Topal, Emre, Salih, Alper, Holmen, Cristian, Meireles, Selçuk.
8 orta saha oyuncusu var Fenerbahçe'nin ana kadrosunda. Ve bunlardan, elbette maçtan maça farklı seçimlerle, ideal bir 3'lü bulmak gerekiyor her seferinde.
Şuradan başlamak lazım; form durumları kendilerinden beklenilen seviyede olduğunda, en azından 6'sına kimse hayır demez yukarıdaki orta saha futbolcularının. Yani bir kalite problemimiz yok. Geçen yılın belli bir formasyon ve seviyeye ulaşmış takımına yeni katılan oyuncular ve Hoca ile, intibak ve yeni rol dağılımı sürecinden geçiyoruz bence.
Ersun Yanal; teknik direktörlük kariyerinde bu rolleri bilhassa defans ve orta sahada doğru dağıtmasıyla başarı yakalamış bir hocadır, güveniyorum kendisine.
***
Gelelim sadede. Bilhassa dün akşamki süper kupa maçında sırıttı orta saha problemi. Uzun top şüphesiz bir taktikti, başarılı uygulamasıyla ilk Benfica maçında olduğu gibi, ama o taktik; orta saha 3 pas yapamadığı ve top tutamadığı için tek plan haline dönüştü maç içinde. Ersun Yanal'ın futbolculara ileri 3'lüye şişirin talimatı vermediğine eminim zira.
Demek ki dün orta saha seçimi ya da form durumlarında bir sıkıntı vardı.
Maçtan önce standart form düzeyinde ideal 3'lünün Topal, Emre, Meireles olduğunu ve Emre'nin formsuz, Meireles'in cezalı olmasının ana planı bozabileceğini söylemiştim.
Öyle oldu. Cristian kontrol oyununda her daim zayıf ve maç içinde düşen bir grafiğe sahip. Emre ise form tutana kadar kenarda kaptanlık yapmalı, bana göre.
Ki; hal böyleyken özellikle maçın 2. yarısında teslim ettik orta sahayı rakibe. Geciken Alper ve Caner değişiklikleri dinamizm ve atak zenginliği getirdi hemen. Ama topu 3 direğin arasından geçiremedik bir şekilde.
***
İdeal 3'lüyü nasıl bulacağız peki?
Bu formasyonda, yani geçen yılın aksine ters üçgende; iki stoper önü Topal şart. Kesici ve süpürücü rolünde. Yedeği önce Meireles, sonra Selçuk olabilir bence.
Ön libero, yani Mehmet Topal önü iki futbolcunun rol dağılımı/seçimi daha kritik. Zira oyunu bu 2 oyuncu kuracak. Moda tabirle "box-to-box" iki oyuncu gerekli burada, iki yönlü kısaca. Adaylar Emre, Salih, Alper, Cristian, Meireles ve Holmen. Fazlalık da burada galiba. Ama biz bir prensip oluşturmaya çalışalım isimden ziyade.
Futbol görüşüme göre; böyle bir 3'lü orta saha formasyonunda, Topal önü box-to-box'lardan birinin topla kat eden, dribling yapabilen, diğerinin ise distribütör yani dağıtıcı olmalı.
***
Dağıtmaya çalışalım o zaman rolleri:
Standart, beklenilen, alışılmış form düzeylerinde;
Topal: Kesici, süpürücü ön libero.
Emre: Kat eden, dribling yapan box-to-box.
Meireles: Dağıtıcı. Pas merkezi.
Mevcut form düzeylerinde:
Topal: Sabit.
Alper: Kat eden, dribling yapan box-to-box.
Meireles: Sabit.
Form durumları ve ceza/sakatlıklara göre sıralama yapacak olursak:
Kesici/süpürücü ön libero: Topal ◊ Meireles ◊ Selçuk
Kat eden/dribling yapan box-to-box: Emre ◊ Alper ◊ Cristian (?)
Dağıtıcı/pasör box-to-box: Meireles ◊ Salih ◊ Holmen (?)
Holmen ve Cristian benzer oyuncular ve iki box-to-box rolünün düşük ortalamalı karışımı. Ancak; Topal, Emre, Alper, Salih, Meireles bu rol paylaşımı için ideal oyuncular.
***
Form durumu ve ceza/sakatlıklara göre dedik ya, dün akşam nasıl bir 3'lü tercih ederdim mesela?
