Emre Belözoğlu. Türk futbol tarihinin en kariyerli futbolcularından biri. Orta sahada yeri dolmayacak, bu yaşında bile hala takımın dinamosu ve kaptanı. Türkiye, Milli Takım, İtalya, İngiltere ve İspanya'da üst düzey takımlarda başarıyla oynamış bir tecrübe. Ve bazı Fenerbahçeliler ile tüm rakiplerinin nefret objesi haline gelmiş agresif bir kişilik.
Öyle veya böyle Emre'nin öznesi olduğu bininci konu bu. Ve bazen sadece bu sebepten peşinen haksız görüldüğü bir mevzu.
Benim takıldığım yer ise Fenerbahçeliler'in "Emre'yi savunmuyorum ama" ile başlayan cümleleri.
Emre'yi sevmiyor, formaya layık bulmuyor veya bir sebepten haksız buluyor olabilirsiniz. En doğal hakkınız. Ama haklıysa, ki burada öyle; neden savunmuyorsunuz, savunmazsınız, bunu anlamıyorum.
İnsanlar hata yapabilir, çocuklarınız da; ama hataları, çocuklarınızı ömür boyu haksız ve savunmasız yapmamalı. Bir de böyle düşünmekte yarar var bence.
Emre'yi anlatmayacağım. Her *yargı* sahibini bağlar, bu saatten sonra fikir değiştirmez, buna da zaman harcanmaz. Emre bu. Herkes için farklı anlam ifade edecek *bu* benim için nedir peki?
Çok ama çok iyi futbolcu. Fenerbahçeli. Zaman zaman öfkesini kontrol edemeyecek kadar agresif. Ama saha içinde de dışında da birçok kez haklıyken haksız duruma düşen bir cengaver. Şahsen gönül bağım var, zaman zaman kızsam da Emre'yi seviyorum ve bunu göğsümü gere gere söylerim.
Konuya gelelim. Türkiye kariyerinde büyük maç kazanamamış, 2 tribünü kapalı, maç içinde şuurunu yitirmiş bir Fenerbahçe'yi *bile* yenemeyen, bu sebeple olumsuz psikolojisini dışa vuran Bilic; Emenike trajedisi yaşanırken Bruno Alves ile tartışıyor. Eller kollar sallanıyor. Herhalde "Allah müstehakını versin Alves" demiyor. Sonra takımın kaptanı Emre -elbette- müdahil oluyor ve basıyor fırçayı. Fuck-off diyor. İster "ha siktir" diye tercüme et, ister "Defol", Bilic'e cevabını veriyor.
İlk düğüm burada. İlk yanlış Bilic ile başlıyor. Sen hangi cüretle rakip takım futbolcuları ile tartışıyorsun ve kaçıncı kez. Ve sahada tüm damarları şişmiş, nabzı 150 atan *erkeklerden* ne bekliyorsun karşılık olarak? Tiyatro seyircisi olgunluğu mu?
Bilic'in "hasiktir" dediğini görüyoruz aynı kameralarda, dudağını "Fuck off" a götürdüğü an da gayet net ortada. Yani ortada bir küfürleşme var, karşılıklı. Ki burada teknik direktör olan kişinin pozisyonu hatalı. Yanlış yerde olan kişi Bilic.
Devam edelim. Beşiktaşlılar isyan ediyor. Fahişe medya kadraja elbette Emre'yi alıyor. Neden? Geçmişinden. Aynı önyargıyla oluşturdukları kanaatten. Günah keçisi. Tüm kabahatlerin sahibi ve müsebbibi. Bu algı ve yaratanlar ne kadar doğru/dürüst? Ve bu ezber üzerinden gidilen hangi yol gerçekten doğru?
Emre melaike değil. Ama tek küfür eden Emre değil. Meşrulaştırma diyenler önce kendi ezberlerini bozmalı. Küfür etmeyen futbolcu nadir. Radara alınan ve kamuoyunun önüne atılan ise hep Emre. Hiç mi suçu yok? Yahu bazen var bazen yok. Varken var dersin, yokken yok dersin. Hep aynı yanlış. Aziz Yıldırım için de yapılan bu. Ne her yaptığı doğru, ne her yaptığı yanlış. Ama kime anlatacaksın?
Ezber, goygoy, RT, FAV.
Utanmadan BJK TV koridor görüntülerini yayınlamış. Emre, "Bilic anneme sövdü, jebemti majku dedi" diye isyan ediyor, BJK TV alt yazıyı farklı geçiyor ve bu her kesim tarafından ortaya çıkarılıyor. Yani BJK TV de manipüle etse de Emre'yi haklı çıkarıyor.
Fakat hala "Emre'yi savunmuyorum ama" diye başlayan cümleler okuyoruz.
Buz gibi haklı olduğu bir konuda takımının kaptanını neden savunmuyorsun? Ezber seline aykırı şeyler söylediğin için seni de sindirirler diye mi? Sosyal ortamındaki itibarın için eyyam mı yapıyorsun yani, kısaca.
Haksızken istediğini söyle. Ama haklı işte. Asıl ve gerçek tutarlılık böyle zamanlarda belli olmaz mı? Doğruyken doğru dersin, yanlışken yanlış. Haklıyken haklı, haksızken haksız.
Uzatmayacağım. Söyleyeceğim şeyler aynı.
Özetle: Ben Emre'yi savunuyorum ve Bilic haksız. Korkmayın, siz de söyleyin. Vicdanınız sosyal itibarınızdan önemli unutmayın.
Beşiktaş çıkışıyla zaten ofsayta düştü ve Galatasaray'a 100 yıllık hizmetine devam etti. Her maç hakem katliamı ile Galatasaray'a yenilen adamlar; bu sezon buz gibi iki Fenerbahçe mağlubiyeti için yaygara kopardılar. Açıklaması da tarifi de belli. Size mutluluklar, sözüm kardeşçe.
Devamını oku...
Öyle veya böyle Emre'nin öznesi olduğu bininci konu bu. Ve bazen sadece bu sebepten peşinen haksız görüldüğü bir mevzu.
Benim takıldığım yer ise Fenerbahçeliler'in "Emre'yi savunmuyorum ama" ile başlayan cümleleri.
Emre'yi sevmiyor, formaya layık bulmuyor veya bir sebepten haksız buluyor olabilirsiniz. En doğal hakkınız. Ama haklıysa, ki burada öyle; neden savunmuyorsunuz, savunmazsınız, bunu anlamıyorum.
İnsanlar hata yapabilir, çocuklarınız da; ama hataları, çocuklarınızı ömür boyu haksız ve savunmasız yapmamalı. Bir de böyle düşünmekte yarar var bence.
Emre'yi anlatmayacağım. Her *yargı* sahibini bağlar, bu saatten sonra fikir değiştirmez, buna da zaman harcanmaz. Emre bu. Herkes için farklı anlam ifade edecek *bu* benim için nedir peki?
Çok ama çok iyi futbolcu. Fenerbahçeli. Zaman zaman öfkesini kontrol edemeyecek kadar agresif. Ama saha içinde de dışında da birçok kez haklıyken haksız duruma düşen bir cengaver. Şahsen gönül bağım var, zaman zaman kızsam da Emre'yi seviyorum ve bunu göğsümü gere gere söylerim.
Konuya gelelim. Türkiye kariyerinde büyük maç kazanamamış, 2 tribünü kapalı, maç içinde şuurunu yitirmiş bir Fenerbahçe'yi *bile* yenemeyen, bu sebeple olumsuz psikolojisini dışa vuran Bilic; Emenike trajedisi yaşanırken Bruno Alves ile tartışıyor. Eller kollar sallanıyor. Herhalde "Allah müstehakını versin Alves" demiyor. Sonra takımın kaptanı Emre -elbette- müdahil oluyor ve basıyor fırçayı. Fuck-off diyor. İster "ha siktir" diye tercüme et, ister "Defol", Bilic'e cevabını veriyor.
İlk düğüm burada. İlk yanlış Bilic ile başlıyor. Sen hangi cüretle rakip takım futbolcuları ile tartışıyorsun ve kaçıncı kez. Ve sahada tüm damarları şişmiş, nabzı 150 atan *erkeklerden* ne bekliyorsun karşılık olarak? Tiyatro seyircisi olgunluğu mu?
Bilic'in "hasiktir" dediğini görüyoruz aynı kameralarda, dudağını "Fuck off" a götürdüğü an da gayet net ortada. Yani ortada bir küfürleşme var, karşılıklı. Ki burada teknik direktör olan kişinin pozisyonu hatalı. Yanlış yerde olan kişi Bilic.
Devam edelim. Beşiktaşlılar isyan ediyor. Fahişe medya kadraja elbette Emre'yi alıyor. Neden? Geçmişinden. Aynı önyargıyla oluşturdukları kanaatten. Günah keçisi. Tüm kabahatlerin sahibi ve müsebbibi. Bu algı ve yaratanlar ne kadar doğru/dürüst? Ve bu ezber üzerinden gidilen hangi yol gerçekten doğru?
Emre melaike değil. Ama tek küfür eden Emre değil. Meşrulaştırma diyenler önce kendi ezberlerini bozmalı. Küfür etmeyen futbolcu nadir. Radara alınan ve kamuoyunun önüne atılan ise hep Emre. Hiç mi suçu yok? Yahu bazen var bazen yok. Varken var dersin, yokken yok dersin. Hep aynı yanlış. Aziz Yıldırım için de yapılan bu. Ne her yaptığı doğru, ne her yaptığı yanlış. Ama kime anlatacaksın?
Ezber, goygoy, RT, FAV.
Utanmadan BJK TV koridor görüntülerini yayınlamış. Emre, "Bilic anneme sövdü, jebemti majku dedi" diye isyan ediyor, BJK TV alt yazıyı farklı geçiyor ve bu her kesim tarafından ortaya çıkarılıyor. Yani BJK TV de manipüle etse de Emre'yi haklı çıkarıyor.
Fakat hala "Emre'yi savunmuyorum ama" diye başlayan cümleler okuyoruz.
Buz gibi haklı olduğu bir konuda takımının kaptanını neden savunmuyorsun? Ezber seline aykırı şeyler söylediğin için seni de sindirirler diye mi? Sosyal ortamındaki itibarın için eyyam mı yapıyorsun yani, kısaca.
Haksızken istediğini söyle. Ama haklı işte. Asıl ve gerçek tutarlılık böyle zamanlarda belli olmaz mı? Doğruyken doğru dersin, yanlışken yanlış. Haklıyken haklı, haksızken haksız.
Uzatmayacağım. Söyleyeceğim şeyler aynı.
Özetle: Ben Emre'yi savunuyorum ve Bilic haksız. Korkmayın, siz de söyleyin. Vicdanınız sosyal itibarınızdan önemli unutmayın.
Beşiktaş çıkışıyla zaten ofsayta düştü ve Galatasaray'a 100 yıllık hizmetine devam etti. Her maç hakem katliamı ile Galatasaray'a yenilen adamlar; bu sezon buz gibi iki Fenerbahçe mağlubiyeti için yaygara kopardılar. Açıklaması da tarifi de belli. Size mutluluklar, sözüm kardeşçe.