16 Aralık 2011 Cuma

Evladıma miras mı bu sevda?


Peşin hayallerimizden biridir değil mi? 
Yeğenimiz olsun, 
Oğlumuz olsun,
Tulumunu alalım, formasını alalım, Fenerbahçeli olsun..
Tribünlerde büyüsün, adam olsun!
Babasının, dayısının/amcasının yolundan; Ata'sının izinden gitsin.
Fenerbahçeli olsun!


Henüz çocuk sahibi değilim. 
Geçenlerde masaya yatırdım da şu peşin hayalimi, tedirgin oldum, çekindim.


"Evladıma miras bu sevda" dilimizdeki türkü.
Peki evladımıza bırakacağımız bu sevdanın bedelini kim ödeyecek?
Onu da kendimize benzetip aynı acıları çektirmeye hakkımız var mı?


Yanlış anlamayın.
Komik olmayın.
Tabii ki gurur duyuyorum Fenerbahçeli olmaktan.
Cefası, sefasına denktir her zaman.
Sarı lacivert formanın asaletidir aslolan!


Ama özellikle son yıllarda Fenerbahçe aleyhinde bilinçli yürütülen propaganda ve doğal sonucu olan 3 Temmuz ile birlikte, iş çığrından çıktı.


Sahadaki çileyi, 90'lı yılları arar olduk.


Siyasetin, adaletsizliğin, vicdansızlığın kurbanı, esiri olduk.


Fenerbahçeli olsun, elbette onur duyarım; ama benim düştüğüm bu öfke kazanına onu da atmaya hakkım var mı acaba?


Sadece sorguluyorum.
Ve zaman zaman aklım karışıyor, yolumu bulamıyorum.


Miras mı, bedel mi?



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder