7 Ekim 2013 Pazartesi

Teknik Analiz: 7. Hafta - Fenerbahçe - Trabzonspor

Geride kalan 6 haftada Fenerbahçe'nin artan temposunu hep beraber izledik. Takımın birçok eksiği görülmesine rağmen taraftarın önemli bir kısmındaki görüş "bu takımın çıkışının henüz tam olarak tamamlanmadığı, daha alınacak yol olduğu" şeklinde olduğunu düşünüyorum.
Trabzonspor'a karşı 3 puan almak hem ligdeki liderliği perçinleyecek hem de psikolojik olarak farklı artılar getirecekti.
Sanırım Fenerbahçeli futbolcular da bu bilinç ile sahadaydı.

Genel Bakış:

Herşeyden önce takımın boyu geçtiğimiz haftaya göre azaldı ve son haftalarda rakip alanda en fazla oynadığımız karşılaşma oldu (%58) Takımın pas başarı ortalaması da yaklaşık olarak %85 - %87 arasında gidip geliyor.
Futbolcuların genel ortalama pozisyon grafiğine bakacak olursak da geçtiğimiz haftalardaki yazılarımda da bahsetmiş olduğum gibi, özellikle kapalı savunmalara karşı rakip takımı enlemesine açmak için sizin de kanatlara doğru açılmanız gerektiğiydi. Fenerbahçe'nin bu karşılaşmada da bunu yapamadığını görüyoruz. Sow ve Kuyt'ın takımın boyunu enlemesine açmak yerine içeriye kat ederek orta alanda kümeleştirdiğini görüyoruz. Bunda çok tipik kanat oyuncu profilleri olmamasının etkisi var elbet.


Fenerbahçe'nin kat ettiği toplam mesafe bu karşılaşmada 115,8 km. Takımın ciddi mesafeler kat ettiğini söylemek mümkün olsa da, sanıyorum Ersun Yanal biraz daha fazlasını istiyor. 3 oyuncu 11 km üstü koşarken bu listeye çok yüksek ihtimal ile 90 dakikalarını tamamlasalar Alper, Holmen ve Kuyt'ı da ekleyecektik.


Atılan sprintlere bakacak olursak, karşılaşmada en hızlı 5 oyuncu Fenerbahçe'de. Bu verinin de en az kat edilen mesafe kadar değeri var. Takımda fiziki yükseliş net olarak dikkat çekiyor. Bu verideki eksiklik hücum oyuncularının bu sprint listesinde olmayışı olarak yorumlanabilir. 



Hücum:

Aşağıdaki grafik Fenerbahçe'nin ne kadar yoğun bir şekilde karşı alanda oynadığını gösteriyor. Aynı zamanda %66 oranında orta alanı kullanıp gol girişiminde bulunarak oyunu ne kadar sıkıştırdığını da görüyoruz. Trabzonspor gibi tamamen kendi alanına kapanmış takımlara karşı orta alandaki bu %66'lık oranı belki de en az %5'er oranında sağ ve sol kanatlara aktarabilmek önemli.


Gol ve atak girişimlerdeki alan kullanımları bu şekilde iken topun oynandığı bölgelere bakacak olursak; Fenerbahçe geçtiğimiz haftaya göre savunmada çok daha az oranda top tutarken, orta alanda çok fazla kaldığını görüyoruz. Geçen haftaya göre 3. bölge alan kullanımı hemen hemen aynı ( geçen hafta %31,79). Top 2. bölgeden 3. bölgeye bir önceki haftadan daha fazla aktarılmamış.


Pas bağlantılarında ilk istasyon bölgesi tahmin edildiği gibi Topal oldu. Buradaki sıkıntı 3. bölgeye topun taşınamaması. Bu görevi daha çok Holmen veya Alper'in bölgesindeki oyunculardan bekleyebiliriz. Alper oynadığı dakikalarda bunu çok fazla yapamazken, yerine giren Emre'nin de çok düşük temposu bu görevi yapmasını engelledi. Holmen de Emenike ile yer değiştirince 3. bölgeye top taşımak iyice zorlaştı.


Kuyt sağ tarafta Fenerbahçe adına en çok orta yapan isim olurken Caner ve Gökhan'ın önceki karşılaşmalardaki etkinlikleri olmasa da listenin en üstünde yer alan isimler oldular. Burada geçen haftalarda yazmış olduğumuz gibi isabet oranları hala çok düşük. 


Sow, gecenin "beceriksiz" ismi olarak öne çıkmış olsa da, pozisyona gir-ebil-miş olması bile onun benim gözümde çok önemli bir santrafor olmasını sağlayabiliyor. Bu karşılaşmada yanış tercihler yaptı. 

Webo belki de maçın en önemli iki vuruşunu yaptı. Birinde kaleci Onur topu köşeden çıkardı, diğeri 132 km (!) ile direkte patladı.



Savunma:

Fenerbahçe açısından savunma anlamında yazılacak çok fazla birşey olmayan karşılaşmalardan biriydi. İki stoperin orta alanda bile rakipten toplam 16 top alması savunma hattının ne kadar öne çıktığını gösteriyor.


Maçın Oyuncusu:

Gizli kahraman Topal; toplam 3' 55'' topla oynayıp 86 kere topla buluştu. Takımın en çok pas atan oyuncusu (49) olurken %94 gibi müthiş bir isabet kaydetti. Süreklilik olarak ta takımın açık ara en iyisi. 
Burada Sow, Kuyt hatta Holmen ve Emenike'nin düşük pas isabetlerine dikkat çetmek gerek. Bu oranlar yukarı çıkmalı. Topal, ceza alanına neredeyse Holmen kadar top atarken, Alper sadece 1 top atabilmiş.


Maçın hayal kırıklığı:

Belki bu karşılaşmada çok uzun süre almadı ama transferi sırasında çok şeyler beklediğim Emenike'nin bu sürede "maçın içinde" olmasını istedim. Bir türlü olmadı, sahada amiyane tabirle "şaşkın ördek" gibiydi. Formayı Ersun Yanal'dan alması gerekiyor, forma ona maliyeti sebebi ile verilmeyecek. Bu bilinç ile çalışması gerekiyor. Sanırım Ersun Yanal da ona bu mesajı vermiş olacak, sıra onda... Ben ısrarla Fenerbahçe'ye çok şey katacağına inanıyorum.


Aslında istekten kaynaklanan panik havası takımı olumsuz etkilese de ben genel oyundan, iştahtan memnunum. Bu takımın üstüne katabilecek potansiyelinin olduğunu düşünüyorum. Önümüzdeki haftaları bekleyelim.

1 yorum: