29 Ağustos 2011 Pazartesi

Fenerbahçeli Savcı!

Mikrofonlar bile ne kadar manidar değil mi?

Fenerbahçeli Savcı Mehmet Berk.

Bu konuda fazla yorum yapmayalım, sadece;

Google neler diyor bir bakalım:

Mehmet Berk 2004 yılında Cizre Cumhuriyet Savcılığı’na atandı. 2006 yılında Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararnamesi ile Silivri ilçesine ögnderildi. Bu bölgede bi kaç önemli işlemr yapan Mehmet Berk , 2008 yılında Özel olarak İstanbul’a gönderildi. 2008 yılından beri istanbul’da. Mehmet Berk daha önce meşhur ‘Balyoz’ soruşturmasında görev almıştı fakat, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı tarafından, görevden alındı. Bir Emniyet müdürünün yazdığı kitapda, Berk, ağır eleştiriler ve ithamlara maruz kalmıştı. Buna cevap verme gereği duyan savcı Berk, “iddalar ispatlanabilrse, hemen istifa ederim” demişti. Kitabın bazı bölümlerinde ismi yer alan Berk, uzun süre eleştiri konusu olmuştu. Ağır ithamlarla karşı karşıya kalan savcı, “İddiaların biri ispatlansın, o gün istifa ederim” demişti. Ve şeref ve saygı unsurlarını ön plana çıkartarak kitabın toplatılmasını istemişti. Bu kitapda ayrıca Savcı Berk’in Fethullah Gülen Cemaatinin mensubu olduğu da iddia edilmişti. Bu isim şuanda Türk spor tarihininde ilk defa yapılan bir soruşturmanın başında yer alıyor.

Bugün Ergenekon zanlılarından Hanefi Avcı'nın bahsekonu kitabında anıldığı yerler ise aşağıda:


Eski Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla mücadele Daire Başkanı ve teknik takip sistemini Türkiye´de kurucularından‚ Emniyette ve yargıda cemaat yapılanmasını anlattığı Haliçte yaşayan Simonlar adlı kitabının basımından kısa süre sonra tutuklanan; kitabı aleyhine şu anda yöneticilerimizi ve başkanımızı tutuklatan ve hapse gönderen Savcı Mehmet Berk (ismi 16 kez geçtiği için) tarafından kitabı toplatılmak istenen ve dava açılan Hanefi Avcı´nın savcı Berk ile ilgili yorum ve iddiaları:

.....

Bundan sonrası çok garip. 08.09.2009 tarihinde en erken saat

12´de yola çıkan 7 klasör ve 9 parça CD eklerinden oluşan ve

görevsizlik kararı verilmiş dosya aynı gün İstanbul´a geliyor‚ kayıt

İşlemleri yapılıyor. UYAP (Ulusal Yargı Ağı Projesi) üzerinde

çekilen kurada Mehmet Berk isimli savcıya görev çıkıyor; Sayın

Savcı bir günde hatta birkaç saatte 7 klasör evrakı okuyor‚ bu

evraktan daha kapsamlı olan dinlenen telefonların (kiminin bir

yıllık kiminin birkaç aylık) görüşme dökümlerini okuyup değerlendiriyor

ve suçları tespit ediyor. O kadar ayrıntılı inceliyor ki

Ankara savcısının 6 şüpheli gösterdiği dosyada‚ kendisi şüpheli

20´nin üzerine çıkarıyor ve hiç ismi olmayan XXX

şüpheli yapıyor. Sonra bu konuda talepnamesini yazıp‚

hakimden tüm şüphelilerin ev ve iş yerlerinde arama yapılmasını‚

suç konusu eşyalara el konulmasını‚ yakalanmalarını‚ suç

unsuru olursa el konulmasını kapsayan bir karar çıkarttırıyor.

Ardından bu kararı ve tahkikatla ilgili polisin yapacağı hususları

kapsayan birkaç sayfalık talimatlarını İstanbul Emniyet

Müdürlüğüne yazıyor ve İstanbul Emniyeti aynı gün yer tespiti‚

keşif‚ vs. yapıyor ve 09.09.2010 tarihinde operasyon yaparak kişileri

yakalıyor.

.......

Bunun gerçekleşmesi fiilen mümkün değil. Hiç kimse‚ hatta 5 savcı

bile aynı anda çalışsa‚ bunu yapamaz‚ çünkü bunun için zaman

yok. Bu karara fiili olarak ancak 1 -2 saatlik bir incelemeyle varılmış.

........

Maalesef tüm belgeler bu gerçekleri ortaya koyuyor. Bir savcı bir günde değil bir haftada hatta bir aydan önce bu dosyayı okuyup‚ kayıtları dinleyip dosya hakkında karara varamaz.Dünyanın en hızlı okuyup dinleyen kişisi bile bu kadar kısa zamanda‚ hatta bir haftada bu dosyanın yarısını bile okuyamaz. Bizim savcı bu sürede böyle kapsamlı bir dosyayı nasıl okumuştu?

........

Demek ki bu dosya Emniyette‚ İstihbarat ve KOM Daire Başkanlığında oluşturulurken‚ günler öncesinde bu dosya veya dosyayı tutan kişiler üzerinde mutlak etkisi olan birileri dosyanın geleceğini yorumlayarak Savcı Mehmet Berkin bilgi sahibi olmasını sağladı. Hatta bu polislerle dosya üzerinde çalıştılar‚ toplantılar yaptılar‚ dosyada şüpheli olarak adı geçmeyen XXX´in dosyaya girmesi için hazırlık yaptılar. Ankara Savcısı görevsizlik kararı verip dosya İstanbul´a geldiğinde‚ önce bu dosyanın Savcı Berk´e düşmesini sağladılar. Sonra‚ savcı dosyayı açıp okumadan (zaten tüm çalışmalar yapılmıştı) önceden hazırladıkları yazıları devreye soktular.

.........

Bu arada sistem çalışmaya başlıyor‚ basında yazılanlar üzerine İstanbul özel yetkili savcısı (nedense yine Mehmet Berk) suç duyurusunda bulunup tahkikat açıyor ve XYXY şüpheli sıfatıyla tahkikata konu oluyor Olayın sonraki seyri daha da enteresan. Başka tahkikatlarda savcılar genellikle sadece doğrudan suçla ilgili olan kişileri dinlemek ister‚ konuyla ilgisi sınırlı olan insanları pek dinlemek istemezler. Nedense bu olayın savcısı Mehmet Berk‚ olay nedeniyle XXXXYY tanık olarak dinlemek ister ve İstanbul´a çağırır.

..........

sistem öyle hızlı çalışır ki bu e-postanın nereden gönderildiğini Savcı Mehmet Berk araştırmaya başlar. Bazı polisler ve başka teknik birimler‚ savcının talimatlarını yerine getirir ve sonunda e-postanm İzmit´teki bir internet kafeden gönderildiği belirlenir. Hemen internet kafenin girişindeki kameralar istenir‚ kamera görüntülerinden o gün söz konusu ihbarı yapan kişinin fotoğrafı belirlenir ve hemen teşhis edilir. Bu kişi Sakarya´da görev yapan bir polis memurudur‚ hemen kimliği belirlenir ve yeri tespit edilir. Savcı polisi ifadeye çağırır. XXXX **** polis memuru olayı kabul eder ve "Bana amirim emir verdi‚ onun için yaptım‚" der. Amiri ifadeye çağrılır‚ ifadesinde savcıya bu mektubu göndermesini müdürü XXXXYYYY talimat verdiğini söyler. Bunun üzerine çağrılır ve ifadesinin alınmasının ardından tutuklanır‚ cezaevine gönderilir.

Emniyete yüzlerce ihbar gelir. Bunların hiç biri bu kadar ciddi

araştırılıp soruşturulmaz. İhbarcıların çoğu bulunamaz. Fakat bu

olayda başka bir ile bile gidilerek ihbarı yapan kişi kısa sürede

yakalanır. Dinlemedeki kendi sesi olmadığı‚ hiçbir

eyleme karışmadığı halde suçlanır ve tutuklanır. Belki savunmasında benim yazdığımın on katı kendine kurulan tuzakla

ilgili hususlar‚ deliller‚ savunma argümanları vardır. Ben sadece

dışarıdan gözüken anormalliklerden bunun bir tuzak olduğunu

gördüm.

------

Olayı tahkik eden müfettişlerin de tarafsız olması imkânsızdır‚ eğer bu olay gerçekten tarafsız birilerince ve telefon dinleme kayıtları da incelenerek araştırılırsa‚ olayı merkezden idare eden XX Başkanlığının yöneticileri‚ Savcı Mehmet Berk ve diğer kişiler dahil herkes hakkında ciddi davalar açılacak emareler bulunur.

1 yorum:

  1. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil