Başlık klişe ama gerçek bu. Fenerbahçe'nin futbol kombine ve bilet fiyatlama politikasının gelir ve doluluk bakımından bugüne dek pek de optimize edilmediğini düşünüyordum. 2013-2014 sezonu için yapılan ayarlamaların da bu açıdan zamdan ziyade optimizasyon çalışması olduğunu düşünüyorum. Lacivert ve Sarı tribünlerin alt sınıfına çekilmesini de bu çerçevede doğru bulmakla beraber, bunun kademeli yapılması ve/veya iletişimin daha iyi, tribün sakinleriyle birebir yapılması doğru olurdu. Buradaki artışın %100 zam olarak algılanması malesef genele yansıdı.
Bu tespiti yapar yapmaz
aşağıdaki tabloyu paylaşmakta fayda var:
Futbol giderlerinin yarısı
EUR, yarısı TL cinsinden diye ele alırsak 2008-2009 ila 2013-2014 sezonları
arasındaki kümülatif kombine fiyatı artışı İstanbul TÜFE ve EUR ortalama kur
artışı rakamlarıyla örtüşüyor. Tabloda 2008-2009 sezonunu (bu sezon tabloda gözükmüyor)
endekse baz olarak aldım. Bu durumda kümülatif olarak %25-30 artışın mantıklı
olduğunu düşünüyorum.
Telekom Tribünü’nün 2008-2009’a oranla kümülatif olarak %41,67 arttığı dikkat çekiyor. Bu artışı çok bulabiliriz. Ancak 2008-2009 sezonunda ilk kez kombineye açılan bu tribünde başlangıç fiyatının ederinin altında belirlendiğini unutmamak gerek, ayrıca o yılki 600 TL fiyat 311 avroya denk geliyor. Bugün ise 850 TL 361 avro. Yani döviz bazında 6 yıllık kümülatif artış sadece %16. Hala, ortalama 25 maçtan maç başı sadece 34 TL’ye geliyor ve 12 taksitte ayda 70 TL karşılığı ödeme imkanı var. Avrupa maçlarının bilet fiyatlarının 100 TL seviyelerine geldiği düşünüldüğünde taraftarın hala ciddi bir avantajı olacağını söylemek gerek.
Şükrü Saracoğlu Stadı için her zaman talep fazlası mevcut. Bunu en son Lazio maçında net şekilde gördük. En ucuz bilet 100 TL olmasına rağmen stad tamamen doluydu. Dolayısıyla kulübünü seven mevcut yayın ve sponsorluk gelirleri koşullarında kombine ve bilet fiyatlarının bırakın ucuzlamasını, sabit kalmasını dahi beklememeli.
Telekom Tribünü’nün 2008-2009’a oranla kümülatif olarak %41,67 arttığı dikkat çekiyor. Bu artışı çok bulabiliriz. Ancak 2008-2009 sezonunda ilk kez kombineye açılan bu tribünde başlangıç fiyatının ederinin altında belirlendiğini unutmamak gerek, ayrıca o yılki 600 TL fiyat 311 avroya denk geliyor. Bugün ise 850 TL 361 avro. Yani döviz bazında 6 yıllık kümülatif artış sadece %16. Hala, ortalama 25 maçtan maç başı sadece 34 TL’ye geliyor ve 12 taksitte ayda 70 TL karşılığı ödeme imkanı var. Avrupa maçlarının bilet fiyatlarının 100 TL seviyelerine geldiği düşünüldüğünde taraftarın hala ciddi bir avantajı olacağını söylemek gerek.
Şükrü Saracoğlu Stadı için her zaman talep fazlası mevcut. Bunu en son Lazio maçında net şekilde gördük. En ucuz bilet 100 TL olmasına rağmen stad tamamen doluydu. Dolayısıyla kulübünü seven mevcut yayın ve sponsorluk gelirleri koşullarında kombine ve bilet fiyatlarının bırakın ucuzlamasını, sabit kalmasını dahi beklememeli.
Maç Günü Gelirleri Nasıl
Optimize Edilir?
Maç günü gelirlerinizi optimize
etmek için kombine/bilet oranınızı iyi ayarlamanız gerekiyor. 2012-2013
sezonunda 33.000 civarı kombine satan Fenerbahçe'de bu oran 50.509 koltuktan
hesapla %65. Bu oran gelir optimizasyonu açısından sağlıklı bir oran. Bundan
daha fazla kombine sattığınızda bu sezonki gibi olası sportif başarılarda (her
ne kadar bu sezon cezalarla bu tam anlamıyla realize olmamışsa da) bilet
gelirini maksimize etme fırsatını kaçırmış olursunuz. Hatta bu oran %60'a kadar
geri çekilebilir. Zaten kombine satışı özünde sezon içinde takımın olası bir
sportif başarısızlığının sadık taraftar tarafından sigortalanarak garanti gelir
yazılmasından başka bir şey değil.
Bilet kombine fiyatlamasında
dikkat edilecek bir diğer husus da kombine sahiplerinin yaptıkları yatırımın
karşılığını alabilmeleri. Maç başı karşılaştırıldığında, yılda ortalama 25
maçta, maç başı bilet fiyatlarıyla anlamlı, tercihen 1'e 2 gibi bir fark elde
edilmeli. Dolayısıyla bilet fiyatları örnek olarak geçtiğimiz sezon
Telekom tribününde 750 TL ise ortalama maç bileti 60 TL'den aşağı olmamalı.
Tribünler ve bloklar arası
fiyat farkları da rasyonel olmalı. Bu açıdan Sarı ve Lacivert tribünlerle
bugüne dek hemen komşu oldukları Maraton Alt A ve G bloklar arasında bir
adaletsizlik vardı. Teorik olarak bir metre ötenizdeki kombine sahibi 1.350 TL
öderken, siz 2.950 TL ödemek durumundaydınız. Bu da A ve G blok talebini
olumsuz etkiliyordu elbette. Aynı şekilde Maraton ve Fenerium üst köşe
blokların orta bloklarla fiyat farkının azalması da bu ayarlama kapsamında yanlış
değil. Sadece yöntemi ve zamanlaması tartışılabilir.
Bu blokların sakinlerinin haklı serzenişlerini de anlayışla karşılamalı.
Maç Günü Gelir Performansı
Ölçümü İçin Teknik Kriterler
Yurtdışında futbol gelirleri
optimizasyonu üzerine uzmanlaşmış danışmanlık şirketleri var. Bunlar futbol
kulüplerini telekom ve havayolu endüstrisine benzer KPI'lar (Key Performance
Indicators) kullanarak kapasite kullanımı ve gelir potansiyeli açısından analiz
ediyorlar. Böylece elmalarla elmaları karşılaştırmak kolaylaşıyor.
Örneğin RevPA (Revenue per
Attendee, toplam seyirci başına maç günü geliri), RevPAS (Daily Revenue per
Available Seat, koltuk başına günlük maç geliri), RevPE (Revenue per Event, etkinlik
başı gelir) gibi ölçütler kullanılıyor.
Deloitte Money League'de yer
aldığımız 2008 sezonunda 42 bin ortalama (tahmini), 26 maç ve 27.9 milyon avro
maç günü gelirden hesapla RevPA 28 avro, RevPAS 1,5 avro, RevPE 1 milyon
74 bin avro civarında çıkıyor.
Geçen yılın rakamları da
elimizde olduğu için onlara da bakalım. Fenerbahçe evinde 23 resmi maç yapmış
ancak 5'i cezalı olduğu için 18 maçtan hesaplayalım. 2011-2012 maç günü
gelirleri 62 milyon lira, yani 2,4 ortalama kurdan 25.8 milyon avro. 2011-2012
sezonunda Fenerbahçe'nin evinde 735.221 ücretli seyirci ağırladığını biliyoruz.
Bu durumda, RevPA 35 avro, RevPAS 1,4 avro, RevPE ise 1 milyon 430 bin avro
çıkıyor. 2007-2008'e oranla RevPE ve RevPA artışının büyük sebebi ise kombine
fiyatlarının 5 maç cezayı yansıtmıyor oluşu. 23 maç üzerinden hesaplarsak RevPE
1 milyon 122 bin avroya düşüyor.
Aynı yıllardan değil ama,
fikir vermesi açısından 2009-2010 RevPE rakamları Real Madrid için 5,3 milyon,
Manchester United için 4,3 milyon, Arsenal için 4,2 milyon, Barcelona için 3,5
milyon, Chelsea için 2,8 milyon avro civarında. Yani Chelsea bizim en iyi
sezonlarımızdan birinden 2,6 kat RevPE elde ediyor. Aynı Chelsea 5,3 avro
RevPAS elde ederken Fenerbahçe'de bu rakam 2007-2008'de 1,5 avro, 2011-2012'de
ise 1,4 avro civarında.
Fenerbahçe Maç Günü
Gelirlerini Artırmalı
Fenerbahçe'nin maç günü
gelirlerini artırması ve en azından Bundesliga'nın üst sınıf takımları
seviyesinde 2 avro RevPAS elde etmesi şart. Bunun yöntemleri belli:
1.
Stad kapasitesinin %40 artırımı
2.
Yüksek fiyatlı VIP/loca koltukların artırımı
3.
Bilet/kombine fiyatlarının %40 artırımı
4.
Fiyat Ayarlamasıyla Gelir Optimizasyonu
RevPAS'ı etkilemiyor ama maç
sayısını %40 artırmak da, ya da en azından üst düzey maç sayısını %20 artırmak
da, aynen bu sezonki gibi (ama cezasız olarak) 30-32 maça çıkarmak da maç günü
gelirlerini artıracaktır. Ancak bu performansı her yıl tekrarlamak kolay değil.
Doktorun İğnesi Acı Verir
Ama İyileştirir
Dolayısıyla yapılan zam da
ayarlama da bence bizi zorlar ama Fenerbahçe'nin ali menfaatleri açısından
takımımızdan üst düzey mücadele ve başarı bekliyorsak bu ayarlama adildir. Bir
nevi doktorun iğnesi gibidir. Acı vereceğini düşünürüz, ki öyledir, ama sonunda
iyileşmemizi, sağlımıza kavuşmamızı sağlar.
Öte yandan kulübümüz zamları
da, ayarlamaları da bu gerçekleri açık açık ortaya koyarak paylaşsa taraftara
da "kan kusup kızılcık şerbeti içtik" demekten başka seçenek
kalmazdı. Bizim doktor da bunları fazla beceremeyenlerden, ama iyi doktor.
Doktor Acıyı
Hafifletebilir mi?
Kombine alacak taraftarı bir
nebze rahatlatacak bir uygulama da ikinci el bilet satışıdır. Taraftarın
gidemeyeceği maçları ikinci el bilete dönüştürüp satabileceği ve geliri normal
bilet fiyatı üzerinden kulüple 50-50 paylaşabileceği sistem acilen hayata
geçirilmeli. Bu durumda hem taraftar kombineyi ciddi bir yatırım olarak
görecek, hem de karaborsa büyük ölçüde engellenebilecek, kulüp de maç günü
gelirlerini artırabilecektir.
Ayrıca kredi kartına 12
taksit fırsatı devam ediyor. Bu zaten başlı başına acıyı hafifleten bir unsur.
Bir de Mayıs ayında 3
kulvarda finaller, kupaların olduğu yerde yaşadığımız adrenalin bize zaten acıyı
unutturmayacak mı?
Son olarak Fenerbahçe'nin
artık mutlaka bir taraftar ve sadakat yönetimi programı başlatması gerekiyor.
Bazı yıllar uygulanan avantajlı yenileme ücretleri standardize olmalı, tribünde
3-5-10 yılını dolduranlar, Fenerium'da belirli bir harcamayı gerçekleştirenler,
maçlara devamsızlık yapmayanlar mutlak suretle manevi de olsa ödüllendirilmeli.
Her şey Fenerbahçe için bunu
unutmayalım.
Cem ARGUN.- @cargun
çok galatasaray yazıyorsunuz diyen fenerbahçeliler gs'li merkez medya tarafından bilinci zehirlenen ve gerçeği çarpıtılarak öğrenen arkadaşlar... Siz onlara bakmayın... yazmaya devam edin... 2 yıldır gsnin lehine yapılan hakem hataları ansiklopedi olur... bence iyi bir çalışma ile iki yılda lehlerine yapılan hataları, kaç maçta rakiplerine kırmızı çıktığını, kaç maçta lehlerine penaltı verildiğini, kaç maçta rakiplerinin penaltılarının verilmediğini, kaç maçta gs'li oyunculara çıkması gereken kırmızı kartların çıkmadığını yazında çok galatasaray yazıyorsunuz diyen fenerbahçeli uyuduğu kış uykusundan uyansın...
YanıtlaSil