21 Ekim 2012 Pazar

Zehirli Dedikodu Çağı



-Zülfü Livaneli'nin son kitabı Serenad'dan bir pasaj. [Sayfa 81]

"Göreceksiniz. En geç on yıl içinde, yeni yetişenler, insanlığın ulaştığı araştırma ve düşünme düzeyinin gerisinde kalacaklar. Matbaadan önceki kitapsız dünyanın söylenti ve dedikodu özellikleri geri dönecek."

Oldukça futuristik bir söylem olduğu kesin. Ancak üzerinde etraflıca düşünülmesi gereken bir fikir olduğu da su götürmez.

Çağın modern arama/tarama gereçleri.
Başta internet ve arama motorları.
Kitaplar, kütüphaneler.

Evrensel kaynaklar yakınsama dönemini aşmış, bilgi artık avuç içine kaymış.
Yıl 2012.
Çocukluğumuzun futurist filmlerinden "Geleceğe Dönüş" deki o gelecek tarihi bile geçtik.




Hal böyleyken; yazıya konu söylem hiç de haksız sayılmaz.

Sosyal medya [Özellikle Twitter ve Facebook] hayatımıza girdi gireli, -bilhassa Türkiye'de- gündemi, dahası bilgiyi tabletlerle almaya başladık.

Hap gibi.

Bilginin yayılma hızı, gerçekliğinin önünde gidiyor artık.
Ve "Şeytan" bunun farkında, gerile gerile suistimal ediyor.

Bilgi; gerçekliği sorgulanmadan, sindirilmeden/hazmedilmeden dimağlarımıza kök salıyor.

Bilinçaltımız, gelecekte belki de bertaraf edemeyeceğimiz bir zehirlenmeye maruz kalıyor.

Oysa bugünün anlatageldiğim imkanları; insanlığın gelişimi için tarifsiz olanaklar sunuyor.

İyinin, kötü kadar satmadığı bir dünyada/coğrafyada; elbette Şeytan, fırsattan istifade ederek bu olanakları silaha dönüştürüp, insanlığa doğrultuyor.

Acı.
Ama biçare değiliz.

Bireysel sorumlulukların alındığı, yeni doğanların bu zehire karşı korunduğu bir dünyada, iyi ve iyiler hala kazanabilir.

İnsanlık 3-0 geride belki ama, sırtında "Çubuklu forma" var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder