6 Ekim 2012 Cumartesi

Dipteki maden


Dip.

Yaşadınız mı bilmem,
Ya da kiminki daha derin bilemem.

Yaşadığım dipte gördüğüm kadarıyla;

Büyük bir maden var dipte.
Eşsiz, kusursuz.
Sınırsız, sonsuz.

Ciğerin limitlerini zorladığı,
Kasların sonuna kadar esnediği,
Aklın tüm halisünasyonlarla tanıştığı,
Gerçeğin tüm acımasızlığıyla zuhur ettiği,
Cennet gibi bir dip.

Bir zirve tüm doğruları göstermeyebilir sana.
Ama bir dip, tüm yanlışları gösterecektir mutlaka.

Dipteki sonsuzluk, zirvede yok.
Dipteki sınav, zirvede yok.
Aslında; zirveye, dibe uğramadan bir yol yok.

Dipteki eşsiz maden,
Dipteki kusursuz cevher,
Dipteki bulunmaz nimet;

Yaşadın mı?
Şükret.

Darbe.
Getirdikleri.
Götürdükleri.

Nifak.
Getirdikleri.
Götürdükleri.

Bölünme.
Birleşme.

Belki hala dipte değiliz ama çok yaklaştık biliyorum.
Oksijeni daha bi' ağır,
Kokusu daha bi' keskin,
Tadı daha bi' yoğun.
Dibe çok yakınız.

Neler gördük şu dakikaya kadar?
Günahlarımız.
Sevaplarımız.
Sebepleri ve sonuçları.

Hep beraber bir bedel ödedik.
Bu faturadan bir reçete çıkarabilecek kıvama geldik.

Neyi doğru yaptığımızı biliyoruz.
Neyi yanlış yaptığımızı da yüzümüze vurdu hayat.

Daha ne istiyoruz?

Kafayı kaldırıp sadece ve sadece gerçeğin peşinden gitmek kaldı.
Dip, zirveye giden yolda en önemli kilometre taşı.


Şahsen; bana yaşattığı dip ve gösterdiği tüm bu gerçekler için hergün şükrediyorum Allah'a.

Yolum/uz uzun,
Elbet birgün varırız zirveye.

Ne kaldı geriye?











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder