Kötüye bakmaya, kötüyü konuşmaya ve kötüye yormaya meğilliyiz.
Haklı sebepleri olsa da faydasız ve çoğu zaman zararlı bir tutum bu.
Sıcağı sıcağına, tüm veriler masaya gelmeden yapılan her yorum ve tezahürü her sonuç baş ağrıtmaktan öteye gitmeyecek.
Biz öyle yapmayalım.
***
İyilerden, Aykut Kocaman'dan bahsederek başlayalım.
Hakkında düşündüklerimi bu blogu okuyanlar iyi bilir.
O benim öğretmenim.
Onunla çalışmadım hiç, tamamen ayrı dünyaların insanıyız hatta.
Ancak ondan çok şey öğrendim.
Çok değerli ilkokul öğretmenim Ülkü Sur'a benzetiyorum onu.
Temel eğitim.
Ülkü idi.
Sur gibiydi.
Sosyal hayatıma, iş hayatıma ve en önemlisi yetiştirmekte olduğum evladıma büyük bir miras bıraktı Aykut Kocaman.
Müteşekkirim.
Fakat en büyük mirası üç yıllık teknik direktörlüğü boyunca Fenerbahçe'ye bıraktı.
Kıskanıyorum onunla çalışan futbolcuları, ekibini, malzemecisini.
Kulübe ve futbol takımına, özellikle yerli futbolculara bıraktığı iz, yıllar boyu silinmeyecektir.
O gidebilir, ama felsefesi Fenerbahçe temelinin harcı, çatısının en güçlü tuğlalarıdır artık.
***
Bu sebeptendir ki; bu ayrılık bir trajedi değil.
Aykut Kocaman'dan birşey öğrendiysem, öğrendiysek; gidişine ağlamak, yakıp yıkmak yerine, bıraktığı mirasın Fenerbahçe'yi nerelere götürebileceğini hayal etmeliyiz.
Yeşerttiği düşü sahiplenmeli, peşinden gitmeli ve koyduğu hedeflerin takipçisi olmalıyız.
Soğukkanlı ve sağduyulu kalarak, eğilmeden ısrarla doğrunun peşinden gitmeliyiz.
Dedim ya, bu ayrılık bir trajedi değil.
Yönetim/Başkan ile teknik direktörün geleceğe yönelik fikirleri uyuşmayabilir.
Yolun ortasında olmasındansa, böyle ayrılık makbul hatta.
Zarif, şık bir veda.
Nasıl olduğu hakkında çıkan asılsız rivayetleri unutun bence ve peşinden koşmayı bırakın "O an" ın.
Başkan ile fikir ayrılığına düşen yorgun bir teknik direktörün istifası olarak atın hafızalarınıza.
***
Fenerbahçe Başkanı'nın bir planı olmalı.
Anlık veya teferruatlı.
Yetki ve sorumluluk onda.
Doğrularının getirisi de, yanlışlarının bedeli de onun hanesine.
Fakat biz taraftarların da Fenerbahçe'ye dair fikirleri, hayalleri, hedefleri ve beklentileri var.
Bana göre; bilhassa Löw'de ve Zico'da yaptığı hatayı tekrarlamıştır Başkan.
Tercih onun ama ben bu tercihin yanlış olduğu kanaatindeyim.
Başkan'ın Fenerbahçe ile ilgili tüm tercihleri hakkında başka bir yazı yazacağım bu arada.
***
Dedim ya, Başkan hatalı.
Tekniğine, taktiğine girmeden hem de.
Düpedüz.
Ama madalyonun diğer yüzüne bakmazsak yine eksik kalacak birşeyler.
Bu ayrılık trajedi değil demiştim.
Trajedi; son 1,5 yıldır Fenerbahçe taraftarının Aykut Kocaman'a gördüğü revadır.
Trajedi; Avrupa'nın ilk yarı finalinde adını haykırmamak, defalarca istifaya davet edip, bütün kötülükleri ona yıkmaktır.
Trajedi; evrensel doğruları dile getirmesine rağmen, en aşağılık ve alçak şekilde onunla dalga geçmeye yeltenmektir.
Trajedi; Aykut Kocaman'ın maruz kaldığı mahalle baskısıdır.
Bu sebepten; tetiği çeken Başkan olsa da, azmettiricisi taraftardır.
Aziz Yıldırım'ı Fenerbahçe taraftarının ortalama tavrından ne kadar ayırabiliriz ki?
Aziz Yıldırım dediğin adam; Fenerbahçe taraftarının arzu ve ihtiraslarının tek bedende
vücut bulmus hali.
Taraftar memnun olmadı, Galatasaray şampiyon oldu, taraftar kelle istedi, Zico gitti.
Taraftar memnun olmadı, Galatasaray şampiyon oldu, taraftar kelle istedi, Kocaman gitti.
Senaryo aynı.
Biri çeyrek final, diğeri yarı final oynattı.
Yarın Aziz Yıldırım da gidecek.
Ama Fenerbahçe taraftarının teknik direktör kurban etme ritüeli devam ettiği sürece; toprağı bol olsun Hulusi Kentmen kalksa mezarından, teknik direktör dayandıramazsın asla.
Şampiyon olamayan hocaları kovduğu için eleştirilen Aziz Yıldırım, Aykut Kocaman'ı
kovmadığı için eleştirildi çünkü.
Tek tutarsızlık Başkan'da mı?
Fenerbahçe'nin güzelliği ve doğrularını görmeyen taraftar; Galatasaray'ın pompalanan başarılarına kafayı takıp kendi değerlerini yediği sürece, nesiller boyu aynı vedalar yaşayacak bu kulüp.
Ve Noavas; dün Denizlici, Zicocu, Daumcu, Aykutcu, yarın Yanalcı, bilmemneci olacak.
Plandan ve sistemden yana olduğu için.
***
Tekrar edelim.
Aziz Yıldırım bence yanlış yaptı.
Kongre olur ve yanlışlarının bedelini öder.
Peki taraftar ne zaman yüzleşecek hatalarıyla?
Taraftarlığın kongresi yok ki.
Fenerbahçeliler birbirine "Gördün mü ben haklı çıktım" dediğinde ya da ima ettiğinde, kaybeden Fenerbahçe oluyor, farkındalar mı?
Fenerbahçe kazansa ve hepimiz haksız çıksak keşke.
***
Ezcümle;
Göreceksiniz, vedasında bile ışık saçacak Aykut Kocaman.
Mirası, bu kulübü Avrupa Şampiyonu yapacak.
Felsefesi kardelen gibi filizlenecek.
Ve birgün mutlaka dönecek yuvaya.
Futbolu, belki de Fenerbahçe'yi yönetecek.
***
Ve bir not:
Yeni Fenerbahçe Teknik Direktörü referandumla seçilsin.
Oy verenler taahhüt imzalasın destek vereceklerine, yakıp yıkmayacaklarına.
En az 3 sene.
Çünkü hiçbir teknik direktör her yıl şampiyon yapamaz Fenerbahçe'yi.
Şampiyon olmadığında ise taraftardan başkana senaryo belli.
***
Hoşçakal Öğretmenim.
Bir Öğrencin.