18 Eylül 2011 Pazar

İlmik ilmik, Şike Operasyonu (Sonuç)




3 Temmuz'da gördüğüm bir rüyayı yazmaya devam ediyorum. Daha önce anlattıklarım ve aşağıda yazılanlar tamamen hayal ürünüdür.


Şike operasyonuna giriş ve gelişmeden sonra artık sonuca gelelim isterseniz. 


Sonuç bölümünde, olaylar bazında değil, kavram ve yargılar ekseninde görüş belirteceğim. Bu yüzden yukarıdaki satırlarda link verilen yazıları okumanızı öneririm.

Aslına bakarsanız herşey aşağıdaki soruların cevaplarında gizli. Gelin birlikte yanıtlamaya çalışalım "Giriş" ve "Gelişme" deki derlemeler ışığında.
  1. Bu işten kim, ne kazandı/kazanacak?
  2. Amaç tam olarak neydi, ne kadar sapma oldu?
  3. Neden Fenerbahçe, Neden Aziz Yıldırım?
  4. Yapımcı kim?
  5. Yönetmen kim?
  6. Senarist kim?
  7. Kimler figüran?
  8. Kimler başrolde?
  9. Görev dağılımı ve senaryo nasıl oluşturuldu?
  10. Bundan sonra ne olacak?


        Bu işten kim, ne kazandı/kazanacak?

  • Siyaset kazandı. İktidarının maddi manevi çapını genişletti.
  • Başta Trabzonspor olmak üzere, Galatasaray ve diğer Fenerbahçe rakipleri; maddi ve manevi çok gerisinde oldukları rekabette Fenerbahçe'ye bir adım daha yaklaştı.
  • Aziz Yıldırım ve Serdar Adalı'nın içeride kaldığı sürede; yokluklarında ihalelere girenler kazandı/kazanacak.
  • Bu sürecin en başından itibaren görevlerini layıkıyla ifa edenler, gelecek için önemli birer koltuk adaylığı kazandı.

       Amaç tam olarak neydi, ne kadar sapma oldu? 

Toplamda istedikleri sonuçları elde etmiş olsalar da ciddi sapmalar olduğu muhakkak. Özellikle işin içine UEFA'nın girmesi planları bozdu. Ama planları asıl bozan şey, Fenerbahçe taraftarının oltaya gelmemesi ve Başkanı'nı satmaması oldu.

Her daim rest çeken Fenerbahçe olunca, pazarlık masasına karşı taraf oturmak zorunda kaldı.

Amaç, çok net bir biçimde; şüpheleri pazarlayıp tevatür yaratarak Fenerbahçe'yi öncelikle rakiplerinin ve ardından kendi taraftarının gözünde suçlu ilan etmekti.

Onlar bu işi çok iyi yapsalar da hesaplayamadıkları şey Fenerbahçe taraftarının verdiği mücadele oldu. İnanmadılar, yılmadılar, korkmadılar!

Fenerbahçe taraftarı, büyük bir oranda inanmış olsaydı, lig ve Avrupa mücadelesi başlamadan Aziz Yıldırım ile kulübün bağlarını koparacak ve Başbakan'ın konuyla ilgili ilk ve tek demecinde olduğu gibi kurumlarla kişileri ayırıp dosyayı iddianame oluşmadan karara bağlayacaklardı.

Aziz Yıldırım ve "Çetesi" suçlu, Fenerbahçe suçsuz.

Satır aralarında birçok devlet büyüğünün ve hatta TFF'nin uyarılarına rağmen direnen Fenerbahçe, onların tabiriyle, kendini yaktı. Oysa baştan kabullenselerdi bu yalanı, hiç canları acımadan batıracaklardı iğneyi.

Peki Aziz Yıldırım'ı Fenerbahçe'den kopararak neyi amaçladılar?

Çok net bir şekilde hem maddi hem de idari anlamda Türk Futbolu'nu yönetmek, Türkiye genelinde tüm kurumlarda sağladıkları sonsuz hakimiyeti bu mecrada da sürdürmekti elbette öncelikli amaçları.

Nasıl ki; önlerine bir Türkiye haritası aldıklarında, sarı rengi yaymaya çalışıyorlar, kıyılara kıyılara; burada da durum farksız aslında.

Siyasi baskı diye bir deyim kalmadı yurtta, tüm kurumlar, özerk olanlar bile bakanlıklara bağlandı sonunda.

Ama Spor Federasyonlarını, Avrupa ve Dünya Federasyonlarıyla bağları olduğu için Gençlik ve Spor Bakanlığı'na bağlayamıyorlar. Bu durumda Avrupa ve Dünya Federasyonları o ülke takımlarını direk ihraç ediyor. E hal böyleyken de Aziz Yıldırım gibileri çıban başı oluyor. Düşünsenize tüm kurumlar hizada, ordu parmaklıklar arkasında ama bir adam kafasına göre at koşturuyor futbol sahasında.

Üstelik aynı Aziz Yıldırım ayaklarına sadece futbol sahasında dolanmıyordu.

Bir diğer amaç da; seçim sonrası büyük bir hızla değişen siyasi gündemi, şike operasyonu gölgesinde konforlu bir şekilde yönetebilmekti elbette. "Gelişme" de madde madde bu takvimde neler yaşandığını yazmıştık hatırlarsınız.

    
       Neden Fenerbahçe, Neden Aziz Yıldırım?

  • Bir yeri fethetmek istiyorsan, ilk tok yumruğu en güçlü düşmana vuracaksın.
  • Fenerbahçe; Atatürk'ün Takımı, askerin takımı.
  • Fenerbahçe; diğer tüm takımların, aleyhinde cephe oluşturacakları tek kulüp.
  • Yapımcı, Yönetmen ve Senarist Galatasaraylı.
  • Aziz Yıldırım; malumunuz Nintendo Müteahhidi.
  • Aziz Yıldırım; asker ile dost.
  • Aziz Yıldırım; hatıra gönüle binaen ihalelerden çekilmeyen, paylaşmayan işadamı.
  • Aziz Yıldırım'ın Emre transferinden sonra sorulan soruya verdiği cevap: "Fenerbahçe´ye Fenerbahçe´nin ´F´si dışında hiçbir ´F´ giremez!"
  • Fenerbahçe; maddi anlamda rakipleriyle arayı misli misli açmış tek kulüp.


        Yapımcı kim?

  • Ergenekon ve Balyoz Operasyonlarının yapımcısı.
  • Yimpaş Organizasyonu'nun yapımcısı.
  • Deniz Feneri Organizasyonu'nun yapımcısı.
  • Deniz Baykal, MHP'li Bürokratlar, Işık Koşaner, Metin Metiner, PKK-MİT görüşmeleri gibi ses ve görüntü kayıtlarının yapımcısı.

        Yönetmen kim?

  • Başbakanlık
  • Gençlik ve Spor Bakanlığı
  • Türkiye Futbol Federasyonu
  • Özel Yetkili Savcılık

        Senarist kim?

  • "Deep" Cemaat  

       Kimler figüran?

  • Mehmet Ali Işıldar 
  • Lütfü Ayıboğan
  • Mehmet Liseterk
  • Sadri Şirin
  • Yunus Egemenoğullarından
  • Mehmet Varansugiller
  • Adnan Jöntürk
  • Yıldırım Demirezen
  • Erman Köroğlu
  • Aziz Yolmaz

       Görev dağılımı ve senaryo nasıl oluşturuldu?

Aziz Yıldırım'ın ipi Aralık 2010'da Halı ihalesi sebebiyle tutulmuştu malumunuz. Nisan ayında Halı ihalesinin sonucunun bardağı taşırmasıyla ipi çekildi. Senaryo yazıldı. Oyunculara dağıtıldı ve seçim sonrası beklendi. PKK-MİT görüşmelerinden de net bir şekilde anlaşılacağı üzere; Şike Operasyonu, PKK'nın ateşkesiyle birlikte seçim sonrasına bırakıldı.

Aralık ayında kalemi eline alanlar, nisan ayında o kalemi kırdı. Ancak biz bunu 3 Temmuz'da öğrendik.

Çok daha detaylısı şurada olan Kronolojik bir özet ile;

  1. Emniyete Aralık 2010'da Aziz Yıldırım'ı takip talimatı geldi. Muhtemelen bir e-mail ihbarıyla.
  2. Mart sonu Ergenekon Savcısı ve Galatasaray Kongre Üyesi Zekeriya Öz başka bir göreve atandı. Yerine gelenlerden biri Fenerbahçeli Savcı Mehmet Berk'ti. 
  3. Nisan ayında kalem kırıldı.
  4. TFF, Suat Kılıç'ın tabiriyle apar topar Sporda Şiddet Yasasının çıkması için meclis komisyonunu ikna etti. Adeta lig sonu yaşanacak telefon trafiğini kaçırmamak için. Mihmandırı Yunus Egemenoğlu'ydu.
  5. Emniyetten Trabzonspor'a, kamuoyu oluşturmaları için bilgi sızdırıldı. O kamuoyu ilerde lazım olacaktı.
  6. Bakanlar, milletvekilleri Trabzonspor lehine açıklamalar yaptı.
  7. Alem Trabzonspor'a yattı. Hatta taraftarı yalvardı.
  8. Alem Fenerbahçe'ye kök söktürdü, 94'te gol yiyince oturup ağladı.
  9. Lig tamamlandı, Fenerbahçe şampiyon oldu.
  10. Seçim Dönemi bitti, Ustalık Dönemi başladı.
  11. Bariz ve galiz Fenerbahçeli Mehmet Ali Aydınlar şapkadan çıkarak TFF Başkanı oldu.
  12. Ve 3 Temmuz.
  13. Emniyet tapeleri sızdırdı.
  14. Tapeleri Baransugiller yaydı.
  15. Şüphe dağları yaratıldı, tevatür oluşturuldu.
  16. Tapeleri okuyan Fenerbahçe taraftarı yalanı çözdü. Fezlekeler dekman, şike operasyonu safsataydı. Sokaklar doldu taştı. İş karıştı.
  17. Düşerdi, düşmezdi.
  18. Olay Fenebahçe operasyonu değildi, Türk futbolunun bahar temizliğiydi, Beşiktaş'tan da içeri alınanlar oldu.
  19. Beşiktaş kupayı iade edeyazdı. Ve kamuoyu önünde aklandı.
  20. Trabzonspor teşviğe teşebbüs edeyazmış olabileceği şüphesiyle aklandı.
  21. Mersin İdman Yurdu Ahmet Çakar'ın iddiasıyla, Zafer Çağlayan tarafından kurtarıldı.
  22. Toz bulutu dağıldı ve pranga sadece Fenerbahçe'nin ayağındaydı.
  23. Fenerbahçe taraftarı 4 Temmuz'da ne dediyse o oldu. O zaten farkındaydı ama Şampiyonlar Ligi için yapılan TFF-UEFA kumpasında, tüm Türkiye anladı. Bu bir Aziz Yıldırım & Fenerbahçe operasyonuydu.
Yurtdışı yasağı kalkmış, UEFA'ya mektup gitmiş, Cornu gelmiş vs.. gibi detaylara burada girmeye lüzum görmüyorum.


Görev dağılımı ise ana hatlarıyla şu şekildeydi:

Emniyet: Türk futbolunu teknik takibe almak ve Aziz Yıldırım ile Fenerbahçe alehinde delil toplamak.

Özel Yetkili Savcılık: Emniyetin topladığı teknik takip detaylarını derlemek ve Aziz Yıldırım ile Fenerbahçe alehinde fezleke oluşturmak.

Trabzonspor: Fenerbahçe'ye karşı rekabet edecek, onu Nefs'i Müdafaaya zorlayacak. Emniyetten sızan bilgilerle gelecekte kullanılmak üzere Fenerbahçe aleyhine şike, teşvik vs. konularla kamuoyu oluşturacak. Karşılığında şampiyon olması için yardım edilecek. Şampiyon olmasa dahi operasyon sonunda Fenerbahçe'nin maddi hakları Trabzonspor'a verilecek.

Galatasaray: Oluşturulan bu kamuoyunu yönetecek. İşleyecek ve gelecekte hasatın aslan payını alacak.

Beşiktaş: Aziz Yıldırım ile ucndan kıyısından da olsa benzer sebepten Serdar Adalı'yı kurban verecek. Kamuoyu önünde aklanması ve Fenerbahçe aleyhinde kullanılması için kupayı iade edeyazacak. Taraftarıyla ve yönetimiyle, operasyon boyunca yönetmenin güdümünden çıkmayacak. 

TFF: İçerdeki Galatasaray menşe yapının yönetim yetenekleriyle, süreci yumurtaları kırmadan yönetecek. Pazarlığın merkez üssü olacak. Danışıklı dövüşlerle Galatasaray ile arasındaki sahte kavgada kalkan tozu herkese yutturacak ve süreci birlikte yönetecek. Amaç üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olduğu için; Fenerbahçe'yi düşürmemek için direnirken, bir yandan Savcının elini zayıflatmamak için UEFA'yı devreye sokup kanaat oluşturacak.

Embedded Medya: Her zamanki temel görevini yapacak. Kamuoyunu yönetecek. Fikir ekecek. Suya yön vermek için çukur kazacak. Yapımcı, yönetmen ve senariste eskortluk yapacak.


        Bundan sonra ne olacak?

Bakın işte orasını Allah bilir; tam o esnada uyandım çünkü.


İş biraz karıştı. Bir süre tozun yere inmesini bekleyecekler sanıyorum. Soruşturma çoktan Spor mahkemelerine gitmeliydi ve hatta ne kadar daha tutabilecek Sayın Savcı bilemiyorum ama Aziz Yıldırım teorik olarak içerde daha fazla tutulamaz.


Pratiğini ben bilmem, devlet büyüklerim bilir.


İddianame oluşana kadar gündem futbola kayar. 
Fenerbahçe rüzgara karşı oynamaya devam eder.
Trabzonspor görevini yapmıştır ve artık yalnızdır.
Galatasaray mükafatını alacaktır.
Beşiktaş yine hiçbir şey kazanamamıştır.


Ve eski 55, yeni 58. madde değişmesin diyerek rest çeken Fenerbahçe, hesapları çok fena bozacaktır.


Çünkü; şike ve teşviğe teşebbüste dahi küme düşürün diyen madde değişmezse, Fenerbahçe'yi düşürseler bile, beraberinde en az 6 takım da 2. ligi boylayacaktır.


E düşürmezlerse de Savcımızın işi zorlaşacaktır.


Valla bu saatten sonra yönetmenin işi zor.


Daha CAS var, AİHM var..


İddianame, duruşma, tahliye var..


Kısacası bu hikaye bitmez.






Rüyadan hatırımda kalanları yazabildim, birçok şeyi unutmuş da olabilirim.
E kıçımız açıkta uyuyunca epey bi saçmalamışız işte..


İşte eyle..


















3 yorum:

  1. Neden Aziz Yıldırım başlığı altında yazdıklarınızı destekler kısa bir şey eklemek istiyorum:
    Askerliğimi çvş olarak yaparken, bölüğün hatta taburun en arıza er'i bana bağlıydı.(Murat'a selamlar) Kendisinden hemen hemen bütün bölük çekinir hatta uzmanlar ve assubaylar bile çekinirdi. Bir gün sohbet sırasında kendisine bu durumu sordum. Cevabı : "Abi bölüğe ilk geldiğimde devrecilik vardı. Çok eziyorlardı. Ben de dayanamadım. İlk vukuatım bölük çavuşu ve yardımcısına saldırmak oldu." Neden özellikle bunlar dediğimde "Abi ilk yumruğu en yukardakine atacaksın ki diğerleri de senden korksun" cevabını almıştım.
    Demek istediğim özellikle bu noktada çok güzel analiz emiştiniz olayı. Yazınız için tebrikler.

    YanıtlaSil
  2. "Fenerbahçe askerin takımı."
    fenerbahçe hiç bir zaman askerin takımı olmamıştır, herkesin bildiği üzere fenerbahçe halkın takımıdır. ha bundan önceki dönemlerde üst düzey askeri bürokrasi fenerbahçe taraftarı olabilir ama bu fenerbahçenin askerin takımı diye yaftalama hakkı vermez kimseye. paylaşımcı, demokratik, kadirşinas bir olgu olan halk ile şedit ve militarist bir yapı olan askerin takımı olmak arasında çooook çok büyük bir fark vardır. kimsenin fenerbahçeliliğine ket vuracak değiliz ama fenerbahçe militarizmin takımı değildir.
    lütfen biraz özen.

    YanıtlaSil
  3. @kahin

    Yazdıklarınıza tamamen katılıyorum ama siz okuduğunuzu bir kısım yanlış anlamışsınız.
    Askerin takımı demekle kastedilen; Askerin, genellikle generallerin, kuvvet komutanlarının tuttuğu takım olmasıdır Fenerbahçe'nin.

    Değilse, ne polisin ne de askerin kulübü/takımı olmuştur.

    Yanlış anlamışsınız.

    Yorumunuz için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil