılır. Çok daha doğru yapılabilecek işler vardı belki, ama onu da ekstra eforla kapattık. Bunu Avrupa Ligi'nde çoğunlukla yapıyoruz zaten.

Analizin sonunda şöyle yazmışım, geri dönüp hatırlayalım:

"Eğer yenemiyorsak, yenilmemeye oynamak da alternatif çözüm. Yenilmemeye oynamak derken gömülüp sadece savunma yapmak değil kastım. Önde basmak, rakibi bozmak ve baktık ki oynayamıyoruz, o zaman oynatmamak."

Hem oynadık, hem oynatmadık. Bu akşamın özeti budur. Yani oyunun iki yönünde de üstünlük sağladık. Bravo beyler, bravo Hocam!

İLK YARI

Yarı final stresiyle maça başladığımız açıkçası belliydi. Oyuncularımızın alışkın olunan sakinlikte olduğunu söylemek güç, ancak konsantrasyonu hiç eksilmedi sahadakilerin. Bu artı yönümüz. Kora kor mücadele ettik ve rakip ciddi anlamda sindi. Çünkü bizden beklemiyorlardı, bu bir gerçek. Herkesin aklına "rakibi uyutarak sonuca gidiyorlar" o kadar yerleşmiş ki artık, bundan etkilenilmemesi mümkün değil sanırım.

Rakip yine de top oynamaya çalıştı, ama sonra baktılar ki oynayamıyorlar, onlar da bizi bozmayı denediler. Yani oyun karakterini kaybeden biz değil, onlar oldu. İşlemesini bekledikleri plânı uygulamaya koyamamış olmalarının verdiği gerilimle de geri çekilip bize mesafe bıraktılar. Bu da ekmeğimize yağ sürdü.

Sow'un direkten dönen kafasından sonra moral bozulmadı. Kaçan penaltıdan sonra belki bir nebze moral bozukluğu olur diye düşünürken ben, ikinci yarı makine gibi döndük sahaya.

İKİNCİ YARI

Daha 2 dakika dolmadan 2 uzun mesafeli şut gitti karşı kaleye. Derken 3. kez direkleri dövdük. Konsantrasyon kaybedildi mi? Hayır. Moral bozuldu mu? Yine hayır. Ne demiştik geçen hafta analizde, "Nelere dikkat?" başlığı altında? Dönüp bakalım:

"5) Konsantrasyon kaybı yaşamamaya. Moral bozukluğu lüksümüz yok. Kaçan golden sonra kalesinde zor gol gören Newcastle'ın 25 dakikada perişan olduğu gerçeği var önümüzde. İç sahadaki Lazio maçındaki gibi sabırla, konsantrasyonumuzda en ufak bir azalma olmadan maçın sonunu getirmeliyiz."

Konsantrasyon kaybı yaşanmadığı gibi, üstüne bir de gol için yüklenme şiddetimizi artırdık. Nihayet, hakkımız olan gol rakibin ikramıyla geldi. Bravo Egemen!

MAÇIN ADAMLARI

Maçtan önce twitter'da "Gökhan ve Sow öne çıkacak" demiştim. Gökhan bence kariyer performanslarından birini sergiledi bugün. Müthişti. Keza Moussa aynı şekilde çok etkiliydi. Skor tabelasına etkinliği yansımamış olabilir, ama onun hareketliliği dahi yeterli olur diye düşünüyordum. Yeterli olmaktan öteye gitti.

Egemen'i herkes golden dolayı büyük adam ilan etmiş olabilir ama gözden kaçmaması gereken bir nokta var. Egemen Oscar Cardozo'yu sindirdi bu maç. Partneri Yobo da enfes bir maç çıkarttı.

Tabii ki görünmez kahraman Mehmet Topal. Pazartesi günü yazdım. Topal bu takım için çok önemli diye. Kora kor fiziksel mücadelede gördük önemini. Bir kez daha bravo!

Bunun dışında Kuyt ve oyundan çıkana kadar Meireles'in bu seviyenin oyuncuları olduklarını takıma ve taraftar hissettirmeleri de bize ayrıca özgüven aşıladı.

ZAYIF HALKALAR

Ziegler ve Cristian'ın bu başlıkta yer almalarının sebebi, diğer oyuncular kariyer zirvesi yaparken, onların standartlarının üstüne çıkamamış olmasından kaynaklı tamamen. Takımda standartını vermesi gereken iki tecrübeli oyuncumuzun yanında kariyer zirvesi yapması gereken sekiz adama daha ihtiyaç vardı. Bugün galibiyette iki kişinin standartlarının üstüne çıkamamış olması mazur görülebilir, ama rövanşta ve umarım sonrasında finalde, kimsenin standartlarının altında kalma lüksü yok. Buna dikkat!

RÖVANŞ

Webo, Mehmet Topal ve büyük ihtimalle de Meireles'ten yoksun çıkacağız. Rotasyon dar, ama bir şekilde doğru kadro çıkacaktır. Yapmamız gereken aynı disiplini ve soğukkanlılığı sahaya yansıtmak olacak. Daha fazlasına ihtiyacımız yok. Kadro ve olasılıklar üzerine kafa yoracağımız bir yazıyı sizinle paylaşabileceğimi umuyorum hafta içi.

SONUÇ

Başlıkta da dediğim gibi. 1-0'lık tabela aldatıcı. 4-0'la gidiyor olmalıydık deplasmana. Bu oyunun hakkı buydu açıkça söylemek gerekirse. 1-0 için çok garanti bir skor demek mümkün değil, ancak aynı konsantrasyonu sergilediğimiz takdirde bu turu cebe koymamamız için ortada hiçbir neden yok. Eğer sene içerisinde teknik direktör takımı olma yolunda büyük adımlar attıysak, o adımlar dar rotasyona rağmen meyvelerini verecektir.

NOT: Bu yazı özelinde "ben demiştim" havası oluşmuş olabilir bazı noktalarda. Takımın benim doğru olduğuna inandığım şeyleri uygulayarak iyi sonuç almış olması tabii ki benim adıma sevindirici, ancak benim doğrularımla olmasa da takımın kazanması, iyi sonuç alması her şeyin önünde. Bilinsin istedim.

3 yorum:

  1. Başarılı yorumlarınızı ilgiyle takip ediyoruz. Maçın detaylı istatistik analizini de heyecanla bekliyoruz.

    YanıtlaSil
  2. Dun mactaydim. Fenerbahce incelenmesi gereken bir takim. Rakibin oyun karakteri degisse dahi ona gore onlem alabiliyor, teknik kadro kendi takiminin kapasitesi ve kalitesine gore yasayabilecegi zaafiyetleri rakiplerinine rakiplerinin kendisine verdigi onemden fazla onem vererek bertaraf edebiliyor. Tum bunlara ragmen Fenerbahce hala yarim bir takim. Konsantre oldugunda, taktiksel olarak maca cok iyi hazirlandiginda skor dezavantaji ancak nadiren yasiyor, ancak oyunu kopartmak, baskisini tahammul edilemez kilmak konusunda sorunlar yasiyor. Dunku macin 4-0 olmamasinin birincil sebebi de direkler degil, zira girilen tum pozisyonlar neredeyse direge takildi, ki hem kuyt hem de sow'un pozisyonlarinda harika son vuruslar vardi. Fenerbahce rakibi kilitlemesine, macin tek tarafli seyretmesini saglamasina ragmen bu oyunun gerektirdigi olcude pozisyon yakalayamadi. Bundan sonraki surecte, gelecek yil, takikin daha hizli oynamasini saglayacak, istedigi zaman tempoyu ve topun hizini artirmasini mumkun kilacak bir yapilanmaya gitmesi sart.

    Mesela turkiye ligindeki sorun tam olarak bu. Kendinden kalitesiz kadrolara karsi oyun ustunlugunu alamamak, beklenen minimum skorun 0-0 degil 1-0 oldugu maclarda tempo yapamamak ve yapmaya kalktigin anlarda savunmaa aciklar vermek takimdaki bu tek yonlulugun sonucu. Dunku macta son yirmi dakika rakip sendelemesine, kocaman aciklar vermesine ragmen kaliteli tek bir hucum girisimimi yapamamak da bu tek yonlulugun getirdigi olagan bir durum. Takimin hizli acik alan oyuncusu, olsa dahi ona net top atmayi becerebilecek bir oyuncusu yok. Savunma oyuncularimiz kesicilikte cok iyi, ama topla cok agir. Orta saha oyuncularimiz, kanatlarda oynayan kuyt ve sow da dahil olmak uzere, dripling becerisi olmayan adamlar. Forvetimiz gereken hizin altinda, ki ne kuyt ve hatta sowda da bu ozellik yok.

    Ben bu takimin simdi elinde bulundurdugu taktiksel disiplin ve savunma anlayisinin etkin hucum silahlari ve teknik kabiliyet ile harmanlandigi takdirde standart uzeri bir alman takimina evrilebilecegini ve bu firsatin artik kacirilmamasi gerektigini dusunuyorum. Kendisini kabul ettirmek uzere olan bir hoca ve oyuncu kadrosu dogru takviyelerle beslenirse benzer basarilarin s.liginde de gelecegine eminim.

    Oyuncu bazinda ise salih'in oyun karakteri sorun tasiyor. Rahatlik bir oyuncuyu vezir de yapar rezil de, ancak savunma yapilirken temposunda hicbir yukselis olmamasi, pozisyon bilgisinin zayifligi tribunden acikca belli oluyor. Hucum alaninda pozitif etki yapacak rahatliginin savunmada egreti duracak bir lakayitlikla yok edilmesi muhtemel duruyor.

    Gokhan gonul canli izledigim en zeki futbolculardan. Meirelesin ikinci mac olmamasi korkunc handikap, takimda kafasiyla oynayan iki uc topcudan biri. Kuyt'in yaptigi ufak seyler buyuk sonuclar doguruyor. Sow bu takimi ve kulubu seviyor. Webonun olumu profesyonelliginden olacak.

    Samael

    YanıtlaSil
  3. bir solukta okunup bitiyor. hani ya bunun devami diye apisip kaliyor insan son noktayi gorunce. elinize emeginize saglik

    YanıtlaSil