30 Temmuz 2013 Salı

Ersun Yanal'ın Fenerbahçesi ve resmi maçlar öncesi son durum



Genel olarak hazırlık dönemi esnasında takımın neler yaptığına çok fazla eğilemediğimiz gerçeği var öncelikle. Gerek önce Avrupa'dan men kararı, sonra Tahkim kararı ve gereğinden fazla takıldığımız forvet transferi sebebiyle takım ne çalışıyor, neler değişecek, neler aynı kalacak, yeterince ilgilenemedik demek yanlış olmaz.

Bütün bu kavga gürültüye rağmen takım Avrupa'da mücadele edecek ve ilk resmi maç yarın ve sorulacak da çok soru var. Önce hazırlık döneminde neler yaptık bir üstünden geçelim, sonra da önümüze bakalım.

HAZIRLIK DÖNEMİ VE HAZIRLIK MAÇLARI

İki kolay sayılabilecek maçın üstüne ciddi bir PSV Eindhoven maçı oynadık. Zayıf rakiplerle oynanan maçların takımın kazanma alışkanlığıyla ilgili önemine geçen sezonun değerlendirmesinde değinmiştim. İlk iki maçta da 4 gollü rahat galibiyetler aldık. Rakipleri yürüyerek yendik ve birçok oyuncuyu deneme fırsatı buldu Ersun Hoca.

Birçok kişi yazdı çizdi bugüne kadar. En keskin değişim takımın geçen sezon yer yer 4-2-3-1'i andıran üç santraforlu oyundan tam anlamıyla bir 4-3-3'e geçiş yapması oldu. Daha toplu ve kompakt oynamaya çalışan, presin dozunu artıran bir Fenerbahçe hedeflendiğini görmüş olduk.

Boluspor ve Lankaran maçlarınının sonuçtan çok gösterdiği şeyler önemliydi. Keza PSV maçında da mağlubiyete rağmen takımın gösterdiği istek daha önemliydi benim gözümde. Şu anda Gökhan ve Egemen'in sakatlıkları savunma dörtlüsünde iki as oyuncudan faydalanamıyor olduğumuz gerçeğiyle karşı karşıya bıraksa da orta sahadaki alternatiflerin bolluğu takımın en azından önde daha şiddetli basarak savunma güvenliğini nispeten de olsa artırabileceğini hissettiriyor.

SİVRİLEN OYUNCULAR

Yeni transferler Bruno Alves ve Alper Potuk hazırlık maçlarında öne çıkan oyuncular kesinlikle. Alves'in forması sakatlık ve ceza durumu haricinde garantiyken, Alper'in de orta saha rotasyonu için çok önemli olacağı kesin ve hatta belki sezon başlamadan formayı alabilme ihtimali var.

Bu ikilinin yanında Mehmet Topal ve Raul Meireles'in de çok zinde ve formda göründüğünü söylememiz yanlış olmaz. Mehmet Topal'ın Fenerbahçe için ne derece önemli bir oyuncu olduğunu geçen sene acı bir şekilde tecrübe etmiştik. Meireles'in ise dalgalı grafikle geçen ilk sezonun ardından daha adapte ve hırslı olduğunu söylemek gerek. Tecrübesi de mutlaka takıma sezon boyunca fayda sağlayacak etkenlerden birisi olacaktır.

STOCH

Tahminen herkesin satılmasına hiç itiraz etmeyeceği oyuncuların başında geliyordu Stoch geçen sezon bittiğinde. Bu sezona çok diri ve istekli girmiş durumda. Kendisini çizgiye atıp top beklemiyor, gelince de hemen sağa çekip vurmayı denemiyor. Sıfıra inmesi, içe kat edip savunmayı yaran ara pasları ve topsuz oyundaki hareketliliğyle göze çarpıyor. Ancak takım için oynamadığını hissettirdiği koca bir sezonu geride bıraktı. Bir de istikrarsızlığı bunun üstüne eklenince yine soru işaretleri beliriyor kendisi hakkında ama bu yine de şu anda hücum hattının en etkili görünen ismi olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

BEKLENENİ VEREMEYENLER

Kendi adıma Emre ve Caner'in henüz istenilen seviyeye ulaşamadıkları düşüncesindeyim. Özellikle PSV maçındaki performansları bunda etkili oldu. Emre'nin yeterince diri olmaması, Caner'in de sürekli rakip sağ bekin bindirmelerine seyirci kalmış olması ciddi anlamda düşündürücü. Bu ikilinin dışında geçen sezonun kayıplarından Krasic'in Lankaran maçındaki anlık 1-2 parlamadan fazlasını verememiş olması, Cristian'ın yine istikrarsızlıktaki istikrarı can sıkıcı olan noktalardan. Sow'un Ramazan sebebiyle olduğunu tahmin ettiğimiz formsuzluğu, Webo'nun da geçen sezondan kalan Sow sahada değilken ne yaptığını pek bilmez halleri yine değinilmesi gereken noktalardan.

SAĞ BEK

Gökhan Gönül'ün sakatlığı ve uzunca bir süre oynayamayacak olması en can sıkıcı noktalardan birisi takım adına, zira Gökhan bu takımın temel taşlarından birisi. Onun yerini doldurmaya çalışan Mehmet Topuz ve Bekir'den aynı randımanı alamayacağımız bilinen bir şeydi. Bekir'in stoperdekinden daha güvensiz halleri ve Topuz'un savunma yönündeki eksiklikleri göze çarpan en temel sıkıntılar. Buna sağ önde oynayan Kuyt'ın da henüz kendi standartlarına erişememiş olmasının etkisi olduğu düşüncesindeyim. Umarım şu ana kadar buraya yerli bir alternatif transfer yapmamış olmanın sıkıntısını ileride yaşamayız.

YABANCI SIKINTISI VE OLASI YENİ TRANSFER

Şu anda kadroda 11 yabancımızın olmasından dolayı Holmen için lisans çıkartamadığımız gerçeği var. Bir de Cardozo veya Emenike transferinin olacağı yönetim tarafından dile getirildi. İki yabancımızı elden çıkartmamız demek bu da. Şu andaki form grafikleri ve geçen sezondan kalan istikrarsızlıkları göz önünde bulundurulunca benim seçimlerim Cristian ve Yobo olur ilk planda. Krasic'in de pek üstüne koyamayacağı görüntüsü verdiğini düşünürsek onun da yolcular arasında yerini alması gayet olası. Daha bugün ise Holmen'in kiralık gönderileceği dedikodusu yayıldı. Henüz alınan bir oyuncunun hiç resmi maç oynamadan kiralık verilmesini biraz garipsemiyor değilim. Madem düşünmüyorduk veya eldeki fazla yabancıları elden çıkartamayacaktık, o zaman neden alındığını sorgulamaktan kendimi alamıyorum açıkçası.

CARDOZO MU EMENİKE Mİ?

Bir kere ikisinin de birbirinden farklı oyuncular olduğunu söyleyerek başlayalım. Yani birinin alternatifi öbürü olamaz, olmamalı. Gönül isterdi ki ikisini birden kadromuzda görebilelim. Cardozo bizim ihtiyaç duyduğumuz merkez oyuncu tipi. Orta sahaya yaklaşarak arkasındaki oyuncuların oyuna katılmasını sağlayan, ileride pas istasyonu görevi görebilecek, şut tehdidi olan, hava hakimiyetine sahip ve bitirici vuruşları üst düzey olan bir santrafor. Etkisi ortada. Yaşı ve bonservis bedeli negatifler arasında gösteriliyor bazı kesimlerce. Ben şu anda işin olumsuzundan ziyade Cardozo'nun bu takıma sınıf atlatabilecek oyuncu olduğunu düşündüğüm için kendisini kadroda görmek istiyorum.

Emenike ise bizim daha çok geçen seneki kurguda ihtiyaç duyduğumuz bir oyuncuydu kanımca. Özellikle Benfica deplasmanında diri bir Emenike'den inanılmaz faydalanabilirdik ve bu finale çıkmak, hatta belki de Avrupa Ligi kupasını almak demek olabilirdi. Şu kadro yapılanması itibariyle Emenike'nin kendisine yer bulabileceği pozisyonda Kuyt görev yapıyor. Emenike'nin takıma katılması Kuyt'ın merkeze geçmesi ve dolayısıyla kurguda ufak oynamaların olması demek. Bir de Emenike ismi uzun süredir ortada yokken birden ortaya atıldı. Belki de tamamen Cardozo için fiyat düşürme politikası. Sonuca bağlandığında göreceğiz diyerek bu konuyu da noktalıyorum.

RED BULL SALZBURG EŞLEŞMESİ

3. ön elemede takılma lüksümüz olmadığı gerçeği var. Salzburg acaba bir Young boys olur mu? sorusu var bazı insanların aklında. Benzer karakterde bir takımlar zira. Baskılı, uçana kaçana atlayan, saldıran, iştahlı, 3. bölgede pres yapan, ön alanda hızlıca yer değiştirerek rakip savunmanın dengesini bozan bir oyuncu grubuna sahipler. Takım hakkında güzel bir analiz mevcut isteyenler için bu linkten.

Olası bir kazaya uğramamak için rakibi önde karşılamamız ve agresif olmamız gerektiğini sanırım üç aşağı beş yukarı herkes biliyordur. Bu tarz takımların genellikle savunma zaafiyetleri çok belirgin olur ve biz de ön alandaki becerikli oyuncularımızla bu zaaflardan yararlanıp cezayı kesebiliriz. Alanı daraltmak, sekenlere hamle etmek ve akıllı pres uygulamak çok önemli. Topa sahip olduğumuzda da acele etmemize hiç gerek yok. Tempoyu istediğimiz şekilde ayarlayıp mümkün olduğunda 2 ve 3. bölgede top tutarak da rakibi yormak mümkün.

Benim yarınki maçta kadro tercihim şu şekilde olur form grafikleri ve sakatlıklar göz önünde bulundurulunca:


                                            


SONUÇ

Sezona genel anlamda nasıl hazırlandığımızı görmek adına en ciddi sınavımıza yarın çıkacağız. Umarım alnımızın akıyla deplasmandan iyi bir sonuçla dönmeyi başarabiliriz. İyi bir sonuç alarak turu orada bitirmek mümkün olursa bu baldan tatlı olacaktır. Sezonun stresini tüm şiddetiyle hissetmemize henüz var ve bu turun kazasız atlatılması gerek Süper kupa finali, gerekse de Play-off turu için büyük motivasyon ve özgüven kaynağı olacaktır.

3 yorum:

  1. Sorun Fenerbahçe'nin paslaşan, top çeviren kimliğine henüz kavuşamamış olması. Bu akşam top ayağındayken rakibi biraz olsun sersemletebilirse Salzburg öyle geriye yaslanabilecek bir takım değil. Gol ve goller gelecektir ancak Fenerbahçe'nin en azından kendini şöyle bi %60lara 70lere çıkarması lazım...

    YanıtlaSil
  2. Bu akşam için Yobo stoperde olur, Kadlec solda, Emre ortada.. Hasan Ali ile Alper ise kulübede.

    Emenike-Cardozo kıyası için, ikisi birden olmayacaksa Emenike olmalı. Özellikle CL'ye katılırsak Emenike tercihi daha mantıklı.
    Cardozo, arkasında bir 10 numara ve kenarlarda orta yapan açıklarla oynamaya alışık yıllardır. Buraya geldiğinde arkasında pres özellikli 3 orta saha ve içe kat eden iki kenar forvet arasında kenar beklerinin orta yapmasını bekleyecek. İşi zor.
    Emenike 3'lü forvetin her yerinde gezer. Özellikle Sow-Emenike-Kuyt üçlemesinde sürekli ye değiştirerek demarke olurlar.

    Orta saha için, mevcut kadroda kritik isimler Cristian-Salih. Bu iki isimden biri mutlaka sahada olmalıdır. Belki ileriye doğru bu üç isime Alper'de eklenir ama ceza sahasına girme konusunda diğer ikisi kadar istekli olmalı.

    YanıtlaSil
  3. Kadlec stoper oynayabilecek mi hem o oynarsa Alves sağ tarafa geçecek dolayısıyla ters ayakta yakalanma ihtimali artmaz mı? Rakibin hızlı geldiği anlarda savunmanın dengesi dağılabilir hele ki bekler Hasan Ali ve M.Topuz ise.

    YanıtlaSil