5 Nisan 2013 Cuma

UEFA Avrupa Ligi, Çeyrek Final: Fenerbahçe-Lazio: 2-0: Yarı finale doğru




İki tip maç yazısı çok zor oluyor. En zoru kaybedilen maçtan sonra sinirlere hakim olmaya çalışarak yazılanı. Böyle adamı sarhoş eden cinsten galibiyetleri de yazmak inanın çok zor. İnsan gereğinden fazla gaza gelmemek için kendini sıkma gereği duyuyor. Biraz tam sonuç gelmeden zafer sarhoşluğuna kapılmamak adına belki. Bu belki de Aykut Kocaman'ı anlamak, henüz adını koyamıyorum.

İLK YARI

Bizi tanıyan Petkoviç'in takımından önde baskı gelmemesi şaşırtıcı olurdu. İlk 15 dakika önde karşıladılar, hataya zorladılar, ama "Aman Allah'ım" diyeceğimiz bir pozisyonla karşılaşmadan bunu atlattık. Anahtar kelime sabır olacak diyorduk. Sabırla top çevirdik, boş adamı bulduk, önde yaptıkları baskıya fiziksel dirençle karşılık verdik. Orta üçlümüz, Cristian dahil parladı ve üstünlüğünü kabul ettirdi rakibe.

Kompakt oynadık. Doğru oyunla rakibi oyunu soğutmayı denemeye zorladık. 30. dakikaya kadar tempoyu da kademe kademe artırarak devam ettik. Sow'la direği dövmemiz golü bulacağımızın habercisiydi. 30-45 arasını ise harcanan efora rağmen çok belirgin bir düşüş yaşamadan tamamladık. Bu da konsantrasyonun ne kadar üst düzey olduğunun göstergesi zaten.

İKİNCİ YARI

Ben yine benzer bir senaryo beklerken rakibin en atlet orta saha oyuncusu olan Onazi ikinci sarıdan atıldı. Üstünlüğü 60. dakikadan sonra ele alır, sonuna kadar da zorlarız diye düşünmüştüm, ama kontrol tamamen bize geçti kırmızı karttan sonra. Meireles'in plasesi de direkten dönmeseydi bu maç çok daha erken kopabilirdi. Skoru geç bulmamıza rağmen değinilmesi gereken bir nokta var: Çok akıllı oynadık. Bunu üstüne basa basa, tekrar tekrar söylerim gerekirse. Aklımızla oynadık. 10 kişi kalan takıma karşı amaçsızca yüklenmedik. Lüzumsuz top şişirmedik, aksine uzun oynadığımızda doğru diagonaller attık hep.

KİLİT AÇAN 4-4-2

Hafta sonu Akhisar karşısında 4-4-2 gibi oynamaya çalışırken neyi yanlış yaptıysak, bu sefer hepsini doğru yaptık. Kapanan rakibe karşı doğru hamle buydu, önce Aykut Hoca'nın hakkını teslim edelim. Caner'in oyuna girişi çok olumlu etki yaptı. Yine paniklemeden, şuursuzca yüklenmeden, sayısal avantajımızı kullanarak, pas yaparak rakibi yorduk. UEFA'nın çizgi hakemi uygulaması ise nihayet bir işe yaradı, ve haklı penaltıyı gole çevirerek avantajı yakaladık.

1-0'ken "2 olursa baldan tatlı" dedim. O da oldu ve cidden baldan tatlı oldu. Avrupa Ligi'nin belki de en iyi deplasman takımı olarak gösterilebilecek Lazio'yu gol yemeden, gol yememeyi bırakın, çok korkunç bir pozisyon vermeden net bir skorla iç sahada yenmenin tadını çıkartmamız gerek. Bu hakkımız. Gurur duyalım hem takımla, hem de Aykut Hoca'yla.

SONUÇ

Umduğumuzdan daha iyi bir skorla, seyircisiz deplasmana gidiyoruz. Avantaj bizden yana. Aynı disiplini ve anlayışı sergilediğimiz takdirde beraberliği bırakın, yine galip gelerek dönmemiz işten bile değil. Galibiyeti isteme sebebim de puanımızı artırarak üst torba kovalamak. Braga bile sadece Avrupa Ligi başarısıyla 2. torbaya ulaştıysa biz neden yapmayalım, neden o istikrarı kovalamayalım? Biraz fazlasını istemek de şu anda hakkımız diye düşünüyorum.

Bir not taraftara: Tek kelimeyle mükemmeldiniz. Muazzam bir tribün vardı gerçekten. Destek, hakeme ve rakibe tepkilerle ne kadar müthiş olduğunuzu bir kez daha ortaya koydunuz. İmreniyorum ve çok üzülüyorum bu maçları yurt dışından, bilgisayar ekranından takip ediyor olduğum için.

Ve Aykut Hocam: Öncelikle iyi ki doğdun KOCAMAN ADAM. Bütün yaşananlara, olup bitenlere rağmen bizi buralara getirdiğin için çok teşekkürler. Ekim ayında bu konumda olacağımızı söyleseler birçokları inanmazdı. Sen inandın, inat ettin, doğru bildiğinde ısrar ettin ve bizi bu noktaya getirdin. Belki kupayı kazansak dahi senin eserin olmayacak bazı ulemalara göre. Varsın olmasın, ama şu zafer sarhoşluğu için dahi sana teşekkür etmek boynumuzun borcu. Tekrar nice senelere Hocam!

Bir ufak not daha: Bir 90 dakika daha var belki, ama yarı finale giden yolda, rövanşa büyük bir avantajla çıkıyoruz. Bu gece sevinelim. Tamam, hatta yarın da sevinelim, ama sonra önümüze bakalım. Aynı ciddiyetle, aynı disiplinle ve en önemlisi aynı istekle devam ettiğimiz sürece önümüz çok açık. Ben inanıyorum.

6 yorum:

  1. Her şey iyi hoş, her şey tamam fakat taraftar konusuna katıldığımı söyleyemem. Gol olana kadar maratondan tek bir kişi bile ayağa kalmadı. Skordan, oyundan ve Aykut hocanın akıllı taktiğinden oldukça memnun kaldım bu maçta. Her şey için oyuncularımıza, teknik ekibimize ve yönetimimize teşekkür etmek boynumuzun borcudur.

    YanıtlaSil
  2. dün sahada ki fenerbahçe tam anlamıyla ev sahibi olarak oynamak nedemek onu gösterdi! lazio çok eksikti doğru ve bulmamız gereken skorda bu olmalıydı! Aykut hoca klasik takımı saha sürdü ama zihin olarak gerçektende çok iyi hazırlanmış bir fenerbahçe vardı sahada! gurur duyduk! takımı taraftarı ve hocayı tebrik etmek lazım. lig çok önemli deplasmanda alınacak ordu galibiyeti takımı son vitese çıkartacaktır ve artık önümüz açık.

    YanıtlaSil
  3. Her maç taraftar analizi şart mı? Biraz rahat bıraksanız belki toparlanacaklar ne dersiniz?

    YanıtlaSil
  4. taraftar konusu çok ilginç... benim bu sene gittiğim 3 lig maçı 2 el maçındaki en kötü tribündü. kırmızı karta kadar çok gergindi herkes. ben migrostaydım. anlaşılan telekom tribünüyle irtibat tamamen kopmuş. 1 kere bile beraber tezahürat yapılmadı... futbolcularında maç sonu açıklamaları tribüne şikayeti dile getirdi. sabırla bekleyin, fazla homurdanmayın demek istediler ki devre arası Aykut Kocaman da bu yönde uyarmış futbolcuları gaza gelmeyin, geri paslara homurtalara bakmayın vs....

    YanıtlaSil
  5. İrtibat kopmuş değil. Migrostakiler başkandan para ve bilet indirdiği için Okul Açık (telekom değil okul açık) bestelerini bölüyor. Okul Açık'ın girdiği bestelere katılanlara tokmak fırlatılmış.

    YanıtlaSil
  6. Bu maç sonu itibari ile Fenerbahçe Avrupa kupalarında en fazla maç puanı (17 puan) kazanan takım oldu. Lazio maçından önce en çok maç puanı kazanan takım Lazio idi (16 puan), biz 1 puan arkasından geliyorduk. Bu önemli bir nokta ve muazzam bir başarı.

    İnşallah takım fizik mücadeleyi ve tempoyu arttırır ve her sene en az çeyrek final görürüz. Beş sene peşpeşe çeyrek final demek 95-105 arası sıralama puanı demek. Bu da bizi ilk 15 takım içine ve ilk torbaya sokar. İlk torba şampiyonlar liginde gruptan çıkmak ve önemli gelir elde etmek için mutlaka gerekli. Shakhtar Donetsk yapabiliyorsa (95 puan 13. sıra) biz de yapabiliriz.

    YanıtlaSil