21 Eylül 2012 Cuma

"Koş koş" mu, "Pas pas" mı? Yoksa? [1]



Son günlerin moda konusu: Futbolda koşu mesafeleri, pas, possession ve "kutsal" denge.

Aykut Kocaman'ın Maraton Özel Programı'nda telaffuz ettiği 125 km. seviyesinden sonra epey tartışılır hale geldi futbolun istatistikleri.

Öncelikle belirtmek gerekir ki; istatistikler, tek başına birşey ifade etmezler. Tüm istatistiklerde zirvede olabilirsiniz, ama meşin yuvarlağı ağlara gönderecek meziyeti gösteremezseniz, istatistiklerin hiçbir anlamı kalmaz.

Fakat, bir o kadar da önemlidir istatistik. Zira; eşik atlamak istiyorsan, ulaşmak istediğin seviyedeki asgari gereklilikleri karşılaman gerekir.

Bunlardan biri de, elbette koşu mesafesi, yani sahada 11 oyuncunun kat ettiği mesafedir.

Bir diğeri, toplam pas girişimi ve topa sahip olma oranıdır şüphesiz.

Genelde futbolu bu 3 ana istatistik üzerinden yorumlarız; taç, korner, ofsayt vb.'nin dışında.

Şu kesin ki; Fenerbahçe gibi büyük takımların Avrupa'daki hedefi Şampiyonlar Ligi'ne daimi katılımcı olmak ve mümkün mertebe üst turları zorlamak, ilerlemek.

Örneğin; bir Fenerbahçe taraftarı olarak beklentim, yapılacak sağlıklı ve rasyonel bir planlama ile, gelecek 10 yılda en az 7 kez Şampiyonlar Ligi'ne katılmak ve bunların 3'ünde, TOP16 ve üstünü görebilmek.

Hedef bu olmalı. En azından buna yakın olmalı ve bunun için hem bireysel hem de takım olarak, tüm istatistiklerde hedeflenen seviyenin gerekliliklerini karşılayacak potansiyeli üretmeli ya da satın almalı.

Bu yazı dizisinde sizinle birçok tablo paylaşacağım. Tablolardaki istatistiklerin tamamı UEFA'nın her yıl yayınladığı "Champions League Technical Report"tan alınmıştır.


Başlayalım isterseniz.


CL 2010-11 ve 2011-12 ÖZET TABLO [1,2] 



Tamamı ortalama değerlerden oluşan tablo gayet net. Ancak biz yine de, takımlar seviyesine inmeden, özet tablo üzerinden bazı çıkarsamalar yapalım.


  • Son 2 sezonda; Şampiyonlar Ligi'ne (ŞL) katılan 32 takımın ortalama kat ettikleri mesafe 112,5 km., topla oynama yüzdesi % 49,42 ve toplam pas 510.
  • Geçen yılın ortalamalarında; evvelki yıla oranla 3 istatistikte de artış mevcut.
  • Genel olarak; gruplardan çıkamayan takımlar, çıkan takımlardan daha çok koşmuş ancak daha az pas yapıp, topa daha az sahip olmuşlar. Bu fark özellikle 2010-11 sezonunda daha açıkken, geçen sezon bir nebze kapanmış. 
  • En çok koşanın 123, en az koşanın 103 km. koştuğu son 2 sezonda; takımlar elenip, üst turlara çıkıldıkça oluşan ortalama koşu mesafesi 111-112 km. Ayrıca topla oynama yüzdesi % 50'nin, toplam pas da 550'nin üzerinde.
  • Yarı final ve final değerleri; özellikle topla oynama ve pas yüzdelerinde, Barcelona'nın final oynayıp oynamamasına göre değişmiş durumda.
  • 2010-11 yılında daha az koşup, daha çok pas yapanlar final oynarken, geçtiğimiz sezon, daha çok koşup, daha az pas yapanlar final oynamış.
  • Salt yukarıdaki tabloyu yorumlayarak konuşacak olursak; TOP16 ve üzerini hedefleyen bir teknik direktörün, 111-113 km. seviyelerinde mesafe kat etmek, % 50'nin üzerinde topa sahip olmak ve 550 üzerinde pas yapmak gibi asgari hedefleri olması kabul edilebilirdir.


Takım analizlerine girildiğinde; yukarıdaki çıkarsamalar biraz daha netlik kazanacak, örneklerle pekişecektir.

En başta söylediğimiz gibi;

İstatistik tek başına hiçbir şeydir. Ancak; koyulan hedeflere ulaşmanın gerektirdiği asgari yeterlilikleri karşılamak için, bir o kadar elzemdir.


Devam edecek. 






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder