18 Kasım 2012 Pazar

Kara vicdanlının şartlı refleksi nasıl doğdu?




Daha yeni, binlerce örnek arasından ufak bir tanesiyle Türk Spor Medyası için Forma Farkı demiştik.
Çok geçmeden Türk hakemler için forma farkını da bilmem kaçıncı örnekle anıverdik dün akşam.

***


Gelin şimdi biraz açalım bu konuyu:

Durumun vehameti ve anlatacaklarımızın daha iyi anlaşılması için, önce tabloya bir göz atalım.
Görelim bakalım birincil rakibimizin 11 haftalık hakem raporunda neler var.

1. Hafta: Galatasaray-Kasımpaşa: Hakem dün akşamın kahramanı, Fırat Aydınus. 2-1 Galatasaray kazanıyor. Dk. 28, durum 0-0'ken Kasımpaşa'nın penaltısı verilmiyor. Sonra 35 dk.'da üst üste 2 duran top yaratıyor Aydınus ve Galatasaray bu duran toplardan birinden golü buluyor. Haneye 3 puan. Kasımpaşa öne geçse, sonucun ne olacağını kim kestirebilir?

2. Hafta: Beşiktaş-Galatasaray: Hakem Bülent Yıldırım. Maç 3-3 bitiyor. 85. dk'da, Beşiktaş 3-2 öndeyken, Burak Yılmaz ceza sahası dışında kendini yere bırakıyor ve hakem tereddütsüz penaltı noltasını gösteriyor. 1 puan da buradan götürüyor Galatasaray. Ne dersiniz, lige iyi bir başlangıç değil mi?

Aynı günlerde Fenerbahçeli kardeşlerimiz Hocaları'nın kellesini istiyor tabi bu arada.

5. Hafta: Galatasaray-Akhisar: Hakem Mete Kalkavan. Durum 0-0, 16. dk.'da Dany Akhisarlı Mert'i ceza sahası içinde indirir. Kırmızı kart ve penaltı verilmez. Ama yetmez; 19. dk.'da Riera Mehmet Yılmaz'ın kafasına yumruk atar, Mete Kalkavan yine oralı olmaz. Gitti mi bir kırmızı kart daha? Ama bitmedi. 20. ve 25. dk.'larda Melo ve Riera'nın dirseklerine de kart göstermez kara gömlekli. Sonuç, Galatasaray 3 - Akhisar 0. Ne kadar temiz değil mi?

6. Hafta: Orduspor-Galatasaray: Hakem Barış Şimşek. Galatasaray maçtan 2-0 mağlup ayrılır ama atlanmasın,  Ordu'nun bir penaltısı ve Melo'nun sarı kartı verilmemiştir yine. Ordu 2. golü bulamasa belki de dert olacaktır bu verilmeyen penaltı, yine.

7. Hafta: Galatasaray-Eskişehirspor: Hakem İlker Meral. Maç 1-1 bitiyor. Sarı kart sınırındaki Selçuk İnan 34 ve 37. dk.'larda rakibine arkadan dalıyor, ancak kara gömlekli sarı kartını gösteremiyır. 46. dk.'da Cris, son adam Necati'yi yaka paça indiriyor. Ama ne penaltı, ne de kırmızı kart veriliyor. Yetmiyor, 60. dk.'da ofsayt pozisyonundaki Umut'un asistiyle Galatasaray 1-0 öne geçiyor. Dürüst olalım, Eskişehir'in attığı gol de ofsayt. Ama maçın pozisyonu Cris'e verilmeyen kırmızı kart ve penaltı, dk. 46.

10. Hafta: İBB-Galatasaray: Hakem Hüseyin Göçek. Galatasaray 3-1 kazanıyor. Ama nasıl? Henüz 5. dk. Dany, son adam Webo'yu indiriyor. Hakem devam diyor. Zira faul verirse kırmızı kaçınılmaz. Sonuçta Galatasaray kazanıyor, herkes mutlu. Yaz 3 puan daha.

11. Hafta: Mersin İ.Y.-Galatasaray: Hakem İlker Coşkun. Maç 1-1 bitiyor. Ancak durum 1-1'ken 78. dk.'da Amrabat'ın Culio'yu indirmesine yine penaltı verilmiyor. Galatasaray'ın herhangi bir şekilde hakem kararıyla yenilmemesi lazım çünkü. Anayasa.


***


Özet yapalım mı?

Yukarıda 7 maç var.
7 farklı hakem.
7 kara gömlekli.
Toplamda; Galatasaray'ın 7 sarı, 5 kırmızı kartını es geçiyor.
Ve bu 7 maçta, Galatasaray'ın rakiplerinin 4 penaltısı güme gidiyor.
Varsayımsal olarak bu maçlarda tam 9 puan kazanıyor Galatasaray. 
Henüz 11. hafta.

Geçen sezona girmiyoruz. 10 penaltı ve rakiplere en kritik dakikalarda verilen kırmızı kartlardan bahsetmiyoruz.

Maç içindeki genel takdir haklarına ise hiç girmiyoruz, kaybolmamak için.

***

Bu arada paralel evrende Fenerbahçe'ye 30 haftadır çalınmayan penaltı.
Verilen, verilmeyen kırmızı kartlar.
Kapanan saha. Ertelenen ceza.
Ve dün akşamki zirve.

***

Medya arkalarında. [3 Temmuz öncesi 1'se, şimdi 10 şiddetinde.]
Başbakan ve Cumhurbaşkanı arkalarında. [Biri Fenerbahçeli, diğeri Beşiktaşlı. Ama üst kimlik farklı.]
SPK arkalarında. [Kod adı: Galatasaray'ı kurtarmak.]
TFF ve tüm kurulları arkalarında. [Arena hiç kapatıldı mı? Bıçak değil tırnak makası değil mi?]
E hakemler geri mi kalsın?
Onlar da tam destek veriyor Galatasaray'a.

***

Neden peki?

Sırtı dönük bir hakemin; görmeden, duyduğu bir hakaret üzerine Fenerbahçeli futbolcuya kırmızı kart göstermesinin altında yatan şey nedir?

Açalım;

Düdüğünü/bayrağını her daim, istisnasız, refleks olarak Galatasaray lehine ve Fenerbahçe aleyhine çalan/sallayan hakemlerin bilinçaltında ne gizli?

Bu iş talimatla olmaz. [Talimatlı olanları da var tabi. Örn: 2006'da Dereli, Süper Final Trabzon deplasmanında Abitoğlu ve 12 Mayıs'ta Çakır.]

Çoban.
Kalfa.
Kahya.
Göçek.
Yıldırım.
Çakır.
Aydınus.
Meral.
Müftüoğlu.

Dün, bugün, yarın.
Daha niceleri.

Neden bu şartlı refleks?
Neden bu ezber?


Şöyle sıralayabilir miyiz acaba?

  • TFF ve kurullarındaki Galatasaray lobisi: 1986'lara dayanır. Eski Galatasaray Başkanı Ali Uras TFF Başkanı olduktan sonra, kökleri bugün bile temizlenemeyen lobi tüm kurulların hakimiyetini ele geçirmiştir.
  • Medya: Fenerbahçe lehine -40 yılda bir- hatalarda yaygara koparan medya, Galatasaray lehine -her hafta- hataları hasıraltı ediyor. Yetmiyor; her koşulda Galatasaray'ın sözcülüğünü yapıp, Galatasaray yönetiminden rol çalıyor medya. Dolayısıyla hakemler, Fenerbahçe lehine hata yapıp kamuoyu tarafından linç edilmekten korkuyor ve saatlerini Fenerbahçe aleyhine kuruyorlar.
  • Ceza & Ödül: Son 3 yılda sırasıyla Bursaspor, Trabzonspor ve Galatasaray, yani sistem/kurgu lehine düdük çalan hakemler birdenbire artan Avrupa'daki müsabakalara atamalar ile mükafatlandırılırken; sistemin/kurgunun dışında kalan hakemler Süper Lig'de bile maç alamıyor. Örnek Bünyamin Gezer. Muslera'ya gösterdiği haklı/doğru kırmızı karttan sonra maç verilmediği için hakemliği bıraktı. Bunu gören hakemler Galatasaray'a kırmızı kart verebilir mi? Korkmaz mı? Bilinçaltı o hakemi dürtmez mi?

Özetle; kurgu, hakemlerin bilinçaltına veriyor talimatı.

Kurgunun oyuncuları, refleks olarak Galatasaray'ı kolladığı sürece de; o oyuncuların dağıttığı kartlar, hakemlerin yolunu sarı-kırmızı rotadan çıkarmayacak gibi görünüyor.

***

Peki nereye kadar?

Bu bozuk ve çarpık düzen ile Fenerbahçe'den başka bir kulüp de mücadele edene kadar.

Mesela Beşiktaş.
Kutsal İttifak dönemi, suni bir şekilde yaratılan "Fenerbahçe kollanıyor" propagandasında, Trabzonspor ve Galatasaray ile ortak pankartlarla maça çıktığı için utanıyor mudur şimdilerde?
Sanmam.
Ama birgün utanırlar ve kapalı kapılar ardında Galatasaray'ın çevirdiği dolaplara kani olur da isyan bayrağını açarlarsa, tersine dönebilir bu düzen.

***

Son olarak gelelim Fenerbahçe yönetimine.
Taraftar haklı olarak düdüğünü astırmasını istiyor yönetimin, Aydınus'a.

Rahmetli Özhan Canaydın Ali Aydın'a yaptı ya.

Aykut Kocaman patladı.
Kamuoyu zaten o sahaya girdiğinde kararın hatalı olduğunu anlamıştı.
Öncelikle yarattığı bu güven için teşekkür etmeliyiz Aykut Hoca'ya.

Ama Kocaman'ın omuzlarında olmaz bu iş.
Yönetim rolünü üstlenmeli.

Fakat nasıl?

Medya aç köpek gibi Aziz Yıldırım'ın beyanatlarını çarpıtmak, olayları farklı yerlere çekip kara propagandaya bir tuğla daha atmak için beklerken mi?

Bu iş ne yönetimin baltaları saman alevi gibi çıkarmasıyla olur, ne de Aydınus'un düdüğü asmasıyla.

Bu bir sistem işi.
Düzen meselesi.

Evet; Başkan ve yönetimin bu konuda eksikleri var.
Ancak bu yol uzun.
Yargıtay sopası ortadan kalkmadan, Başkan ve yönetimin sahneye çıkmasını beklemiyorum.
Mantıklı da, haklı da buluyorum.

Gönül harp istese de,
Gönül hücum çekse de,
Dilim ve şiarım öyle olsa da.

Malum güç ve güçler bu denli hakimken Türkiye'ye; ormandan çamı getirip dikemezsin bu topraklara.
Kesip atarlar dakikasında.
Tohumdan girmen lazım tarlaya.

Bizim de bunu konuşmamız lazım işte.
Başkan'ı ve yönetimi birşeye/bir yere iteklemek istiyorsak; malum mevcut düzenin köklerini kurutmak ve yeni tohumlar ekmek için neler yapmalı/yız, bu konuda salık/telkin vermeliyiz bizi yönetenlere.

Tabii bence.


Not: Galatasaray lehine yapılan hakem hataları ile ilgili bilgiler; görüntülü/videolu raporlarla Liselimedya Blog'undan alınmıştır. Tüm haftaların detaylı raporuna ulaşmak için TIKLAYINIZ.

2 yorum:

  1. Yargıtay sopası ortadan kalkmadan, Başkan ve yönetimin sahneye çıkmasını beklemiyorum.

    demişsin. Madem bu yargıtay sopası yüzünden sürekli sessiz kalmak zorunda olacaklardı, neden koltuğu bırakmadılar, neden Fenerbahçe'nin önünü açmadılar?

    YanıtlaSil
  2. Sizin şu yukarıda liste halinde yazdığını maçları seyrettiğinizden bile şüpheliyim. Sarı-lacivert bir gözlük yanlış şekil gösterebilir. Aslolan ise Galatasaray'ın Orduspor, Kayserispor ve Karabükspor maçlarında verilmeyen 3 net penaltısı, Gençlerbirliği maçında verilmeyen faulün devamında yenen bir gol ile Eskişehir maçında ofsayttan yediği goldür.

    YanıtlaSil