Kesici/süpürücü ön libero: Topal
Kat eden/dribling yapan box-to-box: Alper
Dağıtıcı/pasör box-to-box: Salih
Yaş, tecrübe ve sair değişkenler bir kenara; işin tekniğinde, ideal rol paylaşımı yukarıdaki gibi olurdu bana göre. Ve pozisyon ile roller optimum dağıtıldığında, mevki ve bireysel performansların maksimum verime ulaşacağına inanıyorum bu şekilde.
Bu şekilde delebilirdik rakip orta sahayı, bu şekilde açabilirdik oyunu ayağımızda top tutup, bu şekilde besleyebilirdik ilerideki 3'lü makinayı.
Bence.
***
Giderek basketbola yakınsıyor futbol.
Artan maç sayısı ve buna bağlı geniş kadro ile rotasyon; rollerin belirlenip verimli paylaşımını zaruri kılıyor.
Ve genci yaşlısı demeden tahtaya yazıp bu rolleri, işin temeli mental hazırlığı peşinen sağlamış oluyor.
Top Ersun Yanal'da.
Bir kez daha belirteyim.
Güveniyorum.
Hayalimde ki orta saha m. topal, alper, salih...
YanıtlaSilStoper rotasyonu için de bu tarz bir yazı bekliyorum. Dünkü süper kupa maçından Kadlec'in stoper performansından sonra; Bruno, Kadlec, Egemen, Bekir, Serdar yeterli olur mu? yani kısaca biraz da yabancı sınırından dolayı Yobo yollanmalı mı?
YanıtlaSil4-3-3 yerine 4-1-2-1-2 diamond daha iyi olmaz mı
YanıtlaSilbence Kadlec'in dünkü stoper performansı gayet başarılıydı. yer tutuşu ve kademeleri iyi. hele ki Alves ile birlikte oynarsa agresif rakip forveti Alves tutacağı için yardımcı stoper olarak çok daha efektif olur. ama hem Alves hem Kadlec sol stoper oynuyor. birlikte oynamaları durumunda nasıl olur bilemiyorum.
YanıtlaSilOOOf of...Bi de ben güvenebilsem :)
YanıtlaSil4-1-3-2.. o kadar orta saha aldik madem kanat forvetlerden vazgecicez... volkan-gokhan-alves-kadlec-hasanali-topal-emre-meireles-potuk-salih(baroni)-emenike(kuyt)-sow
YanıtlaSilDefansifte sıralama M.Topal/Meireles/ Selçuk
YanıtlaSilOrta saha ikilisinde ise, Emre/Salih/Cris
Meireles/Alper/Holmen
Ancak bana kalırsa bu varyasyonları oynayacağın takıma göre hazırlamak lazım. Süper Lig, Fed. Kupası ve Avrupa orta saha karşı takıma göre varyasyon göstermeli. Burada önemli olan bu 8 oyuncunun takım içinde takım gibi olmaları. Tıpkı Amerikan Futbolundaki gibi Ofans takımı, Defans Takımı ve Özel Takımı gibi. Ama bu da sabır gerektiren bir şey.
Cris kesinlikle ilk 11 değil 2. yarı nöbetçi orta saha olmalı. Olmayacaksa gitmeli.
3lü orta saha,salih nerde oynasın,m.topal sakatlanırsa ne olur,meireles hücuma çıksın mı vs.
YanıtlaSilgücenmeyin ama sanki futbolla daha dün ilgilenmeye başlamışsınız gibi acemi bir havanız var.bu halinizle,eto'nun gelirse fenerbahçe'yi tek başına şampiyon yapacağını zanneden fenerbahçe heyecanlısı gençlerin bir derece üstündesiniz.orta sahanın önemini keşfetmiş olmanız da bunu gösteriyor.
fenerbahçe'yi başarıya götürecek olan formül maalesef yazdığınız kombinasyonlar olamaz.sezonu 8.sırada bitiren bir takımın aynı sezonu şampiyon bitiren bir takıma 2 senedir 10'ar puan fark atmasının ve ziraat dışında kupa göstermemesinin nedenlerini bulmadıkça ve buraya yazmadıkça bir milim dahi olsun ilerleyemeyeceğiz.hepimiz fenerbahçe'yi düşünüyoruz kafa yoruyoruz,emin olun aslolan bu sorunun cevabını verebilmek.
salzburg,lankaran,gs...rakip zayıf olsun,güçlü olsun fark etmeksizin neden fenerbahçe hep uzun top kullanmak zorunda kalıyor ve oyunu geriden paslarla kuramıyor?bu konuda dünyanın en iyileri elinde bulunmasına rağmen üstelik.şimdi biz aykut kocaman'a nefret kusmayalım mı ? ve alex'in bu takımdan giderken fenerbahçe'de ne oyun yapısında ne de tek tek futbolcuların bireysel anlamda 2 senedir gelişememsine vurgu yapmasını hatırlamayalım mı ?
alex çok büyük bir fenerbahçeliydi.kadıköyde maç biter bitmez gs soyunma odasına gidip onları tebrik etmesi birilerine olan tepkiydi ve onları rezil etmek içindi.bunu bilen biliyor.
bizim fenerbahçeli olarak esas sorunumuz kötüye kötü diyememek ve dahası başarısızları yüceltmek.hatta bu durum bizde öyle bir hal almış ki,başarısızları yüceltmek yetmiyor,başarılı insanları da aramızda barındırmıyoruz.hangi birini örnek vereyim,zico,alex,löw...
bir antrenör bir takımla 2 sene çalışır da o takım 5 pas üst üste yapamaz mı,böyle bir şey olabilir mi ?biz bu adama iki sene tahammül ettik ve kulüp tarihinin en iyi oyuncusunu da bu adama feda ettik.
bu tarafta bütün futbolcular geriye gidiyor,o tarafta da gökhan zan gibi bir adam savunmada herkesin güven duyduğu bir isim haline geliyor.ya da herkesin nefret ettiği emre çolak orta sahanın dinamosu oluyor.şampiyonlar ligini kazanmış meireles yanındaki adama endişeyle pas atarken 21 yaşındaki emre çolak özgüvenle ve inisiyatif alarak oynuyorsa orada bir gariplik vardır.
yopal,meireles,salih ya da emre,holmen,alper...mesele bunlar değil.
takımın oyuncu kalitesinde bir sorun yok evet, oyuncuların karakterinde sıkıntı var! zincirin halkalarını oluşturamıyorlar! her biri şahsen bildiği kadar defans/hücum yapıyor, elinden geldiği kadar yani! şimdi herşeyden önce yönetim yada teknik kadro(artık bilemem hangisi olması lazım) ciddi bir toplantı yaapcak! yüksek maliyetli, değer olarak görünen oyuncuların gönderilmemesi bir nebze anlaşılabilir ama herkese kapı bir kere gösterilecek çünkü bu oyuncuların çoğu maç seçiyor! hemde kendileri için seçiyorlar! oynamak istemeyen gitmeli, şampiyonluk yada kupalar bu zihniyetle gelmez, arkalarında sürekli onları öven pofpoflayan hocalarıyla geçen yıl nasıl bir hüsran yaşattılar gördük! bir taraftanda oyuncusuna küfereden at hırsızı fatih terim'in sonuçları ortada!
YanıtlaSilkaybettikleri maç yada kupalardan sonra sahanın ortasına oturup gerizekalı gibi boş gözlerle tribünlere bakma triplerini artık bu taraftar yemiyor! ayrıca mağlubiyet sonrası forma/arma öpme işlerinide bıraksınlar! hele ki Fenerbahçe tribünlerine karşı! Fenerbahçe taraftarı o formayı herkesten çok seviyor bunu bilsinler! toplamak gerekirse artistliğe lüzum yok adam gibi çıkıp mücadele etsinler, sürekli alkışlayarak, emeğe saygı göstererek 3 yıl sonunda bize verdikleri kocaman bir hiç! haklı mücadelemizin sahada ki cevabı bukadar basit olmamalıydı ama beceremediler!
son sözümde yöneticiler için!
yine süper hakem eyyamıyla başladı sezon aynen bu şekilde devam edecek! gs'ye ivme,özgüven kazandırmak için max derecede hakem hataları yaşanıp bunu da hakemlerin sezona yeni başlamasına yoracak medya! yöneticiler geçtiğim yıllarda yaşanan ve bu yıl yaşanması muhtemel hakem hataları için ne gibi önlemler aldı?
kondisyon, teknik, taktiki diziliş, ortasaha, emenike önemli ama inanın dışarısıyla mücadele daha önemli!
saygılar
mehmet topalı profosyonelliğiyle, kişiliğiyle beğeniyorum ; ama artık dünyada orta sahalar iki yönlü olmak durumunda bu yüzden mehmet topal 11'in bir parçası olarak değil oyunu tutmak zorunda olduğun zamanlardaki son 20-25 dakkanın futbolcusu olarak hizmet edebilir. benim orta sahadaki ideal üçlüm : meireles-emre-alper.
