29 Eylül 2013 Pazar

6. Hafta: Gençlerbirliği - Fenerbahçe: 0-1: Momentum





Fenerbahçe'nin komik bir yenilgiyle açtığı sezonda sonrasında 5'te 5 yapıp, genel anlamda en takım gibi takım görüntüsü vermesi açıkçası birçok kişi için sürpriz oldu. Üstelik bugün ciddi rakipler olarak görülen Galatasaray kaosta, Beşiktaş'ta da öyle veya böyle bir sarsıntı söz konusu. Fenerbahçe'nin genellikle böyle durumlarda puan kaybı yaptığı gerçeği varken bugün oynanacak oyundan çok alınacak sonuç önemliydi ve sonuç alındı.

Şimdi gönül rahatlığıyla ligin kalitesinin düştüğünden, Fenerbahçe'nin aslında kötü oynadığından, rakiplerinin daha iyi kadrolara sahip olduğundan ve benzeri alışıldık bahanelerden bahsetmenin tam sırası aslında. Spor(!) programlarının çoğunda da bunlara değinilecektir zaten ve hatta ben bu yazıyı hazırlarken değiniliyordur bile.

İLK YARI

Daha maçın başında geçen haftadan sinyallerini aldığımız Alper-Sow işbirliğiyle bir pozisyon yakaladık ama bu maç boyunca ön alanımızın hunharca harcadığı pozisyonlardan ilki olarak kaldı. Takımın topsuz oyunda alan parsellemesi başarılıyken, pres bakımından geçen haftalardakinden daha pasif göründüğünü söylemek açıkçası çok yanlış olmaz.

İlk yarı boyunca kağıt üzerindeki 4-3-3'ten ziyede hep bir 3-4-3 diamond gibi dizildik. Bu aslında kağıt üstünde orta üçlümüz olan Topal, Meireles ve Alper'in 1-1-1 şeklinde dizilmesine neden oldu. Meireles'in ilk yarı boyunca enerjisi ve pozisyon bilgisiyle hem kestiği ataklar, hem de karşı kalede yarattığı iki tehlike de onun ne kadar parladığının göstergesi. Adale atması ise hem talihsiz, hem de aşırı eforla açıklanabilir bir durum. Umarım sakatlığı çok ciddi değildir ve çabuk dönebilir.

Bu süreçte önceki haftaların en çok göze çarpan isimleri olan kanat bekleri Gökhan ve Caner'in de nispeten daha etkisiz kaldığını gördük. İleri üçlünün de pas ve son şut tercihlerinin çok kötü olması sonucunda ilk yarı golsüz tamamlandı.

İKİNCİ YARI

Zorunlu Meireles-Salih değişikliğinden sonra topu kullanmakta daha başarılı olacağımız ancak sertlikten ödün vereceğimiz düşünülüyordu. Salih'in sezon başı kampı almamış olmasına rağmen şu haftada 45 dakikalık bu performansı yakalamış olması ilerisi için umut verici. Birçoğumuzun görmeyi hayal ettiği ve büyük ihtimalle bir sonraki sezondan itibaren as üçlü haline gelecek Topal-Salih-Alper üçlüsünü de ilk kez bir arada görmüş olduk.

Topal'ın üçüncü stoperden kesiciye geçişi ise takımın daha rahat ileri çıkışındaki kilit nokta. Çünkü ilk yarı boyunca bizim hatlarımız çok açıkken Gençlerbirliği alanı daha iyi daralttığı için biz atak olgunlaştırmakta sıkıntı çektik. Nitekim 57'de Topal'ın direkten dönen şutu, onun saha içerisinde aldığı pozisyonun ve ileri çıkışlarda kendisine tanınan serbestlikten doğan bir atağın sonucuydu.

0-1

Uzun uğraşlar sonunda ite kaka da olsa golü bulduk. Golde Egemen'in payı çok büyük. Topla rakibin arasına vücudunu koyarak çok iyi pozisyon aldı ve golün gelişimini sağladı. Bütün bir hafta boyunca bu pozisyona faul diye ağlanacaktır objektif yorumlarda ama yıllarca bunu Aurelio yaparken faul çalınmadıysa, bugün de çalınamaz.

Golden sonra da bulduğumuz pozisyonları harcamaya devam ettik. Aslında daha ilk golün şaşkınlığını rakip üzerinden atamamışken 2 ve 3. golleri bulmamız işten bile değildi ama gol bölgelerinde çok ciddiyetsiz davrandı forvetlerimiz. Zaten maç sonuna doğru gelen 23 şutta 3 isabet istatistiği de bunun göstergelerinden birisi. Neyse ki sonuç alındı ve takım özellikle de ikinci yarıda sahaya koyduğu mücadelenin karşılığını üç puanla almış oldu.

SONUÇ

Tamamen ciddiyetsizlikle 15 dakikada yitirilen Konyaspor maçından sonra 5 maçta 5 galibiyet hiç de fena değil. Artık Fenerbahçe öyle veya böyle, bir şekilde rakibe üstünlüğünü kabul ettiriyor. Bunu hem fiziksel olarak başarıyor, hem de oyun kalitesi anlamında da yapıyor. Bugün belki skor geçen haftaya göre daha silik gibi görünebilir, ama oyun kalitesine ve oyun içerisindeki doğrulara bakıldığında takımın geçen haftaya göre daha karakterli olduğunu söylemek gerek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder