21 Eylül 2013 Cumartesi

5. Hafta: Fenerbahçe - Elazığspor: 4-0: Kalite farkı




Geçen hafta kazanan takım bozulmamışken, bu hafta ufak bir rotasyon yaptı Ersun Hoca. Holmén ve Emenike'nin yerine Cristian ve Sow vardı. Yabancı sınırlaması nedeniyle kadroya giremeyen Sow'un da dönüşü muhteşem oldu açıkçası bugün.

1-0

Maç yüksek sayılabilecek bir tempoda başladı. Elazığ'lı Serdar Caner'i 4 dakikada iki kez ters ayak üstünde yakalayınca açıkçası biraz endişelendim ama Caner çabuk toparladı ve oyuna konsantre oldu. Duran toptan 1-0'ı yakalamamız yine "Rakibin kilidini duran topla açtılar" gibi basit ve artık geçerliliği olmayan bir argümanı kullanma fırsatını verecektir mutlaka bazı spor(!) yazarlarına.

2-0

Golden sonra tempo çok net bir şekilde düştü ama bu bizim insiyatifimizde olan bir şeydi. Daha çok top dolaştırdık ve rakibi önde karşılamaya devam ettik. Bu esnada da Gökhan'ın şahane ara topuna Kuyt'ın enfes koşusu ve bitirişi oyunu çok erkenden rölantiye alma fırsatı tanıdı bize.

İKİNCİ YARI

Aynı tempo devam etti ama bu rölantiden daha çok bizim hiçbir şey yapmıyor olmamızdan kaynaklandı. Rakip topla oynarken biz izledik, pek bir şey de yapmadık rakibin oynamasını engellemek için. Bu esnada Cristian bir karşı karşıya pozisyonu mundar etti ve Caner de rakibin önemli tek pozisyonunu çizgiden çıkarttı.

Bir saat dolarken Alper'in Cristian'ın yerine oyuna girişi takıma hareket getirdi. Topsuz oyunda boşa çıkan, pas isteyen Alper hemen göze çarptı. 65'te önce Sow'a, sonra da 71'de Kuyt'a attığı iki ara toptan sonuç çıkartamasak da sonunda Sow'a güzel bir ara topla golü attırmayı başardı.

Alper'in oyuna girmesiyle takımın geneline de daha bir istek geldi. 89. dakikada hâlâ önde basan bir Fenerbahçe vardı neticede. Günün başarılı isimlerinden Caner'in de Sow'a attığı şahane ara top ve Senegalli'nin hat-trick yapması da gecenin kaymağı oldu.

ARTILAR VE EKSİLER

Kalite olarak çok üstün olduğunuz rakibe karşı istekli ve iştahlı olup topsuz oyunda da hareketliliği sağlarsanız zaten çok kolay sonuca gidersiniz. Biz bunu toplamda 30 dakika kadar yaptık bugün ve bu yeterli oldu ama her zaman yeterli olmayabilir. 2-0'dan verilen bir Konya maçı varken ister istemez bugün de 2-0'dan sonraki tempo düşüşüyle taraftarın aklında bazı soru işaretleri oluştu.

Bugün Ersun Hoca'nın ve teknik ekibin hakkını teslim edelim. Çok doğru oyuncu değişiklikleri yapıldı ve takım bu sayede diri kaldı. Yürüyen Cristian'ın hareketli Alper'le, top ezen Webo'nun top dağıtımına katkıda bulunan Salih'le değişmesi sevindiriciydi kesinlikle.

Alves-Egemen tandeminin sağlamlığının yanı sıra Gökhan ve Caner'in de hem savunmada, hem de hücumda etkili olmaları geri dörtlümüz için artı puan. Mehmet Topal formasını aldığı anda oynadığı bölgede hemen fark yarattı. Yanındaki Meireles'in de yine hamleleri ve topsuz koşuları iyiydi kesinlikle. Kuyt'ın istekliliği ve 2. goldeki temiz santrafor vuruşu da yine artılardan.

Cristian'ın inanılmaz silik ve etkisiz olduğunu söylemekte fayda var. Webo da bugün daha yıpranmış ve etkisiz göründü. İkisi de oyundan çıkmayı hak eden oyunculardı sonuç itibariyle. Cristian bu gidişle devre arasında gönderilmediği takdirde sezonun büyük bölümünü tribünde geçirecek gibi görünüyor. Webo ise iş ahlakı sebebiyle teknik direktörlerin beğendiği bir oyuncu. Emenike'nin hafif sakatlığı geçince ön hattaki forma savaşı daha da kızışacaktır. Özellikle de Sow'un bugünkü dönüşünden sonra.

MOUSSA SOW

İki haftadır çok değerli basınımız alevli toplarla duyudru Sow'un kadroya alınmadığını. Attığı tweetti, şuydu buydu derken suni bir kaos yaratıldı. Gerek Sow'un duruşu, gerekse de Ersun Hoca'nın bu durumu yönetişi bence başarılıydı açıkçası. Sow formsuz olduğu için kadroya giremiyordu. Belli ki kendi standartlarına erişti ve formayı aldı. Bugünkü performansı parmak ısırtan cinstendi. Koca bir bravo.

SONUÇ

Lüzumsuz Konya yenilgisinden sonra takım 4'te 4 yaptı. Derbi haftasında arkamıza yaslanıp rahat bir şekilde rakiplerimizin birbirini yemesini izlemek büyük bir lüks olacak. Mühim olan kazanmak orası kesin, ama biz bunu her hafta üstüne koyarak yapıyoruz. Takımın isteğine edilecek tek laf yok ama bunun da sürekliliğinin sağlanması şart. Sonuç alma becerimizin yanına yavaş yavaş iyi oyunu da eklemeye başlıyoruz. Böyle devam!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder