1372 gün geçmiş 3 Temmuz sabahından bu yana. Yaşananları uzun uzun anlatmaya gerek yok, herkes şahit. Ama tamamen yanlış bir kanaat yerleşti ve üzerinden kuruluyor tüm cümleler, tercümesi, "Adaletin olmadığı/bittiği yerde, anarşi doğar."
İlk kez modern çağın son filozofu Şenol Güneş tarafından dillendirildi bu çarpık söylem. Bakarsanız tespit niteliğinde bir söz ama kullanım amacı Trabzonspor'un 3 Temmuz'da başlamayan Fenerbahçe düşmanlığı ve tezahürü şiddeti meşrulaştırmak olduğu için tehlikeli, zehirli ve maksatlı. Dolayısıyla bu önermeye omuz veren her türlü ima ve söylem, lami cimi yok, 4 Nisan'da çekilen tetikte parmak izi.
Ama şu önermenin de içini açalım bakalım bir. Adalet nasıl sağlanmamış? Kimin hakkını yemiş?
Bir dava düşünün;
Ve bir dava düşünün, sonunda;
Ve tüm bunlar yaşanırken;
Devamını oku...
İlk kez modern çağın son filozofu Şenol Güneş tarafından dillendirildi bu çarpık söylem. Bakarsanız tespit niteliğinde bir söz ama kullanım amacı Trabzonspor'un 3 Temmuz'da başlamayan Fenerbahçe düşmanlığı ve tezahürü şiddeti meşrulaştırmak olduğu için tehlikeli, zehirli ve maksatlı. Dolayısıyla bu önermeye omuz veren her türlü ima ve söylem, lami cimi yok, 4 Nisan'da çekilen tetikte parmak izi.
Ama şu önermenin de içini açalım bakalım bir. Adalet nasıl sağlanmamış? Kimin hakkını yemiş?
Bir dava düşünün;
- Amacı, maksadı, faaliyetleri ve sonu malum Özel Yetkili Mahkemelerde görülmüş,
- Polisi, savcısı, hakimi, medya borazanı; Ergenekon, Balyoz ve türevi davalarla birebir aynı kişiler tarafından oluşmuş,
- Soruşturmasını yürüten polisler, savcılar "kumpas" iddialarıyla görevden alınmış, tutuklanmış,
- Tetikçiliğini en önde yapan bir kesim medya(?) mensubu tutuklanmış, yurt dışına kaçmış,
- Meşhur tapelerde net olan tek şike girişimini Trabzonspor yapmış ama pamuk kadar beyazmış,
- Fenerbahçe aleyhine kullanılan tapelerin altına polis *şiir* gibi tespitler yazıp UEFA ve Yargıtay kararlarına kadar uzanan fezlekeyi oluşturmuş,
- Dava süresince Fenerbahçe topyekün linç edilirken, aynı soruşturmadaki Beşiktaş ve Trabzonspor ayrılmış, korunmuş, kutsanmış,
- Başlangıcından sonuna, her duruşmada ve her kararda anayasal hakları çiğneyen bir hukuk garabeti yaşanmış, [Bknz: Sözde Şike davasında adil yargılanma hakkı nasıl ihlal edildi?]
Ve bir dava düşünün, sonunda;
- Fenerbahçe'nin son 4 yılda, 2'si direk şampiyonlar ligi grupları olan 3 Avrupa hakkı elinden alınmış,
- Bu vesileyle somut olarak en az 50 milyon eurosu Trabzonspor ve Galatasaray arasında paylaşılmış,
- Başkanı ve yöneticileri 1 yıl hapis yatmış,
- Futbolcu satmış, değer kaybetmiş, bütçesi şaşmış,
- Fenerbahçe dava ile uğraşırken saha içinde ve dışında batmakta olan Galatasaray sahada ve borsada *işler* çevirip yükünü almış,
- Devletin tüm kurumları Fenerbahçe'ye adeta düşman olmuş, yaptığı protokolleri yırtıp hakkını gasp etmiş.
- 3,5 yıl sonra hala, her yerde, atılan çamurları temizlemeye uğraşmış,
Ve tüm bunlar yaşanırken;
- Trabzonspor davadan yara almadan kurtulmuş. Üstüne Fenerbahçe'nin yerine Şampiyonlar Ligi'ne gitmiş.
- Beşiktaş davadan yara almadan kurtulmuş. Üstüne çıkmazda olan stad problemleri çözülmüş.
- Galatasaray davanın tüm ganimetlerini toplamış. 2 şampiyonluk, şampiyonlar ligi, usülsüz sermaye artırımları peşi sıra gelmiş.
Ama adalet bir türlü sağlanamamış. Çünkü onlara göre; Fenerbahçe, işlemediği bir suçtan dolayı küme düşürülmeli ve bu yolla Türk futbol sahnesinden silinmeli, her yıl bir şampiyonluk adayı etrafında birleşip şikenin karekökünü yapan Kutsal İttifak da huzurla pastayı paylaşmalıydı.
Fenerbahçe'nin yara alması için, -dillendirmeselerde- kumpas olduğunu adları gibi bildikleri bir operasyonu desteklediler. Bir yalana körü körüne inanıp, gerçeklere düşman oldular. Kazanın doğurduğuna inandılar da, öldüğüne bir türlü inanamadılar. Fenerbahçe ayağa kalkıp üstüne kupalarla yoluna devam ettikçe kudurdular. Fenerbahçe 3 Temmuz'un maddi manevi tek zarar gören camiası, kulübü iken, elindeki mağduriyeti bile çalıp adalet naraları attılar.
Peşinden de sadece Fenerbahçeliler'in söyleme hakkı olan bir sözü [Adaletin bittiği yerde anarşi başlar.] söyleyip ancak savaşlarda görülen şiddeti meşrulaştırdılar.
Evet, adalet başlamadan bitti. Fenerbahçe'ye karşı, bir lokomotif ve etrafında birleşen koalisyon ile savaş açıldı, linç edildi, ayrımcılığa uğradı, hakkı yendi, geleceği çalındı. Ama arsız hırsız doymadı, hep daha fazlasını istedi, bitmez şımarıklıklarına bir yalanı siper etti.
Peki, ne zamana kadar sürecek? Fenerbahçe *gerçekten* hakkını aramaya karar verdiği ve treni raydan çıkardığı zaman.