11 Mart 2013 Pazartesi
25. Hafta: Fenerbahçe - Bursaspor: 4-1: Tempo, kalite ve iyi oyun.
Daha nefes alamadan yine 0-1 geriye düştük. Ben Yobo seçimine homurdanırken Bekir uyudu ve Batalla'nın şahane pasının sonunda golü yedik. Sezon başından beri bu kadar çok geriye düşmenin de bir getirisi var gerçi. Reaksiyon gösteriyoruz. Hem de çok çabuk reaksiyon gösteriyoruz. 12. dakikada Emre'nin bu sezon atılan en güzel solo gollerden birini atmasıyla da beraberliği yakaladık.
1-1 VE EMRE'NİN SAKATLIĞI
En kilit oyuncumuz sakatlık sebebiyle çıkmak zorunda kaldı daha 23. dakikada. Çıkmadan Kuyt'a attığı o müthiş pas golle sonuçlansaydı, çok daha erken farka gidebilirdi maç. Üstüne bir de Sow karşı karşıya kaçırdı ve baskılı olduğumuz ilk 30'dan yine bir golden fazlasını çıkartamadık. Bu temponun sonrasında 30-45 düşüşü normal. Musa'nın şutunu da Volkan çıkartınca bir kaza yaşamadan devreyi bitirdik.
İKİNCİ YARI, 2-1 VE SONRASI
Bütün hafta ağlayacakları pozisyonla 5 dakika geçmeden 2. golü bulduk. Semih hiç dokumasa Raul atacaktı zaten o golü. Öyle veya böyle çizgiyi geçti. Artık piyerolarla, ultra-mega yakın çekimlerle, slow motionlarla ileri geri oynatıp Raul'ün golünün faul/ofsayt vs olduğunu kanıtlamaya çalışacaklardır.
Golden sonra oyunu soğutmaya yönelik oynadık. Tempo biraz düştü, takım da hafiften düşer gibi oldu. Müdahale diye bağırırken oyun Caner-Semih değişikliği geldi ve Sow ortaya geçti. Caner için bir kez daha söylemekte fayda var: Belki çok gösterişli bir oyuncu değil ama her daim görevini layığıyla yapıyor. Yıpratıcı bir oyun ortaya koydu ve etkili oldu. Sow'un da ortada Semih'ten çok daha etkili olduğunu söylemekte fayda var.
MEHMET TOPUZ
Gökhan sakatlığı veya cezası durumunda en çok aradığımız oyunculardan birisi oldu kaç sezondur. Mehmet Topuz bugün o eksikliği hissetirmedi. Defansif disiplini, enerjisi, kademeleri, hücuma desteği cidden çok iyiydi. Görünen de o ki, Mehmet artık alternatif olarak Orhan'ın yerini almış durumda, ki form grafikleri göz önünde bulundurulunca bu doğal.
KUYT
Formu düşükken eleştirdik, şimdi zaman hakkını verme zamanı. Kaç maçtır müthiş istekli, müthiş etkili bir futbol oynuyor. Oyundan düşmüyor, enerjisi hiç tükenmiyor. Bugün nihayet gol de attı ki bu onun için de ekstra motivasyon olmuştur. Zaten gol-asist anlamında en fazla katkı yapan oyuncumuz o. Profesyonelliği, maç farketmeksizin aynı eforu sergilemesi ise cidden çok çok önemli. Takımın saha içi liderliğini üstleniyor, sorumluluk alıyor. Hayranlıkla izliyorum son birkaç maçtır.
YİĞİDİ ÖLDÜR HAKKINI VER
1. Yobo'yu kadroda görünce homurdandım belki, ama bugün iyi top oynadı. Daha derli toplu göründü. Umarım matchstudy'den sahaya yayılış analizleri gelince "Yine çok geri kaçmış" demeyiz.
2. Volkan bugün nihayet kendi standartlarında bir oyun sergiledi. Musa ve Batalla'nın sert şutlarını çok iyi çıkardı ve takımın psikolojik üstünlüğünün diri kalmasını sağladı.
3. Cristian oyun içerisinde çok inişli-çıkışlı oynasa dahi son golde önündeki alanı çok iyi kullandı ve Sow'a nefis bir asist yaptı.
MAÇIN ADAMLARI
Kuyt'tan yeterince bahsettim. Es geçilmemesi gereken iki isim daha var; Hasan Ali ve Raul Meireles. Raul Bate maçındaki kırmızı karttan sonra kendine geldi doğrusunu söylemek gerekirse. Daha disiplinli, oyunun hep içinde ve hep olması gereken yerde. Atak kesti, top dağıttı, ileri destek verdi, bir de gol attı.
Hasan Ali'nin çok potansiyelli olduğunu ve gelişerek çok müthiş bir sol beke dönüşeceğini hep söylüyorduk. Bu sezon bence beklediğimizden çok çok daha iyi bir performans gösterdi. Ziegler'in gelişi onu rahatlattı, dinlenmesine olanak sağladı. Diri bir Hasan Ali'nin de ne kadar etkili olduğunu bugün gördük. İkisine de bravo.
AYKUT HOCA
Teknik direktör takımı dedi aylar önce. Temellerini atmak için radikal kararlar gerek dedim ben de hep. Bugün işleyen sistemin iki önemli oyuncusu sakat, belki de en önemli oyuncusu 23. dakikada sakatlanıp çıkıyor ve buna rağmen takım güçlü rakibini sahadan silip, 4-1 gibi bir skorla ayrılıyor sahadan. Üstelik zorlu bir Plzen deplasmanından 3 (yazıyla üç) gün sonra. "Takımın kondisyonu kötü" diyenlere selam olsun.
İşin teknik taktik kısmı ise bambaşka. Aykut Hoca doğru kadro seçiyor, doğru dizilişi uyguluyor, oyuncu farketmeksizin istediğini takım sahaya yansıtıyor son birkaç maçtır. Eksiklere rağmen bu maçta gösterilen performans ve alınan skor, teknik direktör takımı olma yolunda doğru yolda olduğumuzun göstergesidir. Yazılı ve görsel basında hakkını çok az insan verebilecektir. Ben bir kez daha gönülden söyleyeyim: BRAVO HOCAM!
MAÇ SONU
Bursaspor'un ağız ishali yöneticisi Süha Sidal'in yaptığı maç sonu açıklamalarıyla önümüzdeki hafta neyin gündemi belirleyeceği görüldü. Şayet Başkan denildiği üzere "Tükürmeyene tükürdü yazarsınız, lan demeyeni atarsınız, yeter artık size kim sahip çıkacaksa çıksın. Artık sizi affetmem" cümlelerini kullandıysa az bile söylemiş. Süha Sidal "Oyuncularımız etkilendi" zırvasını gitsin başkalarına anlatsın. Çünkü MHK başkanı bizim maçlarımızdan önce/sonra bizim aleyhimizde, rakiplerimizin lehinde konuşunca bizim oyuncularımız hiç etkilenmiyor.
LİG TV
Maraton programının başında Şansal Büyüka'nın kullandığı ilk cümlelerden biri "2. gol tartışmalara yol açtı." oldu. Sonra da 10 dakika boyunca o pozisyonu ileri-geri oynatıp, zoomlayıp, 150 farklı açıdan gösterip pozisyonda ofsayt veya faul olduğunu kanıtlamaya çalıştılar. Bu esnada kuralları da yeniden yazdılar resmen. Şayet futbol programı ise 10 dakika kesintisiz futbol konuşulsun önce. Aykut Hoca'nın ve oyuncuların emeklerine de saygı gösterilsin. Yerse tabii bu dediklerim.
SONUÇ
Nihayet rakiplerin puan kaybettiği bir haftada kazanmayı başararak arayı kapattık. Twitter'da yazdım, burada tekrarlayım: Ligde bizim gibi top oynayan başka takım yok. İkinci yarı başından beri bizim gibi mücadele edeni yoktu, şimdi en iyi topu da biz oynuyoruz. Hafta içi Galatasaray Schalke'ye elenir, biz de Plzen karşısında turu geçersek, işte esas büyük gürültü o zaman kopar. Buna hazırlıklı olalım.
http://twitter.com/firataktav
Etiketler:
[Teknik | Taktik],
Fenerbahçe,
maç yazısı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
eline sağlık, güzel analiz olmus. korkunun ecele faydası yok sanıyorum geliyoruzz
YanıtlaSilSansar :Rotasyonmuş demekki!!! flash flash kadro dışı tercihi değişti, güzel olanı zorla yapıyorlar bu söylemleri mecbur bırakıyoruz ,büyük zevk :).Emre erken çıkınca başkana bulaşmak fikride acil sms le gelmiştir HİKMET e babası öyle direktif veriyorya son zamanda,yoksa HİKMETin takımı 4 yemiş nasıl sıyıracak HİKMET :))
YanıtlaSilBu sezonu öyle veya böyle bir şekilde bitiricez.. Beni asıl endişelendiren seneyeki kadro seçimi ve taktigimiz.. Mevcut sistemde Krasic ve Stoch a yer yok.. Acaba 2si gidip yerlerine Sow webo kuyt in alternatifi transferlermi olacak.. yoksa geçen sene özel bi durumdu her maçı kazanmamız gerekiyordu o sistemi bırakıp yeni bir sistem üzerindemi duracagız.. Bunlar elestri degil merak ettigim konulardır.. Elestri olarak dün sahada sadece Cristian ı eleştirebilirim.. Hocada baskanda cok seviyo Cristian ı ama seneye Sampiyonlar ligi oynayacaksak o bölgeye daha standartı olan ne alabilecegimizi bilecegimiz bir oyuncu gerekiyor.. Ve tabiki pas kabiliyeti yuksek stoper..
YanıtlaSilSansar; bursa golunden once faul varmi gosterelim,problem olmasin. sonra cok elestiriliyoruz dedi. ates bacayi sardi ama kopek bok yemekten vaz gecmiyor.
YanıtlaSilEllerinize, kollarınıza, zihinlerinize sağlık. Güzel yazı olmuş. Yalnız bence bir paragraf da Hasan Ali Kaldırım için açmak gerekir diye düşünüyorum. Savunmada bir Ziegler değil belki ama yine de yetenekleri bu lig için fazla bile. Hücum bek olarak ise tartışmasız en iyi Türk oyuncu şu anda. Dünki maçta da gördüm ki; geldiğinden beri kendisini çok geliştirdi. Tabi bu potansiyelin ortaya çıkmasında, Aykut Hoca'nın Ziegler'i transfer edip onu birkaç maç dinlendirmesinin de etkisi olduğu tartışmasızdır.
YanıtlaSil