Maç kadroları açıklanınca 4-4-2 yayılacağımız hissi oluştu taraftarın genelinde. Sow daha geride sarkık, Webo yine öndeki rolündeydi, ama Sow'un pozisyon alışıyla daha çok son birkaç haftadaki 4-2-3-1'i andırdık. Sow'dan ortada yaratıcı olması beklenince, işler pek istediğimiz gibi gitmedi.
Öncelikle sahada yayılışta sıkıntımız vardı. Birbirinden çok kopuktu hatlarımız. Bu sıralarda enerjisiyle Raul Meireles çok öne çıktı. Raul topla da çok haşır neşir oldu. Sadece top kesmekle kalmadı, öne oynadığı tek toplar atağa kalkışlarımızı hızlandırma yolunda çok yardımcı oldu. 16. dakikada Sow'un yakaladığı pozisyonda Webo'ya attığı top ve atağın gelişimi o ana kadar ki en olgun ataklarımızdan biriydi.
YAYILIŞ VE KONTROL
Rakibimiz bizi önde karşılamaya çalıştı çoğunlukla ama sekenleri vermedik genellikle. İlk kez 28'de sekeni aldılar ama iyi şut açısı vermedik. 30. dakikada da Aykut Hoca oyuna müdahale etti. Sow'u sola, Caner'i ortaya attı ve alışık olduğumuz düzene geçişle kontrolü ele aldık. Oyuncular birbirlerine daha yaklaşarak oynayınca topu karşı alana daha rahat geçirdik ve daha etkili olduk. 36. dakikada oluşturduğumuz atak golle sonuçlanması gerekirken yan hakemin pozisyon alamamış olmasıyla güme gitti. O esnada 1-0 öne geçmek oyunun kaderini ne kadar değiştirirdi buna ikinci yarı özelinde değinmekte fayda var.
İKİNCİ YARI
Daha 2 dakika geçmeden golü bulduk. Webo'nun Sivasspor'a attığı golün ters açıdan çekilmişi gibiydi. O maçta sol bek Ziegler ters ayakla ortayı yapmış, Webo'nun kafası golle sonuçlanmıştı. Bu maçta da sağ bek Mehmet Topuz ters ayakla ortayı yaptı, Webo aynı kafa vuruşunu yaptı ama Oğuz çıkarmayı başardı. Webo'nun kendi topuna hamle edip, ofsaytta olan Sow'dan önce topu tamamlaması da kısa mesafedeki çabukluğunu gösterdi.
Burada araya girmekte fayda var. İlk gol verilmiş olsaydı, bu anda 2-0'ı yakalamış olacaktık ve oyunu istediğimiz gibi soğutup aktif dinlenmeyi sağlayabilirdik. Hoş aktif dinlenen oyuncularımız vardı zaten sahada, ama buna Perşembe performansıyla bağlantılı olarak değinirim. Şimdi sinirlerimizi yıpratmayalım.
Golden sonra ikinciyi yakalama fırsatları da geçti elimize, ama klasik olarak hemen değerlendiremedik. Oyuncu değişikliklerine kadar olan bölümde topla çıkarken yer yer yaptığımız pas hatalarının Perşembe günü için düşündürücü olduğunu eklemekte fayda var. Değişikliklerin iyi bir zamanda gelmesi, giren oyuncuların da oyuna yaptığı olumlu katkı ise Aykut Hoca'nın hanesine artı puan. Geçenlerde Twitter'da sorduğum "İlk planda göndereceğiniz 3 oyuncu" sorusuna cevap olarak en çok çıkan isimlerden biri olan Orhan Şam'ın girer girmez yaptığı asist ise tek kelimeyle şahaneydi. 2-0'dan sonra tümden rölantiye aldık oyunu ve 90 dakikanın sonunu getirdik.
Bir ufak not oyuncu değişiklikleriyle ilgili: Webo maç sonu röportajında Aykut Hoca'ya teşekkür etti değişiklikteki zamanlaması için. Sakatlıktan yeni çıkan Webo'nun hemen daha ilk maçında 90 dakika kaldırmasını beklemiyorduk sanırım hiçbirimiz. Topuz-Orhan değişikliğinde de Topuz'un tendon probleminin rol oynadığını öğrendik. Oyuncu sağlığının çok önemli olduğu, her oyuncumuzun olabildiğince sağlıklı kalması gereken bir dönemdeyiz. Müdahalelerin bu durumlar gözetilerek yapılmış olması da teknik ekibe bir artı puan.
CANER
Uzun uzun yazmak istemiyorum. Bence kötü bir performans sergilemedi. Caner atlet bir oyuncu, driver karakterli, yani delici. Ortaya geçişiyle oradaki hareketliliğinin oyunu ne kadar olumlu yönde etkilediğinin altını çizmek gerek. Oyundan çıkarken verdiği tepkiye gelince... Tepki taraftara ise çok yanlış, Aykut Hoca'ya ise çok çok yanlış. Kendisine sinirleniyorsa da şişe tekmelemeyecek bir zahmet. Basına Lazio maçına kadar malzeme verdi böyle yaparak. Oyuncularımızın daha dikkatli olmalarında ve tepkilerini kontrol etmelerinde fayda var. Ben söyleyeyim, bu burada dursun.
STOCH
Twitter'da acımasızca eleştiriyorum. Sorumsuz diyorum, kendini çizgiye atıp, top gelince sağına çekip vurmaktan başka bir şey yapmıyor diyorum. Diyorum da diyorum. Bugün oyunda kaldığı süre içerisinde çok disiplinli, mücadeleci ve takım için oynayan bir Stoch vardı. Mücadeleden kaçıyor dediğimiz adam kayarak müdahale yaptı, ikili mücadeleye girdi, vücut koydu, ayakta kaldı. Şöyle takım için oynasın, o isteği göstersin, canımızı yesin.
LAZIO MAÇINDA DİKKAT EDİLMESİ GEREKİLEN NOKTALAR
Bu maç özelinde bazı hatalarımız var ki, Lazio maçında yaptığımız takdirde çok acı bir şekilde bedelini ödeyebiliriz. Kısaca üstlerinden geçelim:
* 19. dakikada Egemen'in gelişigüzel uzaklaştırdığı top rakibe gitti ama topu ezdiler. Lazio'nun ileri uç adamları ezmeyecektir.
* 28. dakikada seken topu rakibin alması. Topuz adamını çizgiye kadar kovalamış, burası tamam, ama Cristian kademeye gecikmiş durumda. Böyle bir lüksümüz yok Lazio'ya karşı.
* Çağdaş Atan'a vurdurulan kafa. Duran toplarda çok iyi alan paylaşamadığımız bir gerçek. Rakipte belki Klose yetişemeyecek ama büyük ihtimalle yerine oynayacak olan Kozak'ın 1.93 boyunu ve zamanlamasını da hesaba katmakta fayda var.
* Benim hatırladığım 2 korneri heba ettik. Hele ikincisinde Caner korneri atmak için oyunda kaldı. Madem pas olarak kullanılacaktı, neden oyunda kaldı ben anlamadım. Ortada sıkışma ihtimali yüksek bir maçta, her duran top şanstır, ezmeyelim.
SONUÇ
Rakibin kazandığı haftada kazanmamız şarttı, kazandık. Puan farkı sabit ve bence daha önemlisi; kazanma alışkanlığımız oturmuş durumda. Neticenin daha önemli olduğu haftalardayız ve yine neticeyi aldık.
Bir ufak not da Akhisar takımı için: Birçok takımın gelip bize karşı 11 kişi savunma yapmasına alışık olduğumuz günlerde oynadıkları açık futbol takdire şayan. Topu kontrol etmeye çalıştılar ancak kapasite farkı nedeniyle sonuç alamadılar. Umarım oynamaya çalıştıkları pozitif futbolun karşılığını da ligde kalarak alırlar.