YanıtlaSilTakım sporlarında başarının yolu yardımlaşmadan geçer... Futbolda işin gerek savunma tarafında gerekse hücum tarafında yardımlaşmayı sağlarsanız istediğiniz başarılara ulaşmanız daha kolay olur... Günümüzde hangi takım olursa olsun mutlaka saha içerisinde takımın yardımlaşmayı sağlaması gerekir... Aksi halde messiniz bile olsa çok zor durumlara düşersiniz...
YanıtlaSilFenerbahçe kulübünün maalesef çok uzun yıllara dayanan bir yıldız oyuncu geleneği vardır... Bu gelenek nedeniyle teknik adamlar FENERBAHÇE kulübünde tam bir işleyen makine düzeninde takım oluşturmakta çok büyük sıkıntı çekmektedirler... Aykut Hocamızın alexsle yaşadığı problem bu konuda en yakın geçmişten bir örnektir... Kayserideki süper kupa maçını canlı izleyen bir FENERBAHÇELİ olarak FENERBAHÇE futbol takımındaki en büyük problemin yıllardır bir türlü aşamadığımız yıldız oyuncu yada futbolcuya dayalı düzen olduğuna artık iyice emin oldum...
Şuan hazır olmayan galatasaray karşısında izlediğim bu FENERBAHÇE galatasaray'a dördüncü yıldızı da taktırır, beşinci yıldızı da taktırır... Fenerbahçe futbol takımında topu ayağına alan hangi oyuncu olursa olsun pas atacak kimseyi yardımına koşarken bulamıyor...
Hele bir pozisyonda alperin birkaç dakika topla oynayıp, atak geliştirecek bir pozisyon olması için hiç kimseye pas verememesine tüm tribünler olarak bizler isyan ettik... Fenerbahçe futbol takımı elbette biraz hazır olduğunda kötü gözükmeyecek ama bu arada rakiplerde hazır olacak...
Rakipler önünde sonuca gitmek istiyorsan topu ayağına alan futbolcumuzun pas verebileceği en az iki arkadaşı boşa çıkarsa o zaman BU FENERBAHÇE takımı galatasaraya hiçbir kupa vermez... Ancak 1990'lı yıllardan bu tarafa bizzat izlediğim takip ettiğim FENERBAHÇENİN saha içerisinde sürekli yardımlaşan, sürekli arayış içerisinde olan bir takım görüntüsünü çok az gördüğüm için tüm umudumu kaybettim... Bu takım birkaç yılda bir şampiyon olabilir... Avrupada arada bir başarı yakalayabilir... Ancak ne ligde nede avrupada uzun süreli ve sürdürülebilir bir başarı çizgisini asla yakalayamaz...
İnsanlar alışkanlıklarından kolay vazgeçmez... Bu anlamda bu kulübün futbol takımının dinamik, yardımlaşan, koşan, pas almak için boşa çıkan bir takım hüviyetine girip bu şekilde sezonun genelinde oynaması bana o kadar zor geliyor ki neredeyse imkansız görüyorum... Çünkü bu takımda ismi nedeniyle oynatılmadığı için teknik adamına küfür eden, arkasında durmayan, liseli medyanın kışkırtmalarına gelip bağırıp çağıran taraftar profili de ortadayken bu takım nasıl özlediğimiz ve düşlediğimiz bu başarıları yakalayabilir...
Kayseri de Galatasaray takımı Fenerbahçeye göre birazcık yardımlaştığı için, top snejderdeyken veya bir başkasındayken boşa çıkıp arkadaşını rahatlatan en azından her pozisyonda bu şekilde davranan bir oyuncusu olduğu için kupayı kazandı... FENERBAHÇE makus talihini bir türlü aşamıyor... Aykut hocamızın takım yapma yolunda yaşadıklarını, bizzat fenerbahçeli olanların ona yaşattıklarını yaşamış ve görmüş biri olarak FENERBAHÇE biz taraftarların ağzına bir parmak bal çalıp arada bir parlayıp sönerek serüvenine devam eder...
Oysa bu kulübün bu takımın potansiyeline göre türkiye de 3-4 yıl üst üste şampiyon olması lazım... Avrupada her 2-3 yılda bir başarı yakalaması lazım... Türkiye de elbette saha dışında birçok engelle uğraşıyoruz... Ama artık şundan da emin oldum ki, bu takım sahanın içinde başarılı olmak için üzerine düşeni tam anlamıyla yapmıyor... Yapmadığı için de çok kolaylıkla devrilebiliniyor, engellenebiliyor... Ersun hocamızın türkiyedeki medya ve taraftar profili ortadayken hele de ilk yılında mücadeleci, yardımlaşan bir takım yaratabileceğine inanmıyorum...
Dolayısıyla bu yıl umarım şansı yanında olur... Ama çok büyük ihtimalle ligin başlamasıyla birlikte gaza basacak galatasaray takımı yardımlaşmasıyla, saha içerisinde kıçının üstünde bütün topçularının oturupta seyretmemesiyle dördüncü yıldızı takacaktır...
Belki benim bu yorumumun çok iç karartıcı ve önyargılı ve ense karartıcı olduğunu düşünebilirsiniz... Ama artık ben yanılmak istiyorum... Takımdan bu işleri yapmasını görmek istiyorum... Bunu da birkaç maç yapmalarını değil, bütün maçlarını bu anlayışla oynamasını bekliyorum... Çünkü ben bu takımın galatasaraya göre daha fazla başarılı olması için her imkanın olduğunu görüyor, ama onlardan daha az başarılı olmasını bir türlü kabul edemiyorum... Ayrıca şundan dolayıda ümitsizim ki bu takım geçmiş sezonlarda da en fazla sezonun üçte birinde yardımlaşan, mücadeleyi hep birlikte veren, arkadaşının hatasını kapatmak için uğraşan görüntü verebiliyor... Zaman zaman çok kızdığım ve art niyetli gördüğüm hala da öyle düşündüğüm haz almadığım bazı spor yorumcularının yıllardır söyledikleri bazı konularda maalesef ve üzülerek haklı olduklarına şahit oldum... Umarım ben yanılırım... Umarım bu sezondan başlayarak FENERBAHÇE takımı tam bir takım olabilir..Benimkisi can sıkıntısından, üzülmekten ve sinirlenmekten dolayı burada dert yanmaktır... Fenerbahçe kulübü büyüklüğünü göstermek istiyorsa takım olmak zorunda ve kupaları kaldırmak zorundadır...
YanıtlaSilKayseri de galatasaray taraftarı ile fenerbahçe taraftarını gözlediğim de 80 ve üstü doğumlularda galatasaray taraftarının daha çok olduğunu gördüm... Daha arzulular ve takımlarının kazanacağına olan inançlarından daha eminler... Maç boyu biraz da örgütlenmiş olmalarından dolayı hiç susmadılar... Bizler ise takımın halini gördüğümüzden bir süre destek versek bile yine kazanamayacaklar korkusundan zaman zaman susmak zorunda kaldık... Bu suskunluk takımın bize ışık vermemesindedir... Yoksa takım bize ışık verse bir saniye bile susmayacağımızdan yüzde yüz eminim...
Topal Alper Salih bence de dogru orta saha ama Emre'yi kesecek babayigit daha gelmedi Fenerbahce'ye... allah sabir versin
YanıtlaSil--------Sow Emenike
YanıtlaSilCaner Alper Holmen Kuyt
Kadlec Egemen Alves Gökhan
------------Mert
Şeklinde olabilir ama zaman tanınırsa ;
-------Sow Emenike
----------Baroni
-------Holmen Alper
Caner--------------- Gökhan
----Egemen Alves Yobo
-----------Mert
şeklinde olabilir .
3-5-2 olarak gözüküyor ama çok baskı yedeiğimiz anlarda 5-3-2 ye dönülebilir.
Bizim orta sahanın durumunu oyuncuların yaşlılıgına bağlıyorum , bu yüzden çok koşan alper ve holmen i tercih ettim.
Mert yerine Volkan da olabilir , 1. kadro da formda bir Krasic çok etkili olur başka kanat oyuncusu olmadığından mecbur Kuyt yazdım .
Orta alan da bir lider veya bir beyin yoksa ( Alex gibi ) , Kanat organizasyonlarınız çok iyi olmalı ve kanat oyuncularınız GERÇEK kanat oyuncuları olmalıdır . Bizde ikisi de yok , üstüne Stoch da gönderildi , böyle devam ettiğimiz sürece oyun hep orta alanda sıkışıyor , topu kanatlara açtığımızda ise GERÇEK kanat oyuncularımız olmadığından kanatta da verim alamıyoruz ...
Takımda özgüven diye bir şey kalmamış , 2 metre yanındaki adama 2 kişi birlikte basamıyorlar çalım yiyeceğim korkusuyla , hep üstüne gelmesini bekliyorlar ...
Salih ve Recep gibi oyuncular önde olduğumuzda korkmadan oynatılmalı
BENDEN BU KADAR :)