27 Kasım 2011 Pazar

Aykut Kocaman'ı eleştirmeden önce, aç karnına!


3 Temmuz psikolojisi, gidenler, yerlerine gelenler, yeri dolmayanlar, mücadele, taktik, teknik..
Sonuç olarak 12. hafta sonunda hala lideriz.


Yıkılmak için onlarca maddi manevi sebep varken, biz hala ayaktayız.


Öyle tahammülsüz, öyle çileli bir süreç ki bu zaten; saha sonuçları davayı, dava saha sonuçlarını etkiliyor.


Zan altındaki diğer kulüpler hiç bir şey olmamış gibi hayatlarına devam edip, üstüne üstlük mükafatlandırılırken, biz hem sahada hem davada ayakta durmak zorunda bırakılıyoruz.


Düşünün Aykut Kocaman'ın sırtındaki yükü.


Kazanmalı.
Kazanmaya devam etmeli.
Üstelik elindeki malzeme ciddi anlamda kalite ve kimya kaybetmişken.


Geçen yıl ikinci yarı, maçlara nasıl başladığımızı bir hatırlayın.
Yıllardır ilk yarılar uyuyan takımı, Aykut Kocaman getirmişti o santrayla beraber ısıran, çimleri sıyıran hale.


Haftalardır kötü oynuyoruz. Doğru.
Yer yer puan kaybetsek de tartışmasız liderliğimiz devam ediyor.


Oyun kurgusunun, mevkilerinden ve adetlerinden bağımsız kilit oyuncuları; Lugano, Andre ve Niang'ın yeri kolay dolmuyor işte.


Lugano gibi açamıyor kimse kilitlenen maçlarda rakip savunmayı.
Niang gibi top tutamıyor kimse ilerde, alamıyor sırtına stoperi.
Andre gibi oyun kuramıyor kimse, Roberto Carlos gibi, sol bekten, soğukkanlı ve özgüvenle.


Pırpır Dia ve Dinamo Mehmet Topuz sakatlıktan başlarını alamadı.
Gökhan Gönül sakatlık sonrası form tutamadı.
Emre gergin, malum.
Stoch'un beyin damarlarına oksijen gitmiyor bir türlü.
İlerisi desen kara delik.
Stoperlerimiz Bilica, Bekir..


O kadar dezavantajla ilerliyor ki Aykut Kocaman;
"Vasat" bulanların aksine, öylesine büyük hoca ki Aykut Kocaman!


Eleştirenleri anlıyorum.
Zinhar günah da demiyorum.


Ama bir de şu açıdan bakmaya ne dersiniz?


Mesela Gençlerbirliği maçı. Herkes Stoch daha önce girmeliydi diye hayıflandı ya hani. Oysa atsaydı o golü, planı tutacaktı hocanın.


Gençlerbirliği şu ligin açık ara en iyi kontra atak oynayan takımı. 
Bir anda 6 kişi oluyorlar ceza sahasında. Gördük bunu değil mi?


Hatta durun itiraf edeyim; ben, 70. dakika 0-0 benim dedim.
Çünkü maç her geçen dakika Gençlerbirliği'ne gidiyordu. Hele o dakikalarda Stoch girse ve savunmada bir kişi daha eksilsek belki de golü yiyip dağılacaktık. Ki bence öyle olurdu.


Evet, atladığınız birşey var eleştirirken.
Normal bir sezon yaşamıyoruz. Hoca, buzlu bir zeminde futbol oynatırcasına temkinli. Çünkü geriye düşmemeli takım. Psikolojik açıdan öylesine kırılganki oyuncular, yedikleri bir golden sonra rüya aleminden getirmek için asırlar gerekebiliyor bazen.


Bu yüzden önce tutmak istiyor oyunu hoca, tüm bu sebeplerden.
Bu yüzden Caner'i monte etti takıma ve Topuz olmadığında, mecburen, sahanın en çok koşanı Özer ile kapatmaya çalışıyor, en azından, savunma hattını. 


5 yabancı ile çıkıyor ki; zaten paniğe öylesine müsait ki ortam, bir de o sınırlamasın.


Özetle; 


Gençlerbirliği maçında 2 puan kaybetmedi hoca, 1 puan aldı.
Ve sizin söylediğinizi yapıp, mesela, Stoch'u daha önce oyuna alsaydı, Sabiha Gökçen'de karşılama yapmak zorunda kalacaktık, bence.


Gidenlerden, gelenlerden,
Sakatlardan, formsuzlardan,
Psikolojik unsurlardan..


Önündeki olumsuz dağa karşı tek başına Aykut Kocaman;
Ve öylesine büyük bir yüreği var ve o denli futbol zekası,


Ki;
Lideriz, hala líder!
Güvenin, inanın artık bu adama!


Bırakın hocalığını,
3 Temmuz'dan beri adamlığı ve duruşuyla zaten efsane oldu, yüreklerimizde baş köşeye oturdu bu adam.
Hocalığını da esirgemiyor Yarabbi Şükür!


Teşekkürler Aykut Kocaman!
Teşekkürler Kocaman Adam!






2 yorum:

  1. Ellerinize sağlık.
    Aykut Hoca kulüpteki Şükrü Saracoğlu ve Cihat Arman büstlerinin yanındaki yerini çoktan garantiledi. Gönüllerde giriştiği harekatı saymaya zaten gerek yok.

    YanıtlaSil
  2. SEN BİZİM KOCAMAN GURURUMUZSUN !!! Yanındayız hocam her zaman

    YanıtlaSil