4 Mayıs 2013 Cumartesi

Bardak Muhasebesi

Kronik veya genetik bir hastalık mıdır bilinmez; ama milletimiz için birşey ya iyidir ya kötü. Ortası olmaz ca'nım memleketimin.

Öve öve bitiremez, eksikleri görmez.
Yere yere bitiremez, artıları görmez.

Mütemadiyen peşin hüküm ve önyargıları geçer aklının direksiyonuna.

Gelin biz bir muhasebe yapalım sezon finali yaklaşırken, bardak muhasebesi.






Bardağın boş tarafı ile başlayalım:
  1. İki senedir şampiyon olamıyoruz.
  2. İki senedir Galatasaray şampiyon oluyor.
  3. 1959'dan bu yana sayılan şampiyonluklarda Galatasaray 19'a 18 önümüze geçiyor.
  4. Galatasaray Şampiyonlar Ligi'ne direkt katılarak ciddi gelir elde ediyor ve kadrosu her geçen gün güçleniyor. [Ödenmeyen vergiler ve borsa vurgunu asıl gelir kalemi olsa da.]
  5. Geçen yıl Süper Final'i saymazsak, iki senede yediğimiz puan farkı şu an için 16.
  6. Taraftarın -oranını bilemediğim- bir kısmında Başkan ve Hoca'ya karşı güvensizlik var.
  7. Takımın ana iskeletinde bazı mevkilerde kalite problemi var.
  8. Oyun akışkanlığı ve hücum varyetelerinde arzuladığımız seviyede değiliz.
  9. Takım içinde ciddi maliyetleri olan ancak yararlanamadığımız oyuncular var.
  10. Başkan'ın hukuki süreci devam ediyor.
  11. Metris'ten zor şartlarda kurulan yönetim, kuvvet ve kamuoyu algı yönetimi konularında zaafiyet gösteriyor.
  12. Zalim mağduru oynayıp atını koştururken, mazlum ve haklı olan sessiz kalıyor. Ve bu sessizlik zalimin ekmeğine yağ sürüyor.


Bir de dolu tarafına bakalım şu bardağın:
  1. İkincilik Fenerbahçe için başarı değil, ancak şampiyonluğa oynama geleneğimiz tüm şartlarda devam ediyor.
  2. Avrupa'da 2008'de yükselttiğimiz çıtayı bir tık ileri götürdük ve 5 yıl sonra bu sefer yarı final gördük.
  3. Bu yarı final, Avrupa'da birilerinin lekelediği ismimizi, layık olduğu mertebeye yeniden yükseltti.
  4. Geçen yıl birilerinin gasp ettiği Avrupa puanımız, bu yıl aldığımız rekor puanla kendine geldi.
  5. En çok sponsorluklar ve futbolcu transferlerinde işimize yarayacak derecede raputasyonumuz arttı.
  6. 3 kulvarda büyük bir direnç gösterdik. Ve bu anlamda gelecek yıllar için ciddi bir testten geçmiş olduk.
  7. Rekor sayıda maç yaptık. Ve adeta maçlarla rehabilite olduk.
  8. Arzu ettiğimiz oyun akışkanlığını henüz yakalamasak da, kolektif ve kompakt futbol, koşan takım, dinamizm, takım oyunu, taktik disiplin gibi Alman/Yugoslav ekolünü bir Türk Hoca ile kazandık.
  9. Kazandığımız bu kolektif ve kompakt anlayış, gelecek sene yapılacak yetenek ve kalite rütuşlarıyla kombine ve akışkan olacak.
  10. 19 yaşında bir Salih kazandık.
  11. Bence en önemli madde: Neden ve nasıl gittiği bir kenara, Fenerbahçe'nin 8 yıl boyunca merkezi olmuş, skor ve oyun kurma yükünü adeta tek başına sırtlamış, olmadığı maçlarda daima puan kaybı yaşadığımız Alex'in ayrılığından sonra; herkes Hagi ve Hakan Şükür sonrası Galatasaray sendromunu yaşayacağımızı düşünürken, Avrupa'da tarihimizin en büyük başarısını yakaladık. Bu, Alex gitti yarı final geldi manası çıkarmasın. Tam tersine; sezon ortası 8 yıllık merkezin eksikliğine rağmen, muhteşem bir veda ile ayrılsa dahi yaşayacak olduğumuz saha içi geçiş sürecine bir yarı final sıkıştırdık.
  12. Bir oyuncuya bağlı olmaktan kurtulduk. Konu Alex değil. Takım neredeyse hiçbir ceza ve sakatlıktan etkilenmedi. Ya da etkilenme düzeyi asgariydi.
  13. Kazandığımız kolektif futbol anlayışını açmak gerekirse; takımın ana pas bağlantısı diagramlarına en az 8 futbolcu sokar olduk. 9 ve 10'u da gördük. Bu, topun tüm takıma homojen ve eşit paylaşıldığını ifade ediyor. Ve tarifsiz bir kazanç.
  14. Bir Alman yapsa avuçlarımız patlayana kadar alkışlayacağımız "Koşan takım" felsefesi, Aykut Kocaman başarınca eleştirilir hatta alay edilir oldu. Oysa Şampiyonlar Ligi finalinde Almanların olması tesadüf değildi. Kalite dinamizm ile birleşti.
  15. Maç başı ortalama 90 km. mesafe alan bir takımdan, 110 km. ortalamalara geldik. Dediğim gibi, bir Alman başarsa heykelini dikerdik.
  16. İskeletimiz hala kuvvetli. Kötü bir yıl geçirse de Volkan, Gökhan, Kuyt, Sow, Salih, Meireles, Emre, Topal, Webo, Caner gibi bir iskelete sahibiz. Bu iskeleti destekleyen Cristian, Yobo, Egemen, Hasan Ali, Topuz gibi futbolcular performanslarını artırdığında ve ana iskelete 3-4 "kalite" şırınga edildiğinde yukarıdaki maddelerde saydığımız kolektif, kompakt ve dinamik kazanımlar meyvesini seyir zevki açısından da verecek.
  17. Geciken transferler ve kötü sezon başlangıcı açısından örnek bir sezondu. Bu musibet, eminim bin nasihattan kıymetli olacaktır Fenerbahçe için. Ve gelecek yıl bomba gibi başlayacağımıza eminim.
  18. Kulüp kurumsal yapılanma yolunda önemli adımlar attı. Özgeçmişi oldukça kuvvetli bir CEO ve altında ciddi bir ekip geldi. Şu an yürürlüğe girmemiş olsa da, önemli pazarlama çalışmaları arka planda hazırlanıyor.
  19. Kulübün öncelikli hedeflerinden biri gelir kalemlerini artırarak kalıcı başarılara zemin hazırlamak. Bu konuda çok ciddi çalışmalar yapılıyor ve umarım yeni sezon öncesi birçoğunu görmüş olacağız.


Ana hatlarıyla bardağın boş ve dolu taraflarında gördüklerim yukarıda.
Mükemmel değiliz.
Ama yerlerde de sürünmüyoruz.
Uzun vade hedeflerimiz doğrultusunda, doğru yolda ilerliyoruz.
Eksiklerimiz var, biliyoruz.
Ama 2008 zirvesindeki hataya düşmeden, 2013 zirvesi üzerinden yeni bir devir inşa etmek zorundayız.

Bu bir proje.
Ve engellenmezse, Fenerbahçe'yi hak ettiği yere, bir daha inmemecesine çıkartacak.

İnşallah, maşallah, amin.

13 yorum:

  1. Öncelikle eline sağlık. Geneline katılmakla birlikte eklemek istediğim birkaç bir şey var.

    Bardağın boş taraflarına eklenecek tek bir şey var benim görebildiğim. İlki bu uzun ve sancılı sezonun birçok oyuncuda ve Aykut Hoca'da bıraktığı mental ve fiziksel yorgunluk. Yani herkesin iyi bir tatilden daha fazlasına ihtiyacı var, orası kesin.

    Bardağın dolu taraflarına gelince:

    Ekol olma yolunda attığımız adımlar ciddi anlamda takdire şayan, ancak ceza ve sakatlıklardan etkilenmediğimiz konusuna katılamıyorum. Daha Perşembe günü dar rotasyonun ve iki kilit oyuncunun eksikliğinin bizi ne kadar zor duruma düşürdüğünü gördük. Sezon içerisindeki eksikliklere ise sonra ayrıca girme düşüncesindeyim zaten.

    Takımın iskeleti çok potansiyelli ama istikrarsız. Hoca'nın şimdiye kadar takım üzerinde yaptıkları takdire şayan olmakla birlikte bu oyuncu grubu üzerinde daha çok işi var. Ona da değinmenin zamanı gelecek mutlaka.

    Transferler zamanında yapılırsa gelecek sezon için daha umutlu bakmak mümkün. Gelinen noktaya zirve olarak değil, inşa edeceğimiz oluşumun temeli olarak bakmak da hedefleri otomatikman daha yukarı çekecektir.

    Onun dışında diğer yazdıklarına katılmamak elde değil zaten.
    Tekrar eline sağlık :)

    YanıtlaSil
  2. Dolu-12. maddede yarı yarıya haklısınız sanki.. Net olarak bir oyuncuya bağlı değiliz doğru fakat sakat ve cezalıların zararını bence büyük ölçüde yaşadık. Bunun nedeni de yedek kulübesinin ismen yeterli gözükse dahi kaç tane hazır oyuncumuz vardı? Bu bizi çok etkiledi bence. Özellikle de son Benfica maçında çok net görüldü gibi.

    Diğer 30 maddeye imzamı atarım. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  3. Tebrikler güzel bi yazı olmuş. Ancak ben belirtmeden geçemeyeceğim keşke Sezer ve Emrede en azından Webo kadar sisteme katkıda bulunabilselerdi.. Ben perşembe macda günüki sakatlıklardan sonra ençok Sezerin şu takıma uyum sağlayamamasın üzüldüm.. Emre belki statü gereği oynamadı ancak onunda sakatlığı cok zamansız oldu..
    Biz Fenerbehçeyi çok seviyoruz Fenerbahçe bize bu sene şunu gösterdi Adamlık söylemekle olmuyor adamlığı sahaya çıkıp göstermek gerekiyor... Burdan kendi admıa KOCAMAN'a adam teşekkürler. Tüm fubolculara sonsuz teşekkürler...

    YanıtlaSil
  4. Yazdıklarınızın her satırına katılıyorum,sezon öncesine yetiştirilecek nokta transferler ve şike belasından kurtulup eski etkinliğindeki Başkanımız ile Fenerbahçe ligde ve Avrupada çok işler yapacaktır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bardağın üçte ikisini dolu gördüğümüz zaman problem kalmaz.Malesef daha,bardağın '/,50-nin dolu olduğunu göremeyenler var...Kafa yapısının değişmesi lazım.Olurmu?BELKİ...

      Sil
  5. Bence bardagin bos tarafinda ki en sikintili konu, rakip kim olursa olsun ,ustunluk saglayan, rakibi bogan, akici ve devamliligi olan bir oyun oynamiyoruz. Bunun sebebi kritik oyuncularin kalite sorunu ya da hocanin yerlestirmek istedigi felsefenin sancilari olabilir. Ama sonucta koskoca sezonda cok keyif alarak, rahat izledigimiz mac sayisi cok az maalesef.

    YanıtlaSil
  6. Barca bile cl yari finalinde Messisiz 7 gol yedi topal raul ve webo hatta mac icinde gg eksikliği bizim icin el yarı finalinde gerçekçi bir mazarettir

    YanıtlaSil
  7. ''Taraftarın -oranını bilemediğim- bir kısmında Başkan ve Hoca'ya karşı güvensizlik var.'' Bardağın boş tarafından aldığım bu maddeyi çözersek, bardağın dolu tarafındaki bütün maddeleri daha da ilerletebilirz. Birlik, beraberlik ve bütünlük şart. Ayrıca, Galatasaray'ın TT Arena'da yarattığı baskı ortamını malesef Kadıköy'de yaratamıyoruz ve bu nedenle de hakemler tarafından sezon genelinde linç ediliyoruz. Burada biraz Hoca'nın da sert tarafını göstermesi lazım, burası Türkiye adam gibi adamlar, efendiler ve ezber bozmaya çalışanlar, ezilir.

    YanıtlaSil
  8. Avrupa Ligi yari finali CL ceyrek finalinde nasil bir tik daha otede oluyor acaba?

    YanıtlaSil
  9. Önümüz de cok onemli bir galatasaray maci var her ne olursa olsun hem bizim hem onlar için son derece önemli olan bu maçı kazanip bardağın dolu tarafina ekleriz umarim..Başımıza ne geldiyse (3 temmuz süreci bile) psikolijik nedenlerden kaynaklandi son saniyede kacan şampiyonluklar ,takimi daha ileri tasimak icin verilen sozlerin gerek ic gerek dis nedenlerden dolayi yerine getirilememesi(ust uste 3 şampiyonluk)bunun sonucunda yapilan yanlis transferler,her zaman hazir da bekleyen gerek basin gerekse rakiplerimizin ellerini guclendirip bizleri asagi cekmeleri icin buyuk firsatlar yaratti..nasil bir futbolcu bir sanatçi bir doktor bir hakim vs.icin konsantrasyon ve psikoloji onemliyse baskanimiz ve yonetim krulumuz icinde bu durum son derece onemli ve ne yazik ki bardagin bos tarafinda degerlendirebilecegimiz ve duzelmesi gelismesi gereken bir konu..Uzun sozun kısası bence tarihimizin en basarili sezonu olsada hepimiz cok yorulduk..umarim bu maci alir ve derin bir nefes alarak onumuzde ki sezonun planlamasina daha sakin dahs emin adimlarla ilerleriz...

    YanıtlaSil
  10. Madde 16 iskeletimiz hala çok kuvvetli????? kaç yıldır bu iç bayıcı futbolu oynayan bu iskelet değilmi aynen devam edeceksek seneye ne değişecek ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. bu iç bayıcı futbol sözü daum da da zico da da vardı. acaba hangi hoca iç baymayan ama her maçı kazandıran (bir bayern, barcelona gibi) futbol oynatabildi Fenerbahçe tarihinde? onu alalım bence.

      ama haklısınız başkana kızmalıyız. eğer yayın gelirleri bu kadar yükselmeseydi lige az çok iyi oyuncularda gelmez ve bizleri zorlayamazdı..

      Sil
  11. Arkadaşlar ne olursa olsun boş taraf daha ağır basıyor gibi gözükse bile unutmayın 17 de 16 yaptığımız seride takım istediğimiz seviyeye gelmişti. Bir kaç kaliteli nokta transferle bence güneşli günler yakın...

    YanıtlaSil