18 Mart 2013 Pazartesi
26. Hafta: Antalyaspor-Fenerbahçe: 1-2: Set oynayamayan takıma topu teslim etmek
Bizim maçımızdan 2,5 saat öncesine giderek başlamak istiyorum yazıya. Salı günü Avrupa maçını oynayıp, arada 4 gün boşu olan rakip, sahaya Konya Ovasıymış gibi rahat yerleşen rakibine ilk 20 dakikada sahayı dar etti, sonra da komik bir kırmızı kartla oyunun temposunu istediği gibi soğutma fırsatını elde etti. Bu burada böyle dursun.
Peki biz? Perşembe günü yaptık maçımızı. O maçın da sonlarına doğru zihinsel ve fiziksel yorgunlukla kapanmıştık. Söylenene göre de Cuma günü rejenerasyon, Cumartesi de ter idmanı yapabilmişiz sadece. Yani idmansız, dinlenemeden yine bir 90 dakika oynamak durumunda kaldık. Adalet kavramını sorgulamayı ben okuyanlara bırakıyorum.
ROTASYON
Cristian ve Bekir yerine Salih ve Egemen tercihleriyle başladık. İkisi de yüzümüzü kara çıkartmadı. Hele ki Salih. Daha 10. dakikada topu aldı, yürüdü, çok da güzel vurdu. 3 gün içinde ikinci kez kilit golü attı ve bizi sevindirdi. Daha benim "bu rüzgar varken topu yere indirip, uzaktan şut atmamız gerek" dememin üstünden dakika geçmeden Salih'in golünün gelmesi ise benim için ayrıca sevindirici oldu.
ZORUNLU DEĞİŞİKLİK VE 1-1
Emre yine adalesini tutuyordu 15. dakikada ve hemen değişiklik işareti yaptı. Isınmadan Selçuk girdi oyuna ve 4-1-4-1'e dönüştü takım. Çok hareketli oynayan üçlü orta sahadan ziyade bir çapayla oynamak, oyun planının değişmesi demekti. Aykut Hoca 1-0 önde olduğumuzu da düşünerek, ana plânı hızlı hücum olan, set oynayamayan takıma topu bırakıp, kontra aramayı düşündüyse bu değişiklik makul karşılanabilir. Ancak her ne kadar rakip set oynayamıyorsa da, biz de gömülmeyi ve baskı kaldırmayı o kadar iyi beceremiyoruz. Bunu da dikkate almakta fayda var. İki kez çıkarken top kaybı yaptık. İlikini Tita dışarı attı ama ikincisinde de golü attı.
Tita'nın golünde önce Yobo'nun topu yanlış karşılaması, sonra da Volkan'ın, dönerek dahi olsa, üstüne gelen topa müdahalede geç kalması golü getirdi. Volkan hakkındaki düşüncelerim belli. İkinci yarı Diarra'nın topunda yaptığı iki müdahale gerçek Volkan, ama topa geç hamle eden Volkan gerçek Volkan değil.
2-1 VE SONRASI
Uzun süredir yapmadığımız ön direk organizasyonuyla 2. golü bulduk. Golden sonra tahminimce en az 3 kez Antalyaspor kalecisinin faul itirazını gösterdi Lig Tv. "Golde faul var" algısı yaratmak için bir hayli uğraştılar, ama olmadı. İkinci yarıya önde girmemiz iyi oldu açıkçası.
Maçın ikinci yarısında maçı kopartmak için elimize geçen fırsatları kullanamadık. Rakibin de sadece bir pozisyonu var, ki ona da değindik. Volkan olması gerektiği gibi, yerinde ve zamanında müdahaleler yaparak tabelanın değişmesini engelledi. Yer yer baskımızı artırdık, 65'ten sonra bir 10 dakika kadar dönenleri hep biz topladık ve rakip çıkamadı. 80'den sonra ise bir hayli kapandık, doğru savunmaya ve doğru kontra hamlelerine rağmen bir türlü skoru rahatlatacak golü bulamadık
Takım hem fiziksel, hem de mental açıdan yorgunken neden daha erken değişiklik yapmadığımız tartışılabilir. Şöyle bir gerçek var ki, iki haftadır yarım saat dolmadan Emre sakatlandığı için zorunlu bir değişiklik yapıyoruz. Bu da tahminen Aykut Hoca'nın kulübeye bakış konusunda daha temkinli olmasına yol açıyor. Yine de Salih 60-65 gibi oyundan düştüğünde hamle yapsak, kenardan geldiği zaman çok etkili olduğunu savunduğum Cristian, skoru rahatlatmamızda pay sahibi olabilirdi. Müdahale gelmesi gerektiğini savunuyorum, ama Aykut Hoca'nın değişiklikleri ekonomik kullanmadaki tutumunu da saygıyla karşılıyorum. Hele ki 15. dakikada zorunlu bir değişiklik yapmışken.
MAÇIN YILDIZLARI
Tahminimce herkesin gözüne ciddi anlamda çarpan üç isim vardır. Genel anlamda yaptığı katkıyla Salih, dar alanda sıkışan oyundaki hamleli oyunuyla öne çıkan Egemen ve de orta sahayı toparlamasıyla Raul Meireles. 10 milyon euroluk odun damgası yapıştırılmaya çalışılan Meireles'in oynadığı oyun da bugün böyle saçma sapan düşünceleri insanların aklına sokmaya çalışanlara selam olsun.
HAKEM
Hüseyin Göçek'i hepimiz biliyoruz. O meşhur formalı fotoğrafını hatırlıyor herkes ismini duyunca zaten. Salih'in boynuna dirseğini oturtan Musa Nizam'ın sadece sarı kartla kurtarmasını sağlayan, sonra aynı oyuncunun Sow'a yaptığı kartlık müdahalede ikinci sarıyı çıkartmayan. Meireles'in rakibe yaptığı komik ve anlamsız faulde yine sarı kartını kullanamayan Göçek'in yanı sıra bir de 2 metre önünde Isaac'in Kuyt'a attığı dirseği görmeyen yardımcısı sağolsun, 11'e 9 bitmesi gereken maçı Antalyaspor maçı 11 kişi tamamladı. Yazık.
SONUÇ
Haticenin değil, neticenin önemli olduğu haftalardayız. Milli maç arasına da toparlanma sonrası minimum kayıpla girdiğimiz söylenilebilir. Sakatlarımız iyileşecek, yorulanlar dinlenecek, formsuzlar da form tutma şansı bulacak umarım. Bu esnada Webo ve Topal da dönmüş olacaklar.Emre'nin de sakatlığının 1-2 haftadan daha uzun süreceği kesin. Sağlık ekibi elinden geleni yapıp, olabildiğince kısa sürede kendisini hazır duruma getirecektir. Emre yokken de yerine kimin oynaması gerektiğini sanıyorum iki kez tecrübe ettik 3 gün içerisinde.
3 kulvarda yürüyüş devam ediyor. Yoğun ve hatta adaletsiz sayılabilecek maç trafiğine rağmen minimum kayıpla ilerliyoruz ki bu çok güzel. Puan farkını her şeye rağmen koruduk. Taraftar olarak genel bakış açısının ise artık tamamen "hep destek, tam destek" şekline gelmiş olması sevindirici.
Teşekkürler Fenerbahçe!
Teşekkürler Aykut Hoca!
http://twitter.com/firataktav
Etiketler:
[Teknik | Taktik],
Aykut Kocaman,
Emre Belözoğlu,
Fenerbahçe,
maç yazısı,
Raul Meireles,
salih uçan
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder