1 Eylül 2013 Pazar
3. Hafta: Fenerbahçe - Sivasspor: 5-2: Kıvılcım.
Kadro gelince suratımı buruşturdum, yalan yok ama mücadelenin ve özverinin bu düzeyde olması temel eksikliklerin önüne geçebiliyor futbolda. Alan daraltmayı beceremeyen bir rakibe karşı çok güzel alan parselleyip sert bir şekilde pres koyunca otomatikman oyun üstünlüğünü aldık.
Daha 34. dakikada 3-0 olan maçın pek döneceği yoktu zaten. O skoru elde ettikten sonra da yer yer vites artırdık, yer yer de oyunu soğutmayı seçtik. Bu makul, ancak rakip bu kadar gevşekken bizim daha da fazla ısırmamızı, iştahımızdan kaybetmememizi isterdim.
Mücadelemiz üst düzeydi, buna hiçbir şey söylenemez ama oyun olarak istenilen veya beklenilen düzeyde olmadığımız ortada. Bugün bazı oyuncuların bireysel performansları çok ön plana çıktı. Takım halinde belli bir standardı yakalayana kadar bu olmaya devam edecektir diye tahmin ediyorum.
1-0
Takım iştahlı başladı. Ön alanda pres ve daha yerden oynama teşebbüslerimiz dikkat çekti. Caner'in ve Gökhan'ın oyuna katılımı, Meireles'in ortayı toparlaması ve Holmén'in her yerde olması sayesinde topu forvetlerimize daha rahat taşıyabildik. Hakemden seken topun dönüp gol olması bazılarına çok malzeme verecektir ama hazırlanış olarak 2 pasta atılan bir golün güzelliğini gölgelememeli bu durum.
1-0'dan sonra da isteğimizden bir şey kaybetmedik. Emenike golden 5 dakika sonra 2. asistini de yapacaktı neredeyse. Holmén'in kanatlara açılarak orada overload'u sağlaması ve forvetlerimizin arka direk koşuları olumlu yönde göze çarptı bu süreçte.
2-0 VE 3-0
Emenike'nin şok presinin sonrasında kazanılan kornerden Bruno Alves'le farkı ikiledik. Daha 3 dakika sonrasında da bir kornerden daha arka direkte Kuyt'la fark 3'e çıktı. Bundan sonrasının rahat olacağı az çok belli olmuştu zaten.
İKİNCİ YARI
Pres şiddeti azalmadan devam etti ki 5 dakika geçmeden 4. gol geldi. Güzel bir organize hücum olduğunu söylemekte fayda var. Sadece rakibi ters ayakta yakalayan bir ekip olmayacağımızın da göstergesi olacağını umuyorum bu gol organizasyonunun.
54'te presimiz ilk kez delindi ve Sivasspor topu bir nebze daha rahat taşıdı ceza sahamıza doğru. Geçen seneden klasikleşen arka direk golümüzü yine yedik. Volkan'ın da kapattığı köşeden gol yemesi yine çok da yabancısı olduğumuz bir durum değil.
60. dakikadan sonra tempo giderek düşmeye başladı ve biz de ön alanda yakaladığımız fırsatları birbiri ardına teptik. Biraz daha becerikli olunabilse çok daha farklı bir skor almamız işten bile değildi.
Takımın birkaç saniyeliğine kontak kapattığı bir anda Cicinho'nun da sağ kanattan fırlayıp attığı golle skor 4-2'ye geldi. Caner-Egemen tandeminin bu kadar kolay delinmesini Caner'in doğal sol bek olmamasına bağlıyorum ama öte yandan Egemen'in de o kadar hamlesiz kalmasını anlayamadım. Volkan'ın yine çıkarabileceği bir toptan daha gol yemesi ise üzücü.
DEĞİŞİKLİKLER VE 5-2
Tempomuz 60. dakika civarında düşmüşken biz yine 80. dakikaya kadar bekledik değişiklik için. Günün en çalışkan iki ismi Holmén ve Emenike çıkarken Alper ve Mehmet Topuz oyuna dahil oldu. Alper'in kısa sürede sergilediği futbol ilerisi için beni çok umutlandırdı. Gökhan'ın muazzam pasında attığı gol de şahaneydi. Sola doğru yanaşıp kaleye yaptığı koşulardan bu sezon daha çok gol pozisyonuna gireceğini umuyorum.
TOPSUZ OYUNDAKİ DEĞİŞİKLİKLER
Daha iki gün önce yeniden yapılanma yazısında topsuz oyundaki hareketsizliğimizden ve etkisizliğimizden yakınmıştım. Bugün pek öyle olmadı. Geniş boşluklar bırakan Sivasspor'un bu zaafını da çok iyi değerlendirdik ve önde baskının karşılığını aldık.
Mehmet Topal veya Selçuk'un iki stoperin arasına girerek bekleri oyuna katmaya çalışması zaten sezon başından beri uyguladığımız bir şeydi. Bugün iki kanattan da bindirmeler olunca bu anlam kazandı. Bildiğimiz 4-3-3'ün bu sayede top bizdeyken 3-4-3'e dönüşmesi durumu var. Bugün Caner'in sol taraftaki hareketliliği bunun işlemesinde etkili oldu ama bu da kadro mühendisliğiyle ilgili bazı soru işaretleri doğurur. Buna daha sonra başka bir yazıda değinmek gerektiği düşüncesindeyim.
Bunun dışında Holmén'in kanatlara açılmasıyla ve yardımcı forvet görevi yapan Kuyt ve Emenike'nin daha merkeze kayması kolaylaştı. Meireles'in de merkezde sertlikten ödün vermemesi artı puan oldu. Webo da geçtiğimiz maçlara göre daha diri ve hareketliydi.
Bir diğer nokta da orta saha oyuncularımızın ceza sahasına yaptıkları koşular. Bilmiyorum kaç kez olmuştur ama sanırım Holmén bu alanda liderdi bugün. İstatistikler geldiğinde bunu daha net anlayabiliriz. Keza Alper'in de son golde yaptığı koşu gelecek için umut verici. Özellikle Emre ve Meireles'in daha önceleri değil ceza sahasına koşu yapmak, topla kat etmeyi bile denememelerinden sonra Holmén'in bugünkü performansı ilaç gibi geldi.
SAMUEL HOLMÉN
Bir aydır lisansının çıkmasını boşuna beklememişiz. Oynamaya açlığı, iştahı, disiplini ve çalışkanlığıyla kesinlikle maçın adamıydı. İşin güzel tarafı Holmén'in standardının bugün oynadığı oyun olması. Umarım sakatlıklarla veya cezalarla uğraşmadan bu takımda sürekliliğini sağlar ve biz de kendisini hep bugünkü gibi alkışlarız.
SONUÇ
Rakibin sahaya yayılmada çektiği sıkıntıdan maksimum faydalandık ve sonucu elde ettik. Kısacası ilk defa Ersun Yanal takımı sinyalini verdik. Mücadelemiz ve isteğimiz üst düzeydi ki en önemlisi bu. İyi oyun da taşların yerine oturmasıyla gelecektir. Umalım ki bu iyi bir başlangıç olsun bizim için.
Etiketler:
[Teknik | Taktik],
2013-14 Sezonu,
4-3-3,
Ersun Yanal,
Samuel Holmen
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Holmen'in ilk maçında takıma bu kadar katkı sağlaması bu kadar etkilemesi güzel bir şey.Bu performansını artırarak devam ettirirse Fenerbahçe'ye çok büyük katkıları olur.
