Final serisi boyunca Twitter'da bazı notlar aktarmıştım. Şimdi bu yazıda onları derlerken, büyük resmi ve Galatasaray'ın 1 taşla 4 kuş vurma planını gözler önüne sermeye çalışacağım.
*17 HAZİRAN DURUŞU* PROPAGANDASI DEĞİL, 17 OCAK 2014 TARİHi İLE BAŞLAYALIM
Galatasaray'ın 17 Ocak 2014 tarihinde resmi sitesinden yaptığı, sonra taraftarından gelen "Böyle uyduruk bahanelerle hedef mi küçültülür!" tepkileri nedeniyle yayından kaldırdığı açıklama şu şekilde:Dün oynanan Galatasaray Liv Hospital – Lokomotiv Kuban maçında bir grup seyircimizin Galatasaraylılığa hiç ama hiç yakışmayan çirkin tezahüratları tüm camiamızda derin bir üzüntü yaratmıştır.Serinin 7. maçına can güvenliğini bahane ederek çıkmayan Galatasaray'ın, tepkiler nedeniyle *sildiği*yukarıdaki açıklaması 2 şey söylüyor bize.
Ancak bu yakışıksız davranışlar ne yazık ki bir süredir var olan bir sürecin bardağı taşıran son damlası niteliğindedir.
Kimdir bu gruplar? Amaçları nedir? Salon sporlarımıza bulaşan bu seviyesiz ve provokatif davranış tarzı yıllardır iftihar ettiğimiz taraftar duruşumuza nasıl sızmıştır? Hangi hakla Galatasaray’ı bu duruma düşürmeye cesaret edebilmişlerdir?
Bu davranışın arkasında kimler vardır? Galatasaray’ı temsil etmenin gerektirdiği sorumluluğunu nasıl unutabilmişlerdir? Davranışlarını Galatasaray terbiyesi ile nasıl bağdaştırmaktadırlar? Bu çirkin tezahürata karşı duran hocamız Ergin Ataman’a yapılan terbiyesizlik nasıl açıklanabilir? Kendimizden başka bir dostumuzun olmadığı bir ortamda, bu davranışların sonuç olarak Galatasaray’ı içerden vurmak anlamına geleceği ne zaman anlaşılacak? Bugün bu sorular bizim için kaçırılmış bir galibiyetten çok daha önemlidir.
Bu davranışlara alet olanların bilmeleri gerekir ki, bu ülkeye pek çok spor branşını olduğu gibi basketbolu da Galatasaray tanıştırmış, gelişmesi için yaklaşık 90 yıldır emek vermiştir. Galatasaray tarihinin en önemli destanları basketbolda yazılmıştır.Dünkü olayları unutmak istiyoruz ama ne kadar unutmak istesek de bir zaman alacağı kesin.
Bu nedenle tüm taraftarımıza bu davranışların bize yakışmadığını ve yaklaşık bir senedir yapmış olduğumuz uyarı ve temennileri bir kez daha hatırlatmak istiyoruz ve devam etmesi halinde gerekirse bu gurur duyduğumuz branşımızda hedef küçültmek veya bir süre mücadeleye ara vermek için ilk Genel Kurulumuzdan yetki istemeye gidecek kadar kararlılık içinde olduğumuzu üzülerek belirtiriz.
Galatasaray Spor Kulübü
1- Can güvenliği ve küfür Abdi İpekçi'de.
2- Galatasaray basketbolda hedef küçültmeyi 6 ay önce dillendirmiş, yani planlamış.
GALATASARAY UEFA'DAN MALİ FAIR PLAY CEZASI ALDI
Biliyorsunuz Galatasaray UEFA'dan Financial Fair Play cezası aldı. Buna göre; (Sporekonomi.com'dan aynen aktarıyorum: http://www.sporekonomi.com/2014/05/galatasarayn-aldg-ffp-cezas-sonras.html)Galatasaray'ın aldığı FFP cezası sonrası önümüzdeki sezon 62.3 mn Euro kar elde etmesi gerekecek.
Galatasaray'ın daha önce UEFA FFP başabaş sınırını 9.4 mn Euro aştığı açıklanmıştı. Bugün şirketten yapılan açıklamaya göre aşım miktarı bazı istisnalar gözönüne alınarak 4.3 mn Euro olarak belirlendi.
Buna göre Galatasaray UEFA ile önümüzdeki iki sezon için (2014-15 ve 2015-16) bugün bir anlaşmaya vardığını açıkladı. Buna göre:
- Şirket 2015-2016 izleme periodu sonuna kadar başa-baş uyumluluğunu sağlamayı kabul etti
- Bu, Galatasaray'ın 2012-2013, 2013-2014 ve 2014-2015 raporlama periyotlarına ait 3 sezon sonunda toplam başa baş sonucu kabul edilebilir sapmalar içinde kalacak anlamına geliyor
- Bu ne demek, 3 yıllık toplam verilebilecek zarar miktarı (başabaş açığı) toplam 30 mn Euro'yu geçemeyecek (ekli yazıda detaylar bulunuyor http://www.sporekonomi.com/2014/02/uefa-financial-fair-play-kurallar-ve.html)
- Galatasaray'ın 2012/13 sezonu net zararı 99.9 mn Tl, o yıl için ortalama kur 2.36 alınırsa yaklaşık 42.3 mn Euro, 2013/14 zararı ise (9 aylık rakamın artmadığını varsaysak 151 mn TL zarar) yaklaşık 50 mn Euro kabul edersek, iki yıllık toplam zarar 92.3 mn Euro. Yani Galatasaray'ın önümüzdeki sezon yaklaşık olarak 62.3 mn Euro kar elde etmesi gerekecek (istisnalar hesaba katılmadan). Aksi takdirde UEFA'dan yeni bir ceza gelebilecek.
- Öte yandan diğer önemli taahhüt, çalışanlara ödenecek ücretler bu iki sezon süresince artırılamayacak.
- 2 yıllık toplam UEFA gelirlerinden 200,000 Euro UEFA tarafından ceza olarak kesilecek.
- Galatasaray, her altı ayda bir UEFA Kulüp Finansal Kontrol Kurulu'na ilerleme raporu sunarak finansal gelişmelerini bildirmek durumunda olacak.
Tablo ortada. Galatasaray, devletin yaptığı stad ve müsamahasıyla yaptığı borsa vurgununa rağmen mali olarak ayakta duramıyor. Vergi borçları ve cezası da cabası. Hal böyleyken basketbol şubesinin maliyetlerini nasıl karşılayabilir? Peki basketbolun Galatasaray'a maliyeti nedir? Bir göz atalım mı?
BASKETBOL ŞUBESİNİN GALATASARAY'A MALİYETİ NE?
Kaynağımız yine Sporekonomi.com. (Sadece KAP ve kulüp resmi kaynakları verileri üzerinden, teknik olarak tartışılamayacak nitelikte haber/bilgiler geçen ekonomi blogu.)
Özetle; sadece 2013 yılında şubenin Galatasaray'a maliyeti 61.1 Milyon TL. Final maçında bile -TBF Başkanı beyanıyla sabittir- bedava bilet verdikleri içindir ki, şubenin toplam geliri 21.9 Milyon TL.
Yani şube sadece 2013 yılında 39.2 Milyon TL zarar etmiş durumda. Yaklaşık 15 Milyon Euro.
Yani, UEFA FFP kuralları gereği önümüzdeki sezon 62.3 milyon Euro kar elde etmesi gereken, olumlu gelişmeleri de 6 ayda bir UEFA'ya bildirmekle yükümlü olan Galatasaray'ın, minimum 15 milyon euro'yu basketbola ayırma lüksü var mı, aranızda tartışın.
PEKİ FİNAL SERİSİNDE NE OLDU?
Edit: Seri başlamadan önce, kendisine sorulan "Fenerbahçeli yöneticilerin Abdi İpekçi'ye gelmeleri halinde kadınlar finalinde yaşananlar tekrarlanır mı?" sorusuna Ünal Aysal'ın verdiği cevap:İnsan ne kadar çabuk unutuyor. Koruyamazlarmış. Öyle söylüyor. Ve bu adamlar can güvenliği bahanesiyle deplasmana gelmiyor. Oysa Abdi İpekçi'de can güvenliği olmadığını seri başlamadan itiraf ediyor. Söyleyecek birşey yok. Devam edelim.
Yazmıştım, burada bir kez daha paylaşıyorum:
Gecmis bir kenarda dursun.
Orta yerinden konusalim.
Kadinlar finalinde salon siddeti uyguladiniz. Fenerbahceli yoneticileri *koruyamayacaginiz* gerekcesiyle protokole almayip taraftarlarin arasina, tepeye gonderdiniz.
Ve koruyamadiniz. Tokat ya da makas, taraftariniz Fenerbahce yoneticisine acik eylemde bulundu.
Sampiyon oldunuz. Hicbir sey olmamis gibi tavir sergilediniz. Yaptiginiz organize eylemler yaniniza kâr kaldi.
Erkekler finali geldi catti.
Ilk 2 mac taraftarini da karsisina alma pahasina Fenerbahce tarafindan locada agirlandiniz. Rovans degil baris dedi ezeli rakibiniz.
Ama yok. Siz azdiniz. Iki Abdi Ipekci macinda hakem kararlari ve salon siddeti zorbaligiyla seriyi 2-2'ye getirdiniz. Bir de ustune skorboarda "Koyduk mu?" yazdiniz.
33 anons yapilmasi gerekirken 3 anonsla sahaniz kapandi.
Fenerbahce basin toplantisi yapti. Yukaridakileri bir bir anlatti.
5. macta ilk 2 mactan daha sert ama Abdi Ipekci'deki 2 mactan cok daha yumusak bir deplasmanda fark yediniz.
Tahrikleriniz sadece 1 anonsluk etki yaratti. Doymadiniz. Polis kordonu ve sapkasina sigindiniz.
Kadin ve cocuklarin onunde kazandiniz.
Saha icinde isler lehinize donmusken, federasyondan hangi gerekceyle oldugu mechul bir beklentiye karsilik bulamayinca gemileri yaktiniz. Oyuncularinizin emegini de hice saydiniz. Gerci siz emekten ne anlarsiniz..
Sahaya cikmayacakmissiniz. Cikmayin.
Sizde bu yuzsuzluk, bu arsizlik, bu gozumuzun icine baka baka yalan soyleme yetenegi varken, sokaga da cikmayin.
Sahi, siz sokaga cikmayin.
Hem suclu, hem guclu, hem magdur olmaya calisan, ulke sporuna zehir sacan ve artik mide bulandiran bu tavrinizla siz, en iyisi sokaga cikmayin.
SONUÇ
- 3 Temmuz kumpası ile Fenerbahçe'nin sportif ve ekonomik rolü Galatasaray'a *devredilmek* istendi. Bunun için devletin yaptığı stad yetmedi ve borsa vurgunu, ödenmeyen vergiler, 2 yıl üst üste kırmızı kart alan futbolcularının ertesi hafta oynayabildiği konforda gelen şampiyonluklar. Ancak arsız şımarık devlet çocuğuna bunlar yetmedi.
- Galatasaray; 3 Temmuz ile başlayan kumpas 100 yıl sürecek sanmış olmalı ki, içmeye ayranı yokken tuvalete tahtırevan ile gitti ve uçağın burnu bir türlü düzelmedi. Nitekim, daha ağır cezalar alması, hatta UEFA lisansı alamaması gerekirken, UEFA'dan 200.000.-Euro ceza ile yırttı ancak gelecek yıl yaklaşık 62.- Milyon Euro kar edemezse bu sefer kolay yırtamayacak.
- Nitekim final serisi geldi çattı. Yukarıda ayan beyan anlatıldığı gibi, kadınlar finali ile beraber tezgah yürürlüğe girdi. Bilerek gerdiler, bekledikleri karşılığı görmemelerine rağmen, planlarına uyup 7. maçtan çekildiler. Amaçları 1 taşla 4 kuş vurmak idi. Basketbol şubesini, sporcularının emeğini sinsi planlarına meze ettiler. Neydi bu 4 kuş peki?
- Taraftarının Fenerbahçe nefreti dışında hiçbir sebep/bahane ile küçülmeye gidemezlerdi. Bunu yemeyen ve yakın gelecekte uyanacak taraftarları olsa da, sıcağı sıcağına Galatasaray taraftarının uyuduğunu görüyoruz. Kısa vadede bu planları tutmuş oldu. *Fenerbahçe yüzünden* hedef küçültecekler. Yerseniz efendim.
- Ortada bir kriz var. Gemileri hızla su alırken, tek başlarına batmaya niyetleri yok. Galatasaray krizini Türk sporu kaosuna dönüştürüp, "Benden sonrası tufan" düsturuyla zararı yaymak istiyorlar. Fenerbahçe'nin sponsoru Ülker'e saldırma sebepleri de bundan. Sponsorları kaçırmayı hedefliyorlar. Ne kadar çirkinleşebiliyorlar görüyorsunuz. Ezeli rakibimiz bu işte bizim.
- Hem 13. Ağır Ceza Mahkemesi hem de Anayasa Mahkemesi'nden Fenerbahçe'ye yapılan 3 Temmuz kumpası için yeniden yargılama kararı gelmek üzere. Bu Fenerbahçe lehine UEFA'ya da sıçrayacak bir gelişme. Ve Galatasaray bunun farkında. Fenerbahçe'nin hakkı olan şampiyonlar ligi direk katılımı, Galatasaray'ın ön eleme oyanarak büyük balığı kaçırması demek. İşte bu yüzden 17 Haziran Duruşu adlı tiyatroda basketbol konuşmuyorlar. Seçtikleri sözcükler bilinçli ve alenen Türkiye'nin yetkili makamlarını tehdit içeriyor. Yeniden yargılama gelir ve elimizdekiler giderse ligden çekiliriz alt mesajı sızmaya başladı. Kimse de sormuyor: Konu basketboldu, ne zaman futbola geldi Ünal Aysal?
- İsviçre Federal Mahkemesi'nden 3 vakte yanıt gelecek. Şike var/yok demeyecek elbette, usülen inceleme yapacak ve belki de Fenerbahçe'nin men cezasına yürütmeyi durdurma kararı verecek. 3 yıldır önceden dizilmiş domino taşlarının tek tek üstümüze düşmesini izliyoruz. 13. ACM, AYM ve İsviçre Federal Mahkemeleri'nin vereceği kararlarla domino taşları bu sefer Galatasaray'ın üstüne düşebilir. İşte tam da bu yüzden; "Şaka yapmıyorum, bakın final maçında basketbol takımımı çektim, aleyhimizie bir durum olursa futbol takımımı da çekerim, treni raydan çıkarırım" diyor Ünal Aysal. Hem tehdit ediyor hem zemin hazırlıyor. 3 yıldır cendere altında bir kez bile yapmaya tenezzül etmediğimiz ve bunun için yönetim/lere hep hayıflandığımız treni raydan çıkarma planı, avucunun içine verilenler geri alınacağı için Galatasaray tarafından yapılıyor alenen.
1 taşla 4 kuş. Hep diyorum. Şeytan bunlar. Saati sorsanız *bir hesaptan* yalan söylerler, ağızlarına yuva yapmış yalan. Siz diyin genetik miras, ben diyim soysuz ağaç.
Oyuna gelmek ve suni gündeme kapılmak herkesin kendi tercihi bundan kelli.
Sözüm Fenerbahçe yönetimine.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder