26 Ekim 2013 Cumartesi

9. Hafta: Fenerbahçe - Gaziantepspor: Teknik Direktör Takımı



Hep aynı şeyi söylüyorum. Belki de kendimi tekrar ediyorum. Fenerbahçe'nin en büyük problemi; yetki ve sorumluluk verdiği kişilerin arkasında tam manasıyla duramaması. Son yıllarda yönetim bazında teknik direktörler en azından başladıkları sezonu bitirse de, taraftarın gel gitleri bitmiyor, biteceğe de benzemiyor.

Sezon başlamadan bir anket yaptım. 2000 oyun üzerinde katılım oldu. % 90'ı Ersun Yanal'a güvendiğini belirtti. Ardından süper kupa, Arsenal serisi ve Konya Torku maçı ile yerin dibine sokuldu. Bir ümitsizlik, bir tükenmişlik.

Tamam ülke ve bilhassa camia olarak duygusalız. Ama bunun bize zarar verdiğini görmüyor muyuz? Hala.

"Sow solda oynar mı?"
"Sow kesilir mi?"
"Emenike neden alındı?"
"Emenike kanat oynar mı?"
"Emenike kesilir mi?"

Bitmiyor, bitmeyecek.
İlk 11 açıklanır. Cristian'ı görenin tepe tüyü kalkar, başlar feverana.

Yahu ben de bayılmıyorum. Geçen hafta maç yazısında da çok net bir paragraf ayırdım Cristian'a. Ama Cristian ve onu oynatan teknik direktöre gösterilen aşırı tepki; kusura bakmasınlar, artık tepki gösterenlerin obsesifliği.

Özünde bilgiçlik var. Öyle bir tahakküm içindeki; teknik direktörün yaptığı zinhar yanlış. Başka bir alternatifin mümkünatı yok. O kadar emin. Oturduğu yerden.

Sakın ha klişelerle gelmeyin bana da.
"Ne yani, eleştirmeyelim mi?"
Yok kardeşim; sizin ki eleştiri değil, tahakküm.
Siz sorgulamıyorsunuz. Yargılıyorsunuz.
Eleştirmiyor, ahkam kesiyorsunuz.
Farkı ikimiz de adımız gibi biliyoruz.

Bir düşünseniz oysa;

X teknik adam, bugün Ersun Yanal;

Sizden daha çok biliyor. Şüphe var mı?
Sizden daha çok istiyor. Maddi manevi getirilerini hesaba katarsanız.
Sizden daha çok yaşıyor. Ekran, bilgisayar ve canlı gözlerle antreman.

Peki siz; çok saygı duyduğum futbol ilgi ve bilginizle, X teknik direktör, bugün Ersun Yanal'ın yanlış karar verdiğine nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?
Bu ne cüret yahu?

Yüzünüzü yıkamanızı ve arkanıza yaslanmanızı tavsiye ediyorum.
Çünkü kendi kendinize köpürttüğünüz manasız öfkeniz, huzur bozuyor.

***

Maça geçelim. Di mi artık?

Emenike alışık olduğu yerde, en uçta başladı. Sow; ulemalara bakarsan sol açıkta, özünde serbest forvet olarak, artık kendisinin de zevk aldığı üzere.

Özellikle ilk yarı mest olduk tribünde/ekran başında. A'dan Z'ye herkes bayıldı tempoya, akışkanlığa.
Temel sebebi elbette akan oyuncu sayısının artması idi. Caner, Topuz, Kuyt'a; Alper ve Emenike katılmıştı. Takımın dribling tehdidi artar artmaz da, yaratılan tempo filiz verdi.

Cristian'ı Meireles'in yokluğunda pas dağıtımı için kullanmak istedi Hoca. Zira Topal zaten arkada ve Alper o yetiye sahip değil. Bir dağıtıcı lazımdı. Hoca Meireles'in yokluğunda Cristian'a görev verdi. Salih olmaz mıydı? Hepimizin hayali. Ama maç sonu basın toplantısında Hoca gereken cevabı verdi. Onu koruyarak, kollayarak ısındırmaya çalışıyor. Geçen yıl Aykut Hoca'nın yaptığı gibi. Ve Salih de, çok yorulan Alper'in yerine oyuna girer girmez Hocası'nın yüzünü kara çıkarmadı.

"Şu Salih varken Cristian mı oynar?" sorusunu da, yukarıda yazdığım klişelerin yanına alabiliriz.
Çünkü Salih'in zamana ihtiyacı var. Adım adım, layık olduğu koltuğa oturacak.

Sanıyor musunuz ki; Türk futboluna nice genç futbolcu kazandırmış Ersun Yanal, Topal - Alper - Salih üçlüsünün hayalini kurmuyor?

İlk 45'te yaptığımız tempo, baskı, rakibi çıkarmadı. Kaleyi bulan ilk şutları ikinci yarı buldukları gol. Ayrıca Ersun Yanal etkisi de kendini gösteriyor giderek. Top kapıldığında yapılan şok pres. Stoper ve beklerin öne çıkışlarıyla kazanılan toplar. Büyüledi izleyenleri.

Eksik ne peki?
Kontra atak hücumları. Başka bir değişle; koşu yoluna pas.

Dün en az 4 pozisyonda; topla 3. bölgeye giren oyuncu Emenike ve Sow'un önüne atamadı topu. Oysa bu iki süratli futbolcunun önüne yuvarlanabilecek ortalama kalitede toplar bile karşı karşıya bırakacak ikisini de. Tam da bu noktada bir kabızlık yaşıyoruz.

"Bir 10 numaramız olsaydı:(" klişesine sığınmayın yine. Bahsettiğim pasları atmak için Zidane'a gerek yok. Ara pası bile değil yahu, koşu yoluna pas. Defansın arkasına. Hepsi bu. Eminim çözecektir Ersun Hoca.

İkinci yarı tatsızdı, özellikle ilk yarıya kıyasla. Ama idare ettik. 5 dakikalık bir serinlik, son gol ile yerini gevşemeye bıraktı ve forvetlerimizin gol krallığı tahtasındaki yerlerine bakar olduk.

Maçın en iyi 5 oyuncusu

Bekir, Caner, Sow, Emenike, Alper'di bana göre.
Salih girer girmez parladı. Diğerleri de ortalama ve/veya üstü oyun oynadılar.

Geçen hafta zorlu viraj yaklaşırken, artık ideali bulmamız gerektiğinden bahsetmiştim.
Az kaldı.
Ama burada Ersun Yanal'a bir parantez açmak gerek.
O da bilirdi, bugün hepimiz için ideal olan kadroyu tahtaya yazmayı. Ama Emenike istediğimiz/beklediğimiz taktik anlayıştan uzak, Sow bu kadar hareketli/yer değiştiren forvetler olmayacaktı o şekilde.
Bir Webo ile; önce Sow'u, sonra Emenike'yi hizaya çekti Ersun Hoca.
Yarattığı rekabet; 2 yıldızın, istediği teknik/taktik anlayışa "biat" etmesini, söylediklerini eksiksiz yapmasını sağladı.

Yöneticilik diyorlar ya. İşte ondan.
Eksiklerimiz var.
Ancak 9 haftada gelinen noktada, ayakta alkışlıyorum Ersun Hoca'yı.

Ve bir kez daha; Ersun Yanal ve futbolcularımıza güveniyorum.

6 yorum:

  1. O kadar kaliteli bi sekilde yorum yapmissinizki piyasada spor yazari olarak gecinen insanldan daha kaliteli ozet eline emegine saglik

    YanıtlaSil
  2. Koşu yoluna pas konusuna ilavem olacak. Salih'in Buca'da en iyi yaptığı işlerden biriydi koşu yoluna pas. Ayrıca Alper'in de bu işi çok iyi yapabileceğini görüyorum. Dünkü maça özel kanatlarda boşa çıkan oyunculara isabetli pas atamama ve hatta düşünmeme sendromu vardı. Bunu da Alves'in yokluğuna bağlıyorum, o oynadığında uzun ve isabetli topları kullanıyor.

    YanıtlaSil
  3. iyi günler renktaşlar öncelikle blogdaki yazılar ve diğer paylaşımlar için sonsuz teşekkürler. sizden bir ricam olacak bahçedeki fener belgeselini indirebileceğim bir site varmıdır ? çok teşekkürler

    YanıtlaSil
  4. Ekleyecek fazla şey yok, elinize sağlık. Gene de bir konuya değineyim.

    Bu takım tam olarak Ersun Yanal takımına dönüşmedi henüz. Fiziken geçmesi gereken aşamaya hızlı yaklaştı ancak mental olarak zaman zaman kopmalar yaşıyor. Dün ikinci devrenin ilk 15-20 dakikasında yaşananlar bunun göstergesi. Zaten mental olarak aşama katetmek çok daha zordur ama, o da olacak zamanla. Hele bir de seneye kendi istediği transferler yapılırsa o zaman izlenir bu takımın kuracağı hegomonya.

    Umarım şu yargıtay ve seçim süreçleri hocayı ve takımı baltalamaz.

    YanıtlaSil
  5. Yazınızın yüzde 90'ına katılıyorum, son derece isabetli tespitler var.(özellikle ahkam kesen taraftar profili). Tek katılmadığım nokta Emenike'nin en iyi ilk 5 oyuncu içinde olması. Bence hala çok eksikleri var. Webo gibi o da çok iyi duvar olamıyor, topu oyalamak adam beklemek seçeneğini hiç kullanmadan her zaman "topu ileri at, koş" yapıyor. Kuyt'ın son milli maçımızda Sneijder'e attırdığı gol de ki 3. bölgede ki pas tarfiğine katkısı hiç yok Emenike'nin, maalesef.

    YanıtlaSil
  6. Fenerbahçe özellikle son 2 maçında topun rakipte olmasına tahammülü olmayan bir karakter sergiledi. alperin oyunda olması ortasahayı alışılmışın dışına çıkartıyor alper dikine oyunuda çok yetenekli, bir okadar da cüretkar. topalın hücuma hiç katkısı yok ama bekleri rahatlatan stoperlerin arasına girmesi özelliğiyle iki bekimizi hücum oyununa o katıyor diyebiliriz. alper derbilerde biraz daha dikkatli olmalı. iyi bir emre olsaydı şuan ortasaha şov yapardık o dediğiniz koşu yoluna pasları alper ve emre gayet güzel yapabilir zira.
    bursa maçını düşünmekten çok daumu düşünmeliyiz. Fenerbahçenin kanatlardan sürekli orta açarak gol bulmaya çalışmasını fark etmek için daum olmaya gerek yok artık. buna önlem alacaklardır. bu durumda orta sahada kaleye direk şut çıkartabilecek oyunculara ihtiyacımız var. bu maçta holmen yada cristian gerekli diye düşünüyorum. meireles eğer hazırsa ikinci yarı mutlaka oyuna girmeli. alvese forma şansı verecekse hoca ve meirelese ikinci yarı top oynatmak isterse orta sahayı Türk oyunculardan kuracak demektir. bu durumda emre formayı alabilir. bursa ve galatasaray maçlarından 6 puanla döneceğiz.şüphem yok

    YanıtlaSil