YanıtlaSilEgemen'in hamlesizliginden ziyade hucuma cikarken Caner efendinin gereksiz top kaybi yuzunden golu yedik.Burda ilginc olan Caner de Hasan Ali de rotasyonlu bu takimda oynayabilecekken Aykut Kocamanin Kadleci aldirmasi.Bu sene de Aykut kalssymis 9 defans oyuncusuyla cikacakmisiz maca.Allah korumuş.
YanıtlaSilaykut kocaman gittikten sonra kadlec alındı siz neyin kafasını yaşıyorsunuz lan.
SilSol bek canerin riskli paslari ve maçın en iyilerinden Selçuk'un on libero mevkiinde yaptığı calimlar can sikabilir. Sow tek forvet olmaz ancak yedek güç olarak klubede olmaliydi. Alper ve salih fizik olarak daha üst duzeyde olursa bu takımı ikinci yarilarda sırtlarında taşırlar. Kale için mert sanki biraz daha güvenli. Oyuncu değişiklikleri gec kalınıyor. Christian satilabilir bence. Kuyt 11 oyuncusu cakiskanligi ile. Alves en olumsuz paslari bile ayağa oynamaya çalışarak ders veriyor. Holmen kesinlikle oynamali. Emenike kanat oynar ancak büyük maçlarda ikinci yarının tek forvetidir.
YanıtlaSilorta saha kurgusu meselesi önemli. selçuk ya da mehmet topal ikilisinden birinin mutlaka olması düşüncesine katılmıyorum bu düşünceyi bize veren futbolcularımızın ciddiyetsiz ve futbolun gerçeklerinden uzak performanslarıdır... eyer futbolcularımız dün akşamki mücadele ruhunu yansıtırlarsa sahada selçuk ve mehmet topalı gereksizlik olarak görmeye başlayacaktır gözlerimiz ihtiyaçtan ziyade... üç kişinin görev aldığı orta sahanın 6 futbolcu arasında -as/yedek olarak oluşması düşüncesindeyim. as orta üçlüm : holmen-emre- meireles yedek olarak da salih-alper- mehmet topal.
YanıtlaSiloyuncular mutlaka kendi seviyelerini yakalayacaklardır önemli olan bunun hemen ve enaz kayıpla olması. şimdi bu kadroda taktik dizilişe gerek duymadan kendi teknik ve hırsıyla maç aldırabilecek oyuncular mevcut. zira aykut hoca taktik fakiri bir adamdı ama takım yinede kazanmayı biliyordu. şimdi burda ben ersun yanal'ın ne kadar hoca olduğunu sorgulamayacağım ama ersun hoca sivas maçında ki takıma artı yönde emre ve sow u monte edemezse bence tartışılmalı, önemli olan ilk 11 değil ilk 13, ilk 15 yaratmak! holmen için daha erken, yetenekli,istekli ama oynadığı mevkii itibariyle fark yaratması gerek yoksa onuda tartışmaya başlarız buradan! orta saha yı emre(alper)- meireles- holmenle kurmak isterdim ama ileri üçlümüzün defansa yapamadığı katkıdan dolayı m.topal yada selçuk tipinde bir oyuncuya mecbur kalıyoruz o bakımdan şuan yine en uygun ortasaha topal-meireles-holmen gibi görünüyor. emenike ve kuyt kanatlarda sow kesinlikle ilerde olmalı..
YanıtlaSilMaçı değerlendirirken rakibin pamuk şekeri kıvamında olduğunu gözardı etmemek lazım. Bu son maçtaki gece ile gündüz gibi olan değişim Holmen'in getirdiği enerji ile mi oldu yoksa rakiple mi ilgili, bir kaç maç sonra daha net gözükür. Sene başında Sn. Yanal'ın şansızlığı olan takvim belirsizliğinden dolayı, doğru düzgün hazırlık programı yapılamadı. Bu yüzden takımın oturması ligin 5-6. haftasına sarkmak durumunda kaldı.
YanıtlaSilZamanın lehimize çalıştığını düşünüyorum. Yine de bir maçta havalanmayalım, daha yapılacak çok iş var.