5 Mayıs 2013 Pazar

Artık gölge yok Göztepe Parkı'nda, ama çiçek çok; koşun fotoğraf çektirelim!


Yazmazsak hakkını helal etmeyecek ağaçlar.

Yukarıdaki fotoğraf son hali Göztepe Parkı'nın.
Bugünlerde pek de memnun civar sakinleri.

"Çok güzel olmuş Göztepe Parkı"
"Çiçekleri gördün mü?"
"Gel fotoğraf çektirelim Göztepe Parkı'nda"

Hadi bunlar "düşünmeyen" civar sakinleri.

Düşünen biri, Radikal Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Eyüp Can da şunları yazmış köşesinde: http://www.radikal.com.tr/yazarlar/eyup_can/goztepe_parki_neyin_sembolu-1130840

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Park Bahçeler Müdürü'ne medhiyeler düzmüş.

Kulaklarına ve gözlerine inanamıyor insan bunlara şahit olunca.

Bakın size Göztepe parkı'nın 2 yıl önceki birkaç fotoğrafını göstereyim.
Fotoğraflar Yandex'in panaroma görüntülerinden, 2 yıl önce gezmişlerdi İstanbul'u.




Eski hali yukarıda işte.
Yeni haliyle ne fark var peki?
Ben söyleyim, Gölge!

2 yıl önce kestiler ca'nım ağaçları.
Sorduk, "Buduyoruz" dediler.
"Öyle budama mı olurmuş canım!" dedik, oralı olmadılar.

Kuşa çevirdiler Göztepe Parkı'nı.

Şimdi de mevsimlik çiçeklerle göz boyuyorlar.
Acı olan da, millet pek memnun, fotoğraf çektiriyor.
Çocuğunu oynatırken ensesi pişti ama çoktan, yavrusuna güneş kremi sürüyor.
Kesilen ağaçlar da arkasından ağlıyor, haberi yok.

Oyuncak ettiler, rezil ettiler, öksüz bıraktılar Göztepe Parkını.
Ama bunu da yedirdiler.

Daha çok şey yedirirler.


4 yorum:

  1. Yeni AVM'ler için yer hazırlığı bunlar. @serdarguler1907

    YanıtlaSil
  2. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  3. Türk insanının zevkinin bu olduğu bir gerçektir. İktidar tarafından dayatılmış tüm diğer durumlar gibi bu da halkımız tarafından çabucak absorbe edilmiş, hipnotize edilmişcesine adapte olunmuş bir konudur. Ağaç ve doğal bitki örtüsündense dikme çiçek tercih edilir.
    Kentsel dönüşüm ayağına yıkılan güzelim yapıların yerine dikilen çok katlı binalar rahatsız etmez kimseyi. Ya da budama ayağıyla çatır çutur kesilen ağaçlar görülmez de dikilen 3 gün dayanımlı menekşe ve lalelere hayran olunur. Ben ise İ.B.B. Park ve Bahçeler Müdürlüğündeki şahsiyetlerle telefonda saatlerimi geçirdiğimle kalırım.
    Çok rica ediyorum yanlış anlaşılmasın. Ben de bir İskoçyalı değilim. Gururla Türküm. Üstelik Doğruyum da. Daha da güzeli doğumdan hemen sonradan beri Kadıköy'lü bir FB'liyim.
    Çok minik bir anekdot : Japonya'da Kyoto Altın Tapınak'tayız. Tapınağın Bahçe düzenlemesi, herkesin ama özellikle hayatında hiç mesleğini yapmamış Peyzaj Mimarı eşimin nefesini kesmekte. Eğitimini, bu bahçeler onurlandırılarak ve örneklendirilerek aldığı mesleğiyle (yapmasa da) gurur duymakta. Yani ne bileyim Hipokrat'ın çalışma masasına oturmakta olan bir doktorun ruh halinde.
    Her bir bitki, aksesuarlar yüzdeyüz doğal. Bir tane dahi çiçek ekilmemiş. Mevsimsel değişimin doğallığına mani olunmamış özellikle. Baharda açan kiraz çiçekleri de, sonbaharda kızaran akçaağaçlar da tüm doğal güzelliği ile görünsün istenmiş. Ve bahçenin devamındaki bambu ormanı, denizdeki derinlik sarhoşluğu ile aynı duyguyu karada yaşatmakta inanın.
    Biz ayaklarımız yerden kesilmiş dolaşırken grubumuzdaki bir bayandan şu şekilde bir eleştiri geldi. Ve bence bu eleştiri yaşanan bu hipnozun bir özetiydi. Ben hunharca budanan ağaçlara göz yaşı dökerken "Ne biçim bir bahçeye getirdiler bizi? Bir tane bile çiçek yok. Lale zamanı onları İstanbul'a getirelim de bahçe görsünler" diyen bir ve pek çok kişi ile aynı şehirde yaşıyordum.
    İşte bu yüzden her haftasonu mutlaka yanından geçtiğim Göztepe Parkı'na başımı çevirip de bakamam ben. Kurban kesilirken izlemekle aynı şey benim için..

    YanıtlaSil
  4. Entler yok ki bu duruma isyan edecek:( Hep bizlerin tepkisizligi yuzunden...

    YanıtlaSil