3 Ağustos 2013 Cumartesi

3 Temmuz Fenerbahçe'nin ilk direnişi değil; 1960 yılına gidiyoruz!



1960 yılının mayıs ayı Türkiye için önemli bir dönüm noktasıydı.  Çok partili hayata geçiş ile iktidara gelen Demokrat Parti’nin onuncu yılı dolmak üzere iken, ihtilalin ayak sesleri  duyulmaya başlanmıştı. Özellikle gençliğin güvenini ve desteğini arkasına alan ordu, ‘ordu – gençlik elele ‘ sloganları ile yönetime el koyarken, her siyasi iktidar gibi askeri yönetim de iktidarını halka benimsetebilmek adına spora el atmış, özellikle büyük kulüpler ile ilgili çalışmalara başlamıştı.

Bu noktada öncelikli hedef kulüp yönetimleriydi. Demokrat Parti iktidarı yıllarında üç büyük kulübün başkanlıklarına partili isimler getirilmişti. Askeri yönetim bu durumun devamına müsaade etmemek adına kulüpleri olağanüstü kongreye çağırdı.

Fakat bunun öncesinde dikkate değer ve belki de kongre kararının alınmasını etkin kılan bir olay gerçekleşti. Yalçın Doğan’ın Fenerbahçe Cumhuriyeti isimli kitabında okuduğumuz üzere; ihtilalden hemen hemen bir ay sonra dönemin Sıkıyönetim Komutanı Cemal Tural, Fenerbahçe Spor Kulübü'nü ziyarete gelir. Bu ziyaret sırasında müzede bulunan Adnan Menderes fotoğrafını görür ve hayli sinirlenir. Derhal fotoğrafın kaldırılmasını ister. Bunun neticesinde görevliler tarafından fotoğraf kaldırılır. Fakat ertesi gün Faruk Ilgaz fotoğrafı yerine tekrar asar. Böylece Başkanları Medeni Berk gözaltında iken,  Fenerbahçe ihtilale karşı ilk tavrını belli etmiş olur.

Yine aynı kaynaktan edindiğimiz ve gazete arşivleri ile desteklediğimiz bilgilere göre aynı sıralarda askeri yönetim bir futbol turnuvası düzenler. Milyonların yönetimine el koyan hüküm etme sahipleri, kendilerini halka benimsetmek adına böyle bir yolu tercih etmiş olabilir. Orgeneral Cemal Gürsel adı verilen turnuvaya 12 kulüp katılır.



Turnuvanın sonucunu 3 Temmuz 1960 tarihinde oynanan Fenerbahçe – Galatasaray derbisi belirler.  Lefter’in attığı tek gol ile kupa Fenerbahçe’nindir.



Maç sonunda oyuncuları sırtlarında taşıyan halk bir yandan takımlarına sahip çıkmış bir yandan da farkında olmadan bir direnişe güç kazandırmışlardır.
Yukarıda bahsettiğimiz kongre kararı bütün bu olaylar üzerine temmuz ayı içerisinde alınmış ve Fenerbahçe olağanüstü kongresinde yeni başkanlarını seçmiştir.



Göreve getirilen Hasan Kamil Sporel bir yana seçilen ikinci başkan Fahri Atabey kongreye damgasını vurmuştur. Bunun nedeni o sırada Fahri Bey’in Yassı Adada gözaltında bulunuyor olmasıydı. Fenerbahçe yönetimi böylelikle bu müdahaleye karşı olan net tavrını ortaya koymuş ve tutuklu olan yöneticilerini bir anlamda yalnız bırakmamıştı.

Bütün bunlar askeri yönetimin dikkatini fazlası ile çekerken gerçekleşen birkaç hadise Fenerbahçe – İhtilal Yönetimi arasında mesafeyi iyiden iyiye açmış olacaktı. Öncelikle Fenerbahçeli yöneticilerin Yassı Adada bulunan Agah Erozan, Medeni Bek ve diğer eski yöneticileri ile halen mektuplaşması dikkatleri toplarken, sezon sonu tüm takımın bulunduğu toplu fotoğrafın imzalanarak Medeni Berk’e gönderilmesi bardağı taşıran son damla olmuştu.

Artık bu tavra tahammül edemeyen Yönetim, 1961 yılında oynanan ve bazı olayların çıktığı Gençlerbirliği – Fenerbahçe maçı sonrasında Fenerbahçeli yöneticileri Harbiye’ye çağırarak açık ve net tavırlarını göstermişlerdir.

"Fenerbahçe’yi kapatırız!’

Yıllar önce aynı sözleri General Harrington’dan duyan Fenerbahçe, ne gariptir yıllar sonra benzer şeyleri yaşamıştı. Tıpkı tarihin her alanı gibi futbol tarihi de tesadüflerle açıklanamayacak tekrarları ve zaman ne kadar değişirse değişsin siyasal mekanizmaların müdahalelerini içinde barındıracaktır.


@GAgseren


Kaynaklar:

Yalçın DOĞAN, FENERBAHÇE CUMHURİYETİ, Tekin Yayınevi: 2.basım, 1989

Milliyet Arşiv : 




1 yorum:

  1. hangi,direniş neye direniş ? fenerbahçe kurulduğundan beri resmi ideolojinin ve statükonun kulübü olmuştur.tarihinde o kadar saygıdeğer kişilik varken seksenlerde yaptığı stadına şükrü saraçoğlu'nun ismini vermesi ancak ahmaklar için tesadüftür.bunun yanında tsk ve bürokrasi de fenerbahçelidir.hatta türk futbolunda yıllardan beri sürdürdüğü baskın karakterini ve en büyük olma hüviyetini bunlar sayesinde kazanmıştır.(bir büyüğüne sor,sana muhsin batur'ları cemil turan transfer hikayelerini anlatsın)

    devlet eliyle yaratılan bu baskın karakteri ve hegemonyayı içerde kıramayan gs yurt dışında yabancı takımlarla mücadale edip başarılı olunca devlet kökenli bu baskıyı halkın desteğiyle aştı.90 lı yıllarda beşiktaş'la bir farkları yokken şimdi geldikleri konum ortada.

    şimdi taraftar sayılarında önde oluşları ve medyada daha fazla yer bulmalarını falan zamanında yaptıkları bu başarılı avrupa hamlesine borçlular.

    fenerbahçe'de bugün yaşadığı rezilliği-zenginken fakirleşme durumunu yani bir nevi- ise muhteşem yönetimine borçlu.

    kendisini şampiyonlar liginde yarı finale çıkaran ve kavgalı olduğu hocasını gönderebilmek için yarı finali bile gözden çıkarabilecek kadar fenerbahçe düşmanı yönetimine borçlu...(chelsea deplasmanına giderken kendisine yöneltilen yarı final hakkındaki soru üzerine,"buraya kadar yeter,bundan sonrası fazla diyebilen fenerbahçe düşmanlarına...beyimiz,zico'nun kardeşi edu'yla kavga etmiş ya,Allah korusun fenerbahçe yarı finale hatta finale falan çıkarsa zico'yu gönderemeyecek.tek derdi kendi egosu çünkü,fenerbahçe umurunda değil.)

    yazıktır,günahtır,darbelere karşı gelen kulüp böyle mi olur ?yalçın doğan'ın anlattığı adnan menderes hatırasının kahramanı faruk ılgaz'dır.bu kulübün öyle başkanları vardı.şimdi kimlerin eline kaldığını onlar da görüyor ve emin ol ızdırap duyuyorlar.

    twitter'da ve facebook'ta takipçi sayısı fenerbahçe'den neredeyse yarım milyon fazla olan -yani hep gençlerin tuttuğu,gençlerin çoğunun yöneldiği,desteklediği- ve nedense kadınların diğer takımlardan daha fazla tercih ettiği(düşün bakalım,monaco,arsenal,m.united maçlarının ve ardından gelen sokağa çıkmaların,eğlenmenin,coşkunun ve yaratılan sinerjinin bunda ne etkisi var,düşün...) takım var ya,halkın takımı işte onlar.önceden senin desteklediğin takımdı ama artık değil,niye böyle olduğunu otur da bir düşün.

    fenerbahçe'nin bugün gençler arasında alay konusu bir kulüp olmasının nedenlerini anlatan bir tahlil yaz.sen cannes'den 5 yerken,aynı sene başkalarının m.united'i elemelerinin bundaki etkisini yaz.ve fenerbahçe'nin bu hezimet-zafer
    kontrastının neden hep "kaybeden" tarafında olduğunu anlatan bir yazı yaz.yaz ki ancak onlar çare olur bu kulübe,şu yazdığın mala davara faydası olmayan yazılar değil.

    "ben de yönetimi savunmuyorum ama yerine kim gelsin,ciddi bir alternatif var mı ?" kurnazlıklarına sapmadan düşün.

    samimi ol.

    YanıtlaSil