30 Mayıs 2013 Perşembe

Kısır döngü

 

18 Mayıs tarihinde, yeni sezona dair herhangi bir planın konusu henüz edilmemişken şöyle bir yazı yazmış ve beklentilerimi dile getirmiştim. Dün, 29 Mayıs tarihinde, planlar harekete geçmişken tekrar sil baştan yaptık.

-Aykut Kocaman istifa etti.
-Aziz Yıldırım Aykut Kocaman'ı kovdu.
-Aykut Kocaman istifaya zorlandı.
-Aykut Kocaman yorulduğu için bıraktı.


Nasıl istiyorsanız öyle algılayın olan biteni. Kulüpten yapılan açıklamaların bizi aydınlatmak yerine daha fazla soru işaretleri oluşturması ve yapılan yalanlamaların artık inandırıcılığını kaybetmiş olmasının yanı sıra, Aykut Kocaman'ın konu hakkında sadece üstü kapalı 1-2 cümle edeceği düşünülünce de olayın aslını bilmek mümkün olmayacak ve bilgi kirliliği devam edecek.

Blogda birçok konuda bardağın dolu tarafını da vurgulamaya özen gösteriyoruz. Kimseyi incitmeden, kırıp dökmeden, üslubumuza dikkat ederek eleştiriyoruz. Ancak üstüne koymanın mümkün olduğu bir noktada her şey yakılıp yıkılınca bardağın dolu tarafı falan da kalmıyor.

AZİZ YILDIRIM GERİ Mİ DÖNÜYOR?

Kesinlikle dönüyor ama başladığı yere dönüyor. Daha başkanlığının ilk zamanlarında "Löw bizimle kalacak." açıklamasını yapıp sezon sonunda kovan Başkan'ın, "Ben burada olduğum sürece Aykut Hoca görevinin başında olacak." dedikten sonra gitmesine izin vermesi veya göndermesi de tutarlılık adına 15 yılda ne kadar ilerlediğimizi ortaya koyuyor.

2-3 yıldız transferi yapılıp sezon sonunda şampiyon da olursak bunları hatırlayacak mıyız?
Umarım hatırlayacağız.

Çünkü korkunç bir şekilde 90'lardaki Fenerbahçe algısına doğru ilerliyoruz. Aziz Yıldırım'ı takdir ederken, son yıllarda transfer şampiyonu olmak yerine saha içinde iş yapacak oyuncuların transferine yönelmiş olunmasının altını çizerek hakkını veriyorduk. Peki ne oldu da şimdi tekrar eski kafaya döndük?

Yıldız oyuncu gelmesin demiyorum, gelsin tabii ki ama sahada kimsenin adı veya bonservisi oynamıyor. Pahalı oyuncuları doldurup teknik direktörün istekleri hiçe sayılabiliyorsa, göreve gelecek bir sonraki teknik direktör de yine eski zamanlardaki gibi Aziz Yıldırım'ın soyunma odasında boy gösterebileceği bir ortamda çalışacak demektir. Allah yardımcısı olsun.

TEKNİK DİREKTÖR SEÇİMİ VE ÖNÜMÜZDEKİ SEZON

Her kafadan bir ses çıkıyor. Duyumlar, haberler, görüşülenler diye anlatılıyor her yerde "Yeni teknik direktör X" diye. Her kim gelip o koltuğa oturacaksa, içime sinse de sinmese de doğrusuna doğru, yanlışına yanlış demeyi ben kendi adıma sürdürürüm, bu konuda içim rahat. Ancak bu ateşten gömleği giymek hiç kolay değil, dolayısıyla umarım her kim geliyorsa sinirleri sağlamdır ve baskıyı kaldırabiliyordur.

Galatasaray'ın saha içinde dışında rüzgarı arkasına alıp ilerlediği bir noktada Fenerbahçe'nin mutlaka şampiyon olup rakibinin hızını kesmesi gerekiyor. İş sadece bununla da sınırlı değil. Avrupa'da yukarı çekilmiş bir çıta var ve bunun da bir standart haline gelmesi gerek. Yani yeni teknik direktörün sadece lige odaklanıp Avrupa'yı boşverme şansı yok. "Ligi iyi tanıyor, o yüzden kendisiyle anlaştık" diye bir açıklama yapılırsa kısır döngünün içinde kaldığımız apaçık ortaya çıkacaktır. O zaman taraftar da uğuldar, istifa da der ve bunu haklı olarak yapar.

SONUN BAŞLANGICI

Geçen sezon sıkça dile getirilen bir cümle vardı "Aykut Kocaman Aziz Yıldırım'ın önündeki zırh" diye. Şayet denildiği gibiyse Aykut Kocaman'ın ayrılışı bir devrin sonundan ziyade sonun başlangıcı olacaktır. Başarıya ulaşmak şart ve önümüzdeki sezonun Aziz Yıldırım ve yönetimi için son şans olduğu ortada. Dileğim şanslarını iyi kullanıp yerlerini daha aktif ve kendini yenilemeye daha açık bir kadroya bırakmaları.

Çünkü Fenerbahçe taraftarı şu anda içinde bulunduğu durumdan çok daha iyisini hak ediyor...

2 yorum:

  1. Aziz YILDIRIM başkanlığının en büyük kumarını oynuyor;ya şampiyon olacak ve kitle BÜYÜK BAŞKAN diyecek ya da GS 4. yıldızı takacak, extra bir durum olmazsa (ki zor görünüyor). Ama AYKUT KOCAMAN'ın gitmesi karşılığında gelecek bir şampiyonluk AYKUT hocanın programı itibarıyla belki de önümüzdeki 10 yıla damga vuracak bir modeli hiçe saymamıza değer miydi? Kesinlikle hayır. TD kim olursa olsun, artık sırayla her yyıl ya da iki yılda bir TD değişikliği görür, plansız programsız ilerleriz kimbilir nereye kadar. AYKUT KOCAMAN bu dengesizliği dengeye dönüştürebilecek tek isimdi çünkü.

    YanıtlaSil
  2. yıldırım istifa.

    YanıtlaSil