Oldum olası izlemedim Telegol ve türevlerini.
Çünkü çirkin, ucuz, kirli, aşağılık, maksatlı ve kasıtlı.
Dahası; görevli, taşeron.
Ama gelin görün ki; izlememekle kaçamıyorsun bu lağım kokusundan.
Baktığın her yerde görüveriyorsun bir anda, istemsiz, gayri ihtiyari.
Dün gece yine görevini ifa etmiş Telegol.
Futbol dünyasının son 15-20 yılında hüküm süren Galatasaraylı bir taşeron önderliğinde.
Oklarının yönü belli.
Fenerbahçe düşmanlarının ve intikam hasretiyle yanıp tutuşanların buluşma adresi.
Yalan, iftira, fitne.
Manipülasyon, spekülasyon, dezenformasyon üretim merkezi.
-E tamam, izleme sen de.
-Dedim ya, izlemiyorum zaten.
-Sorun ne peki?
-Sosyal medyada önüme düşüyor.
-Okuma.
-Sadece sosyal medya değil ki, sabah Hurriyetcomtr'yi açtım memlekette neler olmuş diye, anasayfada manşet: "Canlı yayında büyük itiraf"
-Hürriyet de mi Telegol'den medet umar olmuş.
-Kim kimden medet umuyor bilmiyorum ama, çok iyi paslaştıkları ortada.
-E Hürriyet'i de okuma o zaman.
-Kimi okuyum?
-Yok mu hiç insanca haber yapan bir gazete/site?
-Var mı, sen söyle.
Zehirli bir virüs, şehir sularına karışmış,
Kaçamıyor, kurtulamıyorsun elinden.
En aşağılık iftiraları, sözde en saygın medya kuruluşlarının kirli elleriyle yayıyorlar tüm yurda.
Türkiye'nin bilinçaltına tecavüz ediyorlar.
Yalanlarla şüpheler ekiyorlar dört bir yana.
Yaygarayla soru işareti oluşturuyorlar akıllarda, tevatüre dönüşüyor sonunda.
Sürekli ve ısrarlı yayınlarla, hasatını yapıyorlar sonra, oluşturdukları kanaat ve sağladıkları menfaat ile.
Bunun adı kara propaganda.
Telegol'ü, Derin Futbol'u,
Milliyet'i, Hürriyet'i,
Ve daha niceleri;
Sistematik, bilinçli, organize,
Adı kara propaganda.
Peki benim insanca haber almaya hakkım yok mu?
Ya futbol;
Ne zaman konuşmaya başlayacağız sahiden?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder