3 Temmuz'dan beri düşündüğümüz, söylediğimiz, yazdığımız ne varsa bir bir ortaya çıkıyor diyoruz ya.
Onlardan biri de Şampiyonlar Ligi'nden men süreci işte.
UEFA; "TFF'nin beyanları ve yazışmalar sonucu alınmış bir karardır" diyerek topu TFF'ye atıyor.
TFF; UEFA ve Cornu'nun ifadelerine itiraz ediyor. Ve men kararının UEFA tarafından dikte edildiği iddiasını savunuyor.
Cornu; henüz doğrulanmayan haber kaynağına göre özür diliyor ve sorumluluğu UEFA avukatlarına bırakıyor.
Arıboğan; UEFA'nın men kararının sebebinin medyadaki haberler olduğunu söylüyor. Ve ekliyor; "Cornu, Savcı Berk'e gazete haberleri doğru mu diye sordu ve evet yanıtı aldı."
Şu yukarıdaki satırların hiç biri yorum değil. Demeçlerin özeti.
Ve bu demeçler bile, ortadaki kumpası/tezgahı/yalanı net bir şekilde ortaya seriyor.
Üstelik biri değil, hepsi yalan söylüyor.
UEFA, TFF, Cornu ve Arıboğan.
UEFA; 4 Temmuz'dan itibaren zaten Lycée mensupları tarafından aleyhte işleniyor.
TFF; başı kesik dana gibi, ne yaptığını bilmiyor.
Cornu; hem içerden hem dışardan bir kanaate itekleniyor.
Arıboğan; Lycée'nin güdümünde, görevini yapıyor.
Savcı; bilgi, belge yok diyor ama sessiz sinemada Cornu'ya istediklerini veriyor.
Ama tüm bu aktörler ve yazılan senaryo "O görünmez el'den"
Neresini tutalım şimdi bu işin?
UEFA'nın Lycée'nin tuzağına düşerek, mesnetsizce yarattığı baskıyı mı?
Cornu'nun bir oraya bir buraya beyanatlarını mı?
Arıboğan ve Helvacı'nın Adnan Öztürk ile olan münasebetini mi?
Thomas Kurth ile Adnan Öztürk'ün münasebetini mi?
Aynı Thomas Kurth'un UEFA'da yaptığı kulisi mi?
Savcı Berk'in; gizlilik kararını "sonuna kadar" uygulamasını mı?
Hangisini tutalım?
Hangisine yanalım?
En çok güldüren/ağlatan da ne biliyor musunuz?
Hani şu doğru olduğu, mimiklerle kabul edilen gazete haberlerinin neredeyse tamamının henüz hiçbir savunma yapılmadan çürümüş olması.
Yani oluşan kanaatin sebebi;
Yaani Şampiyonlar Ligi'nden men edilmemizin sebebi;
Emenike'nin para sayma görüntüleri.
Korcan'ın "kızkardeşine" alınan "Mini".
Emniyetin yaptığı 19 maçta şike var açıklaması.
"Bilyoner"in kapatılması.
"Havuz işi"
"Eskişehir'de rahat mıyız?"
Ve daha niceleri.
Hakikaten; güler misin, ağlar mısın şimdi?