18 Eylül 2011 Pazar

Aman çocuklar!


Yaratılan algı yüzünden bu sene içerde dışarda bir takım polemiklerin olacağı aşikar.


Ve saha içi veya dışı polemikler/gerginlikler en fazla bize zarar verir.


Şu anda kurtuluşu sadece futbola konsantre olmakta bulmuş oyuncu grubumuzu da haliyle geriye götürür.


Ve bu durum akbabaların, leş kargalarının iştahını kabartacak, ellerini ovuşturmalarını sağlayacaktır ve hatta onları besleyecektir.


Aykut Hocamız'ın bu dönemde bize kazandırabileceği en önemli artılardan biri de bu olabilir.


Saha içi ve dışında sonsuz bir sağduyu, sabır.


Gazientep maçında gördük işte, oyuna konsantre olduğumuz her dakika büyüdük. Ne zaman rakip ve hakem ile temasımız oldu, oyunumuz bozuldu; ki bu yıllardır böyle, işin doğası.


Maç sonu Tolunay Kafkas'tan gayet beklenen tavıra bile yorum yapmak hataydı bence.


Futbolcularımızı anlıyorum ama çirkefe bulaşırsan, en iyi ihtimalle elin kirlenir.
O da cevabını, yine kendisine yakışır biçimde vermiş zaten.


Camiada öfke var, azalması da mümkün değil, azalmamalı da zaten..


Ama futbolcularımız başka bir şeyi temsil ediyorlar şu anda ve tek yapmaları gereken futbola konsantre olup, sahada kazanmak bu davayı.


Çelik gibi irade lazım evet.


Kolay değil, hiç kolay değil hem de.


Ama herkesin bir rolü var bu mücadelede.


Taraftar teyakkuzda,
Yönetim mümkün olduğunca soğukkanlı,
Futbolcularımız da sabırlı olmak durumunda.




Söylediğim şeyler masal gibi gelebilir ama Fenerbahçe menfaati ne söylüyorsa o..


Bu sene kaybettiğimiz itibarımızı tırnaklarımızla kazanma senesi.


Bu hem saha içi performansla hem de saygın, pırıl pırıl tavırlarımızla olacak.


Aykut Kocaman gibi, Alex de Souza gibi..




İte, köpeğe laf vermeyeceğiz kısaca.
Aman çocuklar, aman..





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder