Kızarsın,
Kaldıramaz, daralır, kabına sığmazsın..
İstanbul'da Cadde'ye,
Ankara'da, İzmir'de, Çubukluyu gördüğün yerde sarılır, İslam Çupi'yi anarsın..
Dolar, taşar, hüngür hüngür ağlarsın,
Açarsın bilgisayarını okursun, yazarsın..
Tirajik senin, Papazınçayırı benim..
Açarsın biraz gözünü, dönen dolapları bir bir anlarsın..
Bilenirsin, inanırsın, and içersin, haykırırsın..
Sen şanslısın!
Sen çok şanslısın Fenerbahçeli..
Peki ya Anadolu?
Peki o Çubukluyu şimdi utancından giyemeyen; neler döndüğünü anlamayan, bilmeyen masum çocuk?
Adı Aykut; 10 yaşında, ilkokul 3'e geçti, okullar Eylül'de açıldığında, okula gitmek isteyecek mi?
Adı Cemil; 15 yaşında, liseye hazırlanıyor, okulun futbol sahasında 8 numara Çubukluyu giydiğinde aklına gelmeyecek mi?
Okulda, sokakta, parkta..
Nasıl savunacak bu Çocuklar kendilerini, hiç düşündün mü?
Nasıl öğrenecekler masum olduğumuzu?
Nasıl direnecekler Şer İttifakına?
Nerede bulacaklar işaret fişeğini?
Babalarının, dedelerinin aldıkları "Ulusal" gazetelerden mi?
Annelerinin, kardeşlerinin açtıkları "Ulusal" televizyon kanallarından mı?
Ellerindeki 3 kuruşla gidecekleri internet kafede mi yoksa?
Soruyorum şimdi sana oturduğu yerden esip gürleyen Delikanlı!
Bu çocuklar ne olacak?
Taze filizlenen Fenerbahçe aşklarına ne olacak?
Hangi dala dolanacak o yeşil sarmaşık, o dalı nereden bulacak?
Sabah akşam aynı kısır döngü.
Sen başedebiliyorsun, peki ya Kayseri, Develi'deki o çocuk?
Ne kadar geniş omzun,
Fenerbahçe'nin geleceğini sırtlanacak,
Teze Çubukluların sorumluluğunu kim alacak?
Kalk şimdi bi yerinden, yıka yüzünü, aç gözünü..
Giy üniformanı, sür sarı lacivert barış boyalarını!..
Ve Anadolu'yu kucakla!
Aykut'u, Cemil'i bul; anlat onlara!
Anlat tek tek!
Dimdik durana, dalına dolanana kadar tut ellerinden..
Oturup ağlayamazsın, karalar bağlayamazsın!
Fenerbahçe seni çağırıyor, Anadolu seni çağırıyor..
Samsun, Erzurum,
Sivas, Diyarakır..
Yeniden düş yollara!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder