1960 yılının mayıs ayı Türkiye için önemli bir
dönüm noktasıydı. Çok partili hayata
geçiş ile iktidara gelen Demokrat Parti’nin onuncu yılı dolmak üzere iken,
ihtilalin ayak sesleri duyulmaya
başlanmıştı. Özellikle gençliğin güvenini ve desteğini arkasına alan ordu,
‘ordu – gençlik elele ‘ sloganları ile yönetime el koyarken, her siyasi iktidar gibi askeri yönetim de iktidarını halka benimsetebilmek adına spora el
atmış, özellikle büyük kulüpler ile ilgili çalışmalara başlamıştı.
Bu noktada öncelikli hedef kulüp
yönetimleriydi. Demokrat Parti iktidarı yıllarında üç büyük kulübün
başkanlıklarına partili isimler getirilmişti. Askeri yönetim bu durumun
devamına müsaade etmemek adına kulüpleri olağanüstü kongreye çağırdı.
Fakat bunun öncesinde dikkate değer ve belki
de kongre kararının alınmasını etkin kılan bir olay gerçekleşti. Yalçın
Doğan’ın Fenerbahçe Cumhuriyeti isimli kitabında okuduğumuz üzere; ihtilalden
hemen hemen bir ay sonra dönemin Sıkıyönetim Komutanı Cemal Tural, Fenerbahçe
Spor Kulübü'nü ziyarete gelir. Bu ziyaret sırasında müzede bulunan Adnan
Menderes fotoğrafını görür ve hayli sinirlenir. Derhal fotoğrafın
kaldırılmasını ister. Bunun neticesinde görevliler tarafından fotoğraf kaldırılır.
Fakat ertesi gün Faruk Ilgaz fotoğrafı yerine tekrar asar. Böylece Başkanları
Medeni Berk gözaltında iken, Fenerbahçe
ihtilale karşı ilk tavrını belli etmiş olur.
Yine aynı kaynaktan edindiğimiz ve gazete
arşivleri ile desteklediğimiz bilgilere göre aynı sıralarda askeri yönetim bir
futbol turnuvası düzenler. Milyonların yönetimine el koyan hüküm etme
sahipleri, kendilerini halka benimsetmek adına böyle bir yolu tercih etmiş
olabilir. Orgeneral Cemal Gürsel adı verilen turnuvaya 12 kulüp katılır.
Turnuvanın
sonucunu 3 Temmuz 1960 tarihinde oynanan Fenerbahçe – Galatasaray derbisi
belirler. Lefter’in attığı tek gol ile
kupa Fenerbahçe’nindir.
Maç sonunda oyuncuları sırtlarında taşıyan
halk bir yandan takımlarına sahip çıkmış bir yandan da farkında olmadan bir
direnişe güç kazandırmışlardır.
Yukarıda bahsettiğimiz kongre kararı bütün bu
olaylar üzerine temmuz ayı içerisinde alınmış ve Fenerbahçe olağanüstü
kongresinde yeni başkanlarını seçmiştir.
Göreve
getirilen Hasan Kamil Sporel bir yana seçilen ikinci başkan Fahri Atabey
kongreye damgasını vurmuştur. Bunun nedeni o sırada Fahri Bey’in Yassı Adada
gözaltında bulunuyor olmasıydı. Fenerbahçe yönetimi böylelikle bu müdahaleye
karşı olan net tavrını ortaya koymuş ve tutuklu olan yöneticilerini bir anlamda
yalnız bırakmamıştı.
Bütün bunlar askeri yönetimin dikkatini
fazlası ile çekerken gerçekleşen birkaç hadise Fenerbahçe – İhtilal Yönetimi
arasında mesafeyi iyiden iyiye açmış olacaktı. Öncelikle Fenerbahçeli
yöneticilerin Yassı Adada bulunan Agah Erozan, Medeni Bek ve diğer eski
yöneticileri ile halen mektuplaşması dikkatleri toplarken, sezon sonu tüm
takımın bulunduğu toplu fotoğrafın imzalanarak Medeni Berk’e gönderilmesi
bardağı taşıran son damla olmuştu.
Artık bu tavra tahammül edemeyen Yönetim, 1961
yılında oynanan ve bazı olayların çıktığı Gençlerbirliği – Fenerbahçe maçı
sonrasında Fenerbahçeli yöneticileri Harbiye’ye çağırarak açık ve net
tavırlarını göstermişlerdir.
"Fenerbahçe’yi kapatırız!’
Yıllar önce aynı sözleri General Harrington’dan
duyan Fenerbahçe, ne gariptir yıllar sonra benzer şeyleri yaşamıştı. Tıpkı
tarihin her alanı gibi futbol tarihi de tesadüflerle açıklanamayacak tekrarları
ve zaman ne kadar değişirse değişsin siyasal mekanizmaların müdahalelerini
içinde barındıracaktır.
@GAgseren
Kaynaklar:
Yalçın DOĞAN, FENERBAHÇE CUMHURİYETİ, Tekin
Yayınevi: 2.basım, 1989
Milliyet Arşiv :
hangi,direniş neye direniş ? fenerbahçe kurulduğundan beri resmi ideolojinin ve statükonun kulübü olmuştur.tarihinde o kadar saygıdeğer kişilik varken seksenlerde yaptığı stadına şükrü saraçoğlu'nun ismini vermesi ancak ahmaklar için tesadüftür.bunun yanında tsk ve bürokrasi de fenerbahçelidir.hatta türk futbolunda yıllardan beri sürdürdüğü baskın karakterini ve en büyük olma hüviyetini bunlar sayesinde kazanmıştır.(bir büyüğüne sor,sana muhsin batur'ları cemil turan transfer hikayelerini anlatsın)
YanıtlaSildevlet eliyle yaratılan bu baskın karakteri ve hegemonyayı içerde kıramayan gs yurt dışında yabancı takımlarla mücadale edip başarılı olunca devlet kökenli bu baskıyı halkın desteğiyle aştı.90 lı yıllarda beşiktaş'la bir farkları yokken şimdi geldikleri konum ortada.
şimdi taraftar sayılarında önde oluşları ve medyada daha fazla yer bulmalarını falan zamanında yaptıkları bu başarılı avrupa hamlesine borçlular.
fenerbahçe'de bugün yaşadığı rezilliği-zenginken fakirleşme durumunu yani bir nevi- ise muhteşem yönetimine borçlu.
kendisini şampiyonlar liginde yarı finale çıkaran ve kavgalı olduğu hocasını gönderebilmek için yarı finali bile gözden çıkarabilecek kadar fenerbahçe düşmanı yönetimine borçlu...(chelsea deplasmanına giderken kendisine yöneltilen yarı final hakkındaki soru üzerine,"buraya kadar yeter,bundan sonrası fazla diyebilen fenerbahçe düşmanlarına...beyimiz,zico'nun kardeşi edu'yla kavga etmiş ya,Allah korusun fenerbahçe yarı finale hatta finale falan çıkarsa zico'yu gönderemeyecek.tek derdi kendi egosu çünkü,fenerbahçe umurunda değil.)
yazıktır,günahtır,darbelere karşı gelen kulüp böyle mi olur ?yalçın doğan'ın anlattığı adnan menderes hatırasının kahramanı faruk ılgaz'dır.bu kulübün öyle başkanları vardı.şimdi kimlerin eline kaldığını onlar da görüyor ve emin ol ızdırap duyuyorlar.
twitter'da ve facebook'ta takipçi sayısı fenerbahçe'den neredeyse yarım milyon fazla olan -yani hep gençlerin tuttuğu,gençlerin çoğunun yöneldiği,desteklediği- ve nedense kadınların diğer takımlardan daha fazla tercih ettiği(düşün bakalım,monaco,arsenal,m.united maçlarının ve ardından gelen sokağa çıkmaların,eğlenmenin,coşkunun ve yaratılan sinerjinin bunda ne etkisi var,düşün...) takım var ya,halkın takımı işte onlar.önceden senin desteklediğin takımdı ama artık değil,niye böyle olduğunu otur da bir düşün.
fenerbahçe'nin bugün gençler arasında alay konusu bir kulüp olmasının nedenlerini anlatan bir tahlil yaz.sen cannes'den 5 yerken,aynı sene başkalarının m.united'i elemelerinin bundaki etkisini yaz.ve fenerbahçe'nin bu hezimet-zafer
kontrastının neden hep "kaybeden" tarafında olduğunu anlatan bir yazı yaz.yaz ki ancak onlar çare olur bu kulübe,şu yazdığın mala davara faydası olmayan yazılar değil.
"ben de yönetimi savunmuyorum ama yerine kim gelsin,ciddi bir alternatif var mı ?" kurnazlıklarına sapmadan düşün.
samimi ol.