26 Aralık 2011 Pazartesi

Kaybedenler Kulübü!


Sorduk; 3 Temmuz'dan bu yana, malum konunun muhattapları mı daha çok beyanat vermiştir yoksa fırsatçı Galatasaray yöneticileri mi diye?


Kanaat getirdik sonra; Galatasaray'ını bırakıp 7/24 Fenerbahçe'yi konuşanların, Fenerbahçe nefreti ya da kompleksi, bırakın Galatasaray aşkını, anne sevgisinden bile büyük.


Hadi üşenmeyin, herhangi bir haber sitesinin arşivini günbegün kontrol edin. Adnan Öztürk ya da Ünal Aysal'ın, doğrudan ya da dolaylı olarak Fenerbahçe aleyhinde beyanat vermediği gün var mı?


Bir de öylesine intizamlılar ki maşallah, tahteravalli gibi, bir Öztürk, bir Aysal konuşuyor. Kesinlikle sırayı bozmak yok. Bu lise geleneği mi yoksa?


Hadi Ünal Aysal Başkan, o kadar botoks yaptırmış, göstermek için bile geçer kamera karşısına, Adnan Öztürk'e ne oluyor arkadaş?


Bir de itiraf edercesine inkar ettiği "Biz fırsatçı değiliz!" söylemi yok mu? Kim sordu sana ki "Biz fırsatçı değiliz!" diyorsun. Unutma liseli, sormadan yapılan fazladan inkar, itiraf sayılır.


Sadri Şener bile bu liseliler kadar konuşmadı yahu, hele ki adamcağızın kupasını vermiyorlar(!)


Benim anlamadığım; Fenerbahçe'nin düştüğü/düşeceği kötü durumdan mı kıvanç duyacaksınız yoksa Galatasaray'ınızın zaferlerinden mi?


Her Allah'ın günü birinizin şike soruşturması hakkında verdiği beyanatları okuyunca, sanki Galatasaray pek de umurunuzda değilmiş gibi de o yüzden soruyorum yanlış anlamayın.


Haa, size bir de tavsiye;


Bir radyo programı yapın siz, ikiniz. Ağzınız boş kalmasın!
İsmi de hazır, hediyem olsun: Kaybedenler Kulübü!!!







1 yorum:

  1. Birileri konuşacak, bu ateşin üfleyerek sönmeyeceğini söylecek, araya evrensel hukuk kurallarını sıkıştıracak ki işler bu noktaya gelsin. Bu ligin amacının kalmadığından, durumun belirsizliğinden şikayet edenler, bu işten en çok yararlanamyı düşünenlerdir.

    YanıtlaSil