Efsane Rocky serisini izlemeyen yoktur. Büyük bir Amerika propagandası olsa da; inancın, azmin zaferini daha iyi anlatan bir film yoktur herhalde. Rocky IV ise serinin içinde özel bir anlama sahiptir, bence. Rakip bu sefer bir Rus devi, Ivan Drago'dur. Rocky'nin, Ağır Siklet Dünya Boks Şampiyonluğunu elinden aldığı Apollo Creed, Ivan Drago tarafından ringde öldürülünce Rocky intikam için Rus Dev ile Moskova'da karşılaşır. İki boksöre baktığınızda Rocky'nin Drago'yu, üstelik Sovyet Rusyası'nda, Moskova'da yenmesi imkansızdır. Maç öngörüldüğü gibi başlar. İnsandan çok dev bir robota benzeyen Drago muhtemelen Rocky'i de öldürecektir ringde. Rocky adeta dayak yemeye çıkmıştır Drago'nun karşısına. Defalarca knock-out 'un eşiğinden döner, gözleri kararır, çok ağır yaralar alır.. Ama pes etmez! Drago'dan yediği yumrukların tesiriyle gördüğü halisülasyonlarda "Acı yok" der ona "Mickey" hatıralarında. Tekrar ayağa kalkar ve kaşını açar Rus Devi'nin. Ivan Drago'nun bir Amerikalı'yı katletmesini seyretmeye gelmiş azgın Rus tribünlerinde bir sessizlik olur önce. Karşısındakinin de bir insan olduğu ortaya çıkınca, Rocky daha da cesaretlenir ve sazı alır eline. Ringde konuşan Rocky olur artık. Drago da, tribünler de şaşkındır. Ve ringde Amerikalı kanı görmek için oraya gelmiş binlerce Rus, Rocky diye bağırmaya başlar bir anda. Sovyet Rusyası'nda, Moskova'da, tribünler bir Amerikalı'nın adını haykırır. Vazgeçmeyen, pes etmeyen, kendisinden çok daha güçlü bir deve karşı azmin çığlığı olan bir Amerikalı'nın adını, Rocky'i! Ve yukarıda tamamını altyazılı olarak izleyebileceğiniz o efsane maç sonu konuşması:
"Bugün burada, benden nefret eden bir kalabalık gördüm..""Bu dövüş sırasında çok şeyin değiştiğini gördüm; sizin hissettikleriniz ve benim hissettiklerim..""Burada birbirini öldüren iki insan vardı, 20 milyonun birbirini öldürmesinden iyidir..""Söylemeye çalıştığım; ben değişebiliyorsam ve siz değişebiliyorsanız, herkes değişebilir!"
Ve bu filmden tam 26 yıl sonra. 3 Temmuz'dan beri linç edilen, dayak yiyen bir Fenerbahçe. Hergün, her sabah, her akşam; maksadı ve görevi belli azgın çevrelerin provakasyon, manipülasyon ve dezenformasyonlarla katletmeye çalıştığı Şanlı Fenerbahçe! Geçmişiyle, bugünüyle, İnanmaktan vazgeçmeyen, Saldırılardan korkmayan, Provakasyonlara göğüs geren, Manipülasyonları tek tek savuşturan, Liderini satmayan, Tüm hainliklere karşı, rüyasında Lefter'i gören ve "Acı yok!" diyerek direnen Yalnız Fenerbahçe! Dün, "Drago'nun kaşı açıldı" Azgın seyirciler şaşkın. Dövüş bitmedi. Daha çok savuşturulacak kroşe, Daha çok kırılacak çene var! Ama ayağa kalktı Fenerbahçe! Şimdi "Final Konuşması" nı hayal ediyorum. Fenerbahçe düşmanlığı, anne sevgilerinden fazla olan azgın seyircilerin, Yaşa Fenerbahçe diye haykırdığı ve Aziz Yıldırım'ın onları bağışladığı, Final Konuşmasını! "Ben değişebiliyorsam ve siz değişebiliyorsanız, herkes değişebilir!"
Amaç, TSK ile ticari işbirliğinin aktörlerini değiştirmek miydi? Amaç, Aziz Yıldırım üzerinden Fenerbahçe ve Türk Futbolu'nu ele geçirmek miydi? Amaç, şehirlerin en güzide yerlerindeki büyük stad arazilerini TOKİ marifeti ve yeni stad hayalleriyle istimlak etmek miydi? Amaç, futbol dünyası üzerinden akan suyu, istenilen kanala dökmek miydi? Amaç, Trabzonspor üzerinden HES'lere rıza almak mıydı? Amaç, futbolun popülaritesi üzerinden siyasi rant elde etmek miydi? Amaç, 2020 Olimpiyatlarını ya da 2020 Avrupa Şampiyonası'nı ne pahasına olursa olsun almak için, "Duble yol" argümanına benzer bir "Arenalar" projesi miydi? Daha fazlası mı? Bir tanesi mi? Birkaç tanesi mi? Ya da hepsi mi? Bilmem ama, maşallah, tıkır tıkır işliyor. 1 Taşla 40 kuş misali! Bakalım Olimpiyat Ateşi'ni kimler taşıyacak? Şimdi..
Evet hırçın. Evet gergin. Evet hatalar yaptı. Sevmeyebilirsiniz. Ki biz de sevmezdik. Hepsini anlıyorum. Peki ya açık aramak, maden bulmak, aleyhte kullanmak için; çok açık bir şekilde maksatlı olarak her pozisyon sonunda Emre'nin ağzına saniyelerce zoom yapmak nedir? Ne istiyorsunuz? Ne bekliyorsunuz? Şöyle okkalı bir şekilde ecdadınıza sövmesini mi? Emre'ye de kızıyorum, sövse ya keşke! Lig TV, Şansal Büyüka, Musa Çözen; Bu yapılanın içindeki iyi niyet kaç gramdır? Peki kalbiniz? Kaldı mı hiç?
"Aziz Yıldırım'ı kurtarma" kapsamında, türlü yaygara ve propagandayla 6222 değişti, diğerleri çıktı, Yıldırım kaldı.
"Fenerbahçe'yi kurtarma" kapsamında, türlü yaygara ve propagandayla 58. madde kongreye geliyor, muhtemeldir ki değişecek ve Fenerbahçe olabilecek belki de en kötü senaryo ile kamuoyunun gözünden düşecek. Diğerleri ise yine işin içinden sıyrılacak.
Ne kadar güzel değil mi? Doğrudan ve dolaylı olarak kendi menfaatleri için yaptıkları icraatları, yegane düşmanları, filmin şeytan rolündeki aktörü Fenerbahçe üzerine yıkıp, aradan sıyrılıyorlar.
Zavallı Fenerbahçe de anlamsızca savunmaya çalışıyor kendisini.
Kulüpler Birliği Başkanı Yıldırım Demirören camiasından baskı yiyor şu aralar, 58. maddenin değişmesine karşı beyanat vermesi yönünde.
Bu yazıyı yazdığım dakikalarda Kulüpler Birliği adına açıklama yapılıyor. Dinlemiyor, izlemiyorum. Ben Demirören'in ilk açıklamalarını yorumlayacağım.
Diyor ki Demirören: "Şike yapan düşsün ama teşebbüs edenin puanı silinsin."
58. madde ne diyor peki?: Şike yapan, teşvik veren ve/veya teşebüs eden küme düşer.
3 Temmuz'da haykırdık ya hani; bu, Fenerbahçe üzerinden yapılan bir Aziz Yıldırım operasyonudur diye.
Anlamayan kaldı mı hala? Anlayıp da kabul etmeyen peki? Kabul edip de söylemeyen ya da?
Satır arasında diyor ki Büyük Beşiktaş'ın Büyük Başkanı: Bu iddianame bokunda biz de varız, Fenerbahçe zaten linçten kurtulamayacak, düştü; biz bu işten sıyrılalım bari.
58. madde üzerindeki tadilatın ya da affın tek sebebi bu. Fenerbahçe zaten 4 Temmuz sabahı idam edildi.
Mahkeme kararını beklemeye cesaretleri yok. Küme düşürmeye yetecek tek bir gerçek delil